Google Play Store
App Store

Başkanlık için beraber yola çıkan AKP ile MHP arasındaki sorun ‘bayrak krizi’yle sınırlı değil. Ankara kulislerine göre, MHP ile AKP arasındaki sıkıntı, kamuya yapılacak atamalarda başladı

Sorun bayrakla sınırlı değil!

YAŞAR AYDIN - @yasaraydinnn
yasaraydin@birgun.net

Son ayların en hareketli partisi kuşkusuz MHP. Özellikle Bahçeli’nin yeniden başlattığı başkanlık tartışmasının ilk anından itibaren Türkiye’de herkesin dikkatle takip ettiği bir parti haline geldi. AKP ve Erdoğan ile uyumla çalışması, başkanlık sistemine yol veren tutumu, propaganda dönemindeki sıcak ilişkisi, koalisyon ortağı olarak görülmesine neden oldu.

Bu sıcak ilişkiye bugünlerde sürekli kriz gölgesi düşüyor. Neden, Barzani ve Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi bayrağı gibi görünse de Ankara kulislerine göre sorun bununla sınırlı değil.

AKP’ye güven azaldı
Ankara kulislerine göre, MHP ile AKP arasında sıkıntı, kamuya yapılacak atamalarda başladı. MHP, İçişleri Bakanlığı’nda aldığı sınırlı kadro ile yetinmek zorunda kaldı. Üniversitelere yönelik talepleri neredeyse hiç karşılanmadı. Farklı cemaatlerin bakanlıkları parsellemesi MHP kadrolarında rahatsızlığı daha da artırdı.
İkinci sıkıntı ise daha çok ekonomik. İş dünyasının MHP’ye yakın isimleri çok uzun süredir kamudan iş alma şansına sahip değillerdi. AKP ile yakınlaşma sürecinde bu sorunun da aşılması beklendi. Ama tüm mega projeler bildik şirketlerle yürütülmekle birlikte kamu ihalelerinin de neredeyse durma noktasına gelmesi bu beklentiyi de boşa çıkardı. Bu gelişmeler MHP Genel Merkezi’ne “Biz bunları niye desteklemeye devam ediyoruz?” sorusu olarak geri dönmeye başladı.

Önlem almak zorunda
Bugünlerde MHP tabanında en çok sorulan soru “Bu işten biz ne kazanacağız?” AKP ile girilen ortaklıktan beklenen siyasal kazanıma dair soru işaretlerin de artması bu sorunun daha sık tekrarlanmasına yol açıyor. Bahçeli’nin sık sık “AKP bizim çizgimize geldi” çıkışı tabanı ikna etmeye yetmiyor. MHP tabanında AKP ve Erdoğan’a dair var olan kuşku, Barzani ziyareti ile bir kez daha depreşti. Bu fotoğraf karşısında Bahçeli mutlaka adım atmalıydı. Nitekim önce grup toplantısında düşük dozla, yetmeyince daha sert bir şekilde sosyal medyadan AKP’yi eleştirdi. 7 Haziran sonrası gelişmelerle tabanla arasının iyice açılmaması için Bahçeli’nin mutlaka böyle bir adım atması gerekiyordu. Peki devamında neler olacak? Bahçeli’yi yakından tanıyan isimler yeni taktiği “ölçülü AKP eleştirisi, kararlı evet desteği” olarak özetliyorlar. Yetip yetmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Yolları ayırma ihtimali
Bahçeli’nin, büyük bir özgüvenle çıktığı yolda tereddüt içinde olduğu görülüyor. AKP’nin politik çizgisinin yanı sıra gazeteciler dahil farklı kesimlere yönelik sert eleştirileri bu tereddütlü duruma ilişkin. Referandum döneminde AKP’nin mutlaka Kürt oylarına ihtiyacı olduğuna dair açıklamalar Bahçeli’yi ve MHP kurmaylarını iyice endişelendiriyor. Bahçeli, tabanın bölünmesi pahasına AKP’ye ve Erdoğan’a destek verdi ve bu desteğin siyasal sonuçlarını almadan yolların ayrılması onun için büyük bir yenilgi anlamına gelecek. Bu nedenle Erdoğan’a Kürtlerle yakınlaşmayı öneren her kesime büyük bir öfke ve hışımla saldırıyor.

‘Devre dışı’ tehlikesi
Tüm bu gelişmeler Bahçeli ve MHP’nin sadece söyleminde değil referandum programında da değişikliğe neden oldu. MHP muhaliflerinin yaygın il ilçe ziyaretleri, örgüt içinde giderek artan huzursuzluk MHP’yi sahaya çıkmaya zorladı. Bahçeli kalan kadroları ile dağılan örgütü toplamak için Ankara dışına çıkmak zorunda kaldı.
MHP’nin bundan sonra izleyeceği yol biraz da AKP’ye bağlı. AKP, kazanmak için batıda MHP, Güneydoğu’da Barzani ile birlikte referandum çalışması yürütmeyi planlıyor. Bazı Güneydoğu illerinde Hüda Par’ın dışında Barzani’ye yakın isimlerin de ‘Evet’ çalışması başlattığı haberleri bu bilgileri doğruluyor. Bu ince çizgide küçük bir sapma her şeyi farklılaştırabilir. MHP ve Bahçeli kazığı sağlam çakıp AKP’yi yanında tutmaya çalışacaktır. Bahçeli kendi kurduğu oyunda devre dışı kalma ile karşı karşıya.

***

Yandaş kalemle kavga

Yazılarında ve katıldığı televizyon programlarında AKP sözcüsü gibi davranan Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’ye yönelik Devlet Bahçeli’nin “Kılıç artığı, casus, şerefsiz” sözleriyle başlayan kavga sürüyor.

“İktidarın sesi” olarak değerlendirilen Selvi ile MHP arasındaki kavganın şiddetlenmesi kulislerde, “Asıl kavga AKP-MHP arasında” yorumlarına neden olurken MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da dün hakaretlerle dolu bir “açık mektup” la tartışmaya katıldı.

Mektubunda Selvi’ye “Abdülgüdük Efendi” diye seslenen Yalçın, yandaş kalemin soyadından yola çıkarak, “Selvi soyadı sizin konumunuza, fıtratınıza, boyunuza, posunuza ve tipolojinize uymuyor. Maki soyadı size daha çok yakışıyor” dedi. “Sizin yaptığınız analiz değil; gerçeklerin anasını bellemek, doğrulara tecavüz etmektir” diyerek hakaretin dozunu artıran Yalçın, “Sizin ne haddinize MHP ile uğraşmak ve onun liderine dile uzatmak?” ifadelerini kullandı.

Abdülkadir Selvi, mektuba sosyal medya üzerinden kısa bir yanıt verdi. Selvi, “Nefret, soykırım ve hakaret suçu işleyen Sn. Bahçeli ve ismini vererek itibar kazandırmak istemediğim yardımcısı ile mahkemede hesaplaşacağım” dedi.