6 Şubat depremlerinin üzerinden 100 günü aşkın süre geçti. Bölgedeki plansızlığın ilk günkü gibi sürdüğünü söyleyen gönüllüler “Sorunlar ilk günden beri hiç değişmedi. İnsan hayatı riske atılıyor” ifadelerini kullandı.

Sorunlar ilk günkü gibi aynı duruyor
Fotoğraf: Depo Photos

İlayda KAYA

Maraş merkezli depremlerin üzerinden 101 gün geçti. Afetin vurduğu kentlerdeki sorunlar hâlâ ilk günkü gibi devam ediyor. Çözülemeyen barınma, sağlıklı suya erişim sorunuları derinleşirken yaşam alanlarına dökülen molozlara yönelik direniş de sürüyor. Afet sonrası kaybolan birçok yurttaş da bulunamıyor. Öte yandan sağlık ve eğitim alanındaki çalışmalarda da bir aşama kat edilebilmiş değil. Afet bölgesindeki gönüllüler, bölgelere gelen yardımların azaldığını söyledi. Hatay’daki SOL Parti Dayanışma Gönüllüleri’yle bölgedeki yurttaşlara destek olan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Feray Aytekin Aydoğan, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Merkezimiz, şu anda dayanışma malzemesini ulaştırmaya çalışan tek nokta olarak kaldı” dedi.

Afet bölgesinin unutulmaya başlandığına dikkat çeken Aydoğan, şunları anlattı:

“Uzun bir süredir en temel sorun, barınma sorunu. Çadır ve konteyner sorunları ilk günkü gibi devam ediyor. Okulların önemli bir kısmı başladı ama kamu çalışmaları döndüler ve onların da barınma sorunu devam ediyor. Öğrencilerin ve öğretmenlerin okulları kilometrelerce uzakta ve çözüm bulunabilmiş değil. Çadır geçici çözümdü. Binaların inşa edilmesi uzun erimli bir süreç olacak. Yazın gelmesiyle böcek, yılan, akrep, birçok tehlike daha da arttı. Konteynerlerin oluşturulması gerekiyordu. Bununla ilgili bir adım atılmadı. Hâlâ konteyner sorunu çok ciddi bir sorun.”

SAĞLIĞA ERİŞİM YOK

Afet bölgesinde temiz su sorununun devam ettiğini söyleyen Aydoğan “Depolar, arıtma cihazları oluşturulabilirdi. Molozların yerleşim alanlarından uzak yerlere kalıcı depolar şeklinde saklanması gerekirken her taraf moloz yığınına dönüşmüş durumda. Molozlardaki asbestin toprağa, havaya ve suya karışmasından kaynaklı burada yaşayanlar büyük risk altında kalıyor. Temiz suya erişim çok ciddi bir problem. Sağlığa erişim de haliyle çok ciddi bir sorun. Bölgede sağlık merkezleri oluşturulabilirdi. Sağlık emekçileri burada görevlendirilebilirdi. Özellikle Defne, Antakya, Samandağ gibi yıkımın çok olduğu yerlerde sağlığa erişem çok zor. Bir yurttaş, herhangi bir sağlık sorunu yaşadığında bir sağlık merkezine ulaşma gibi bir durum ortadan kalkmış haldi” dedi.

Aydoğan, bölgedeki yurttaşların psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu da anımsatarak “Psikologlara, psikolojik danışmana ve rehber öğretmenlere ihtiyaç var. Sağlığa, kurumlarına ulaşmayla ilgili problem var. Aynı zamanda sağlık emekçilerinin sayısında da ciddi bir azalma var. Sağlık alanında çalışmalar ciddi çalışmalar yapılmalı” diye konuştu.

EŞİTSİZLİK VAR

Eğitimle ilgili uzun vadede, yapıcı adımlar atılmadığını da belirten Aydoğan “Bölgede bazı okullar açılmadı. Artçılar sürüyor ve binalarda risk devam ediyor. Az ve orta hasarlı okullarda eğitim devam ediyor. Öğretmenlerin ve öğrencilerin kaygıları var. Ayrıca öğrencilere kırtasiye malzemeleri, yardımcı kitaplar tedarik edilemedi. Açılan okulların güvenlik sorunları devam ediyor. Çok sınırlı sayıda okula çadır ve konteyner kuruldu. Öğretmenlere koşulsuz, şartsız tayin hakkı da verilmedi. Sınavlar yaklaşıyor ve buradaki öğrenciler eşitsizlikle de mücadele ediyor. Bazı öğrenciler eğitime hiç ulaşamıyor” diye konuştu.

Hatay’daki üretime destek olunması yönünde çağrı yapan Aydoğan “Hatay tarım ve hayvancılık kenti. Tarım ve hayvancılık desteklenmesi yönünde ihtiyaçlar var, borçlar ödenmeli, sözde değil gerçek bir destek sağlanması gerekiyor. Hatay’ı SOL Parti Dayanışma Gönüllüleri olarak yıkılan kenti yeniden kurma mücadelemize devam ediyoruz. Herkesi bu dayanışmanın öznesi olmaya davet ediyoruz. Hatay’a dayanışma gerek” ifadelerini kullandı.

***

DİRENİŞE DEVAM

Malatya Mamurek Dayanışma Platformu Sözcüsü Nazife Onay da, Malatya’daki sorunları anlatarak özetle şu ifadeleri kullandı:

“Su sorunumuz değişmedi. Hâlâ insanlar dağdan arabalarıyla su taşıyor. Seçim geçtiği için de muhtarlığın verdiği suların bize dağıtılmayacağı söyleniyor. Bölgede enfeksiyon ve hastalıklar artmış durumda. Güvenlik sorunumuz var. 46 bin bina yıkıldı deniyor ve on binlerce bina daha yıkılacak. Önlemler alınmıyor. Binalar yıkılırken yanında yiyecekler satılıyor. Moloz direnişimiz devam ediyor. Molozlar 1 buçuk aydır dökülmüyor fakat dökülenlerin kaldırılması yönünde talebimiz ve direnişimiz sürüyor. Biz haklarımızı istiyoruz. Nöbetimiz de devam edecek, haklarımızı talep etmemiz de. Gerekirse mahkeme yolunu açacağız. Bölgede bitmeyen barınma, hijyen sorunlarımız var. Biz ilk günden beri çözüm bekliyoruz.”

***

BİBER GAZI ATILMIŞ GİBİ

CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere de depremlerin yarattığı Adıyaman’daki tahribatın giderilmediğini anlatarak şöyle konuştu:

Adıyaman’da sorunlara çözüm bulunmuyor. İnsanların konteyner talepleri karşılanmadı. Yazın sıcağında insanlar çadırlarda yaşıyor. İçme suyu sorunları giderilmedi. Şehrin tamamında içme suyuna erişim yok. Adıyaman’ın en büyük sorunu ise halk sağlığının tehdit altında oluşu. Yıkımlardan kaynaklı olarak kentin her noktasında toz ve hava kirliği var. Hava kirliliği ile ilgili veriler paylaşılmıyor. Havadaki asbest sorunu ve toz oranıyla ilgili bakanlığın herhangi bir çalışması da yok. Yapıyorsa da veriler kamuoyundan gizleniyor. Şehir merkezine geldiğimizde insanların yüzü biber gazı atılmış gibi yanıyor. Barınma ve içme suyu sorunu ilk zamanlarda çözülmesi gerekiyordu. Hijyenle ilgili de yetersizlik hakim. Hastaneler ise yüzde 30-40 seviyesinde hizmet veriyor. Her branşta doktor eksikliği var.”