Sorunları kaşıyorlar
Halay çekenlere tutuklama ve Kürtçe yazıların silinmesi tartışılıyor. Diyarbakır Baro Başkanı Eren, ‘‘Kürt meselesini güvenlikçi politikalarla tartışmaya açmak istiyorlar’’ dedi.
Kayhan Ayhan
kayhanayhan@birgun.netÜlkede son günlerde DEM Parti yönetimindeki belediyelerin, yaya geçitlerinde ‘’Pêşî Peya/Önce Yaya’’ yazıları Van, Diyarbakır ve Mardin Dargeçit’in ardından Batman’da da silindi. Diyarbakır’da Valilik kararıyla silinen yazılar belediye tarafından yeniden yazıldı. Birçok kentte halay çekenlere yönelik başlatılan operasyon dalgalarında ise çok sayıda kişi 'Örgüt propagandası' gerekçesiyle tutuklandı. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, ‘’Birilerinin yargı üzerinden, kolluk üzerinden bir şeyleri yeniden toplumun önüne sorunmuş gibi getirdiğini gözlemliyoruz’’ dedi.
CİDDİYETE YAKIŞMIYOR
Eren, halay çekenlerin tutuklanması ile Kürtçe trafik yazılarının silinmesinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini söyledi. Eren, şöyle devam etti:
‘’Kürt toplumunun en çok hassas olduğu konu başlıklarından dil ve halaya yönelik tutuklamalar bütün Kürtlerin bir arada birlikte tepki gösterdiği konu başlıkları. Ülkede son yıllarda yargı, hukuk, bürokratik alandaki milliyetçi kanadın elde ettiği gücü dikkate aldığımız zaman evet birilerinin yargı üzerinden, kolluk üzerinden bir şeyleri yeniden toplumun önüne sorunmuş gibi getirdiğini gözlemliyoruz. Bu uygulamaya yani Kürt diline, Kürtçe yasağına en çok itiraz eden bu iktidardı. Ne oldu? Değişen ne? Toplumda sorunları kaşıyan bir mesele bu. Bu anlamda herkesin dikkatli olması gerekiyor. Buna kamu gücünü elinde bulunduranların da bir şekilde ayak uyduruyor olması cidden insanı endişelendiriyor. Yani gecenin bir saatinde bir başka kamu kurumun yapmış olduğu işlemi, gece polis eşiğinde caddelerde yazıların siliniyor olması devlet ciddiyetine de yakışmıyor’’
YARGISAL BİR SÜREÇ
Düğünlerdeki gözaltılar ve tutuklamaları da hatırlatan Eren, ‘’Yani şimdi şöyle ifade edeyim, bu insanlar örgüt propagandasından gözaltına alındı ve çok ilginç çoğu tutuklandı. Adalet Bakanı da bir şekilde sosyal medya hesapları üzerinden dahil oldu. Ama Türkiye'de 2013 yılında örgüt propagandasına ilişkin yasal düzenlemede bir değişiklik yapıldı. Bununla ilgili Yargıtay kararları da var. Şimdi bunu yargı makamları bilmiyor mu? Biliyor ama buna rağmen bu kadar insanın bir anda tutuklanıyor olması yargısal, hukusal bir süreç yürüdüğü izlenimini veriyor. Yani belli ki belli bir otoritenin, güç odağının etkisi ve temkinleriyle bu süreç bu noktaya geldi. Bana göre, toplumda Kürt meselesine dair yeni bir algı ya da yeni bir nasıl diyeyim sorunu yine güvenlik ve kriminalize eden sadece bir güvenlik meselesi noktasında tartışma zemini yaratmak istendiğini bizlere gösteriyor bu. Bu da bana göre şu anda kaçınılması gereken bir konu ve kamu otoritesi siyasal iktidarında bu fiil ve uygulamaların önüne geçecek bir karar ve tutum belirlemesi gerekiyor’’ ifadelerini kullandı.