“Sorunlu gençler Netflix’te, Kötü bir film Sinemada”
I AM NOT OK WITH THIS: FORMÜLLÜ YENİ GENÇLİK DİZİSİ
NetflIx geçtiğimiz hafta izleme platformlarına bazı ülkelerde kullanılmak üzere yeni bir özellik getirdi ve izleyicilere Top 10 isimli bir liste sunmaya başladı. Bu hafta Türkiye’de 1 numaraya yerleşen yapım yeni Netflix orijinal gençlik dizisi ‘I am Not Ok With This’ oldu. 17 yaşındaki bir kızın ergenlik, aile, kişilik sorunlarıyla baş ederken kendinde tuhaflıklar, özel güçler ve telekinetik yetenekler keşfetmesini konu alan 8 bölümlük ilk sezon Stranger Things'in yapımcılarının ve The End of the F***ing World'ün yönetmeninin imzasını taşımakta. Zaten bu iki referans nasıl bir dünyaya çağırıldığınızın ipuçlarını vermekte.
GENÇLER, KARANLIKLAR VE DEPRESYON
Stephen King'in kültleşen Carrie karakterini anımsatan Sydney, babasını trajik bir şekilde erkenden kaybetmesinin ardından hayatına çeşitli yeni zorluklarla devam etmeye çalışan, çekingen, içine kapanık bir genç kız rolünde. Dikkat edecek olursak Netflix’teki gençlik dizi ve filmlerindeki gençler ve aslında ebeveynler hep çok problemli, depresif, dağılmış bir resim çizmekte. Bu hafta platforma eklenen başından sonuna intihar ve yaşama tutunamama ile ilgilenen All The Bright Places isimli gençlik filmi ve bu dizi ise bu geniş değerlendirmenin sadece üst üste gelmiş son hafta örneklerinden. Bu durumun altını şimdi çizelim ileride derinlemesine konuşmak lazım diyelim.
LABORATUVAR ÜRETİMİ
‘I Am Not Okay’ dizisi usta yaratıcılar ve çok doğru oyuncu seçimleri, iyi yazılmış kısa bölümleri ile toplamda 140 dakika süren ilk sezonu ile sizi çok kolay yakalıyor. Tek oturuşta bitirebileceğiniz bu ilk sezon gayet karanlık güzel bir noktada ikinci sezona pas atarak sonlanıyor. Elbette bir yanıyla bu dizi, Sex Education ve Stranger Things gençlik dizilerinin bir karışımı ve bariz bir şekilde laboratuvar ortamında formüle edilmiş ve önümüze sunulmuş gibi bir yapım. Ama ‘I am Not Ok With This’ tanıdık hikâye dinamikleri ve karakter huylarını kullansa da özellikle başrolünün de etkisiyle gene de bir nebze olsun kendine has bir karizma yakalıyor. Bu sebeple streaming aleminin geniş bir kitlesi için hatırı sayılır bir dizi olarak yerini alacaktır.
HAYAL ADASI: BUNA FİLM DEMEK ZÜL
Kazandıkları bir yarışma sonucu Fantezi Adası’nda fantezilerini gerçekleştirmeye hak kazanarak adaya gelen bir grup insanın hikâyesini anlatan filmde, kazananlardan kimi gençken yaşadığı zorbalığın intikamını aldığı bir fantezi kurarken kimi geçmişte yanlış verdiği bir kararı düzeltmek istiyor. Ancak bu insanların hayalleri adada gerçekleşirken aslında yaşanmaya başlanan şey koca bir kabusa dönüşüyor. Buraya kadar fikir güzel, çok şey vaat edebilir dedirten bir hikâyesi var ancak gel gör ki filmin elle tutulur bir tek doğru yanı yok.
EN KÖTÜ TWISTLER
Eski bir televizyon dizisinin Jeff Wadlow’un yönetmenliğinde beyazperdeye tekrar yorumlanmış olarak gelen Fantasy Island (Hayal Adası) filminin yönetmenin dahil ekibi neredeyse Truth or Dare (2018) ile aynı. Ama inanın ondan bile kötü. Seyirciyi yerinden zıplatacağı anı saniyeler öncesinde fark ettiren, kamera hareketlerini bile tahmin ettiren, kaba kurgusuyla kamerayı oyuncunun dibinde hissettiren, esprileri hiç işlemeyen film korku filminden daha çok garip bir komedi filmi gibi durmakta. Üst üste gelen twistlerin hiçbirisi işe yaramıyor, hiçbiri sizi şoke etmiyor. Hele ki filmin asıl amacını yüklenen esas twistin sanki anlayamayacakmışız gibi bize açıklamaya çalışılması! Kaldı ki bu açıklamaya rağmen twist gene de hiçbir şey ifade etmiyordu. Aynı şekilde filmdeki diyaloglar da doğal değildi sanki herkes sürekli kendini ve olayları açıklamaya çalışıyordu.
BU FİLM NASIL ÇEKİLEBİLDİ?
Adanın sahibi/yöneticisi başrolünde sevdiğimiz oyuncu Michael Peña son derece yanlış bir oyuncu seçimi olmuş, hiçbir anlamda tüm bu korkunç olayların orkestra şefi olabilecek birisi değildi. Diğer oyuncular da oldukça kötüydü belki biraz olsun Maggie Q daha ama onun da hikaye örgüsü amaçsız ve saçmaydı. İlk nüsha halinde bir işle karşı karşıyayız. Hiçbir gizem, hiçbir incelik, hiçbir zekilik yok bu filmde. Pardon, filmle ilgili tek bir gizem var aslında; nasıl oldu da, neler oldu da film bu haliyle yeşil ışık aldı ve çekildi. İzlerken siz de aklınızı yitirebilirsiniz bunu düşünerek.