Yeni Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı atamasından sonra olanlar malum. Her yeni atamada olduğu gibi yeni Bakan’ın da Twitter geçmişinde yeni makamı ve partisinin aldığı yeni pozisyonla uyuşmayan pek çok tweet ortaya saçıldı. Bu yazının konusu o tweetlerin detayı değil elbette ama siyasetçinin geçmişte hangi konuda nasıl düşündüğü konusu her koşulda önemli. O yüzden ortalığa saçılan ve alelacele hesap kapattıran tweetlerden çıkan sonuç da değerli. Diğer yandan kolektif sosyal medya aklının dayattığı tutarlılık takıntısını da sağlıklı bulmuyorum. İnsanların fikirleri kimi etik sınırlar içinde değişebilir de elbette.

Dahası, Twitter 2006’da kurulup Türkiye’de 2009’da yaygınlaştı; 2009’da belli bir arkadaş grubu içinde, “Beni kim takip edecek ya?” rahatlığıyla yazdığınız bir şeyle, 12 yıl sonra, gündem belirleyen, eksiksiz kamusal alan haline gelmiş Twitter’a yazdığınız şey aynı olamaz. Fikir değişmese bile en azından üslup değişir. Ancak yazılan tweetler hâlâ orada duruyor ve ortaya çıkınca o günün şartlarına göre değil, bugünün şartlarına göre tartışılıyor. Bu sadece iktidardakiler için değil, muhalefettekiler için de geçerli.


Burada iki soru karşımıza çıkıyor; kendimizi gönüllü olarak fişleyerek geçmişin gölgesinde yaşamaya nasıl karar verdik ve bunu yaparken dijital medya okuryazarlığı konusunda ne kadar bilinçliyiz? Bu haftaki Köşe Vuruşu’nun derdi bu.

BUNA FİŞLEME DENMİYOR MUYDU?

Geçmişte birinin siyasi görüşlerini, etnik kimliğini, mezhebini, görüştüğü kişileri bir yerlere yazmaya fişleme denirdi. Bu ayıplanan, suç sayılan bir hareketti.

Fişleme olmasın diye iz bırakmadan yaşanmaya çalışılırdı. 2004’te Facebook’un kuruluşu, ardından 2006’da Twitter’ın gelişiyle yeni bir dönem başladı.

Türkiye için bu tarihi 1999’da Ekşi Sözlük’ün kuruluşuna bile çekebiliriz. Nasıl olduysa bu platformların içine girdik ve işte yukarıda fişleme diye andığımız şeyleri gündemle paralel şekilde parça parça kendimiz yazmaya başladık. Bu yazma rahatlığı içinde, önceden bayramda seyranda saygı ve özlem çerçevesi içinde görüştüğümüz kimi akrabalarımızdan bile soğuduk. Sosyal medyanın asıl dehası da burada bence. İçerisinde geliştirilen ödül sistemleri (like, retweet, takip vb.) ve insan olmaktan kaynaklanan zaaflarımızı kullanmayı iyi biliyor. Hepimizi ya da en azından çoğumuzu, en mahrem yanlarımızdan ortalık yerde söylemeyi tercih etmeyeceğimiz en uç siyasi fikirlerimize kadar pek çok sırrımızı gönüllü olarak paylaşmaya teşvik etti. İnternet ve sosyal medya sonrası doğanlar aradaki farkı anlamayacaktır ama öncesinde insan böyle bir şey değildi. Yani hiç tanımadığı insanlar arasında, durup dururken konuşmaya başlayıp fikirlerini söyleyene en hafif tabiriyle deli derlerdi. Bu konuda değişerek geliştik, bir yandan hiç fena olmadı ama karanlık ve riskli tarafları da öte yanda duruyor.

TEMEL DÜZEYDE DİJİTAL MEDYA OKURYAZARLIĞI ŞART

Yeni Aile Bakanı’nın eski tweetleri ortaya çıktıktan sonra panikle eski hesabını kapatmasından anlıyoruz ki eski paylaşımlarından o kadar hoşnut değil. Belli ki hatırlamadığı çok şey var. Bu işlem için tabii ki çok geç ama muhtemelen bugünden yarına bakan olacağını da bilmiyordu. Ancak bilmediği bir şey daha var. Hesabı silmek zorunda kalana dek, eski tweetlerini düzenli olarak sileceği uygulamalar var. En ünlüsü tweetdelete.net olan, TwitWipe ve TweetDeleter gibi muadilleri de olan kimisi ücretli kimisi ücretsiz pek çok uygulama bu işi otomatik olarak yapıyor. Dolayısıyla, iktidar veya muhalefette zinde kuvvet olarak bekleyen siyasetçi adaylarından tutun, bir dizi ile aniden meşhur olacak oyunculara, şarkıcılara kadar herkesin en azından bu kadar dijital medya okuryazarlığının olması gerekiyor. Tabii “Eskiden yazdıklarıma güveniyorum, her yazdığımın ve her dönemdeki üslubumun arkasındayım, bu tweetleri ilkeli duruşumun kanıtı olarak saklayacağım” diyorsanız ayrı. Bu da bazen artı puan yazabilir.

TWITTER’A YENİ ÖZELLİKLER GEREK

Burada Twitter’a da düşenler var. Geçen yıllarda yine tartışması ya da test edilmesi söz konusu olmuştu diye hatırlıyorum: Neden Twitter’da hâlâ belli bir tarihten önceki tweetleri silmeden, sadece kendimizin göreceği şekilde kilitleme özelliği yok? Çünkü bazılarımız hem hatıralarından vazgeçmek istemiyor hem de 10 yıl önce yazdığını kendisinden başka kimse görmesin istiyor olabilir. Twitter artık 15 yaşında ve bu özellikleri getirmesi gerekiyor. Bu şansı el yordamıyla elde etmek istiyorsanız da Twitter ayarlarından “download an archive your data” seçeneğiyle arşivinizi isteyip, cihazlarınıza indirdikten sonra eski tweetleri silebilirsiniz. Uzun lafın kısası, sosyal medyadaki varoluşumuza; ister kendimizi gönüllü fişleme diyelim, ister ifade özgürlüğü diyelim, temel düzeyde dijital medya okuryazarlığı bilmeden bu platformların içinde olmak büyük bir kumar.