76'ncı Cannes Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü Merve Dizdar kazandı. Dizdar'ın 76. Cannes Film Festivali'nde kazandığı ödüle, ilgili haberinin en sonunda yer veren Anadolu Ajansı sosyal medyada tepki çekti.

Kaynak: Haber Merkezi
Sosyal medyada gündem oldu: Anadolu Ajansı'na Merve Dizdar tepkisi
Fotoğraf: AA

Oyuncu Merve Dizdar, Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğindeki "Kuru Otlar Üstüne" filmindeki Nuray rolüyle, 76. Cannes Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü kazandı.

Merve Dizdar'ın aldığı ödül ve başarısı yurttaşlar tarafından tebrik edilirken, Anadolu Ajansı'nın (AA)  "Altın Palmiye ödülünün sahibi Fransız yönetmen Justine Triet oldu" başlığıyla verdiği haberin yalnızca son bölümünde yer alması ise sosyal medyada tepki çekti.

AA'nın "Altın Palmiye ödülünün sahibi Fransız yönetmen Justine Triet oldu" başlığıyla verdiği haberde, Dizdar'dan ve başarısından sadece haberin son bölümünde bahsedildi.

AA haberinin ilgili bölümünde şöyle denildi:

"'Perfect Days' filminde oynayan Koji Yakusho 'En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'ne, Merve Dizdar da 'En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'ne layık görüldü. Dizdar, Nuri Bilge Ceylan'ın yönetmenliğini üstlendiği 'Kuru Otlar Üstüne' filminde 'Nuray' karakterini canlandırıyor."

Sosyal medyada birçok kullanıcı, Anadolu Ajansı'nın bu önemli haberi duyurma şeklini eleştirdi.

ÖDÜL KONUŞMASI GÜNDEM OLDU

Cannes Film Festivali'nde bu ödülü kazanan ilk oyuncu olan Dizdar, törende yaptığı konuşmada "Filmde canlandırdığım Nuray karakteri inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele eden ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Onu tanımak ve anlamak için uzun uzun çalışmak isterdim. Ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak Nuray'ın ve Nurayların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor. Bu ödülü Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için ve bu ödülü kendisine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerim ve Türkiye'de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum" demişti.

AKP'LİLER RAHATSIZ OLDU

Dizdar'ın ödül töreninde yaptığı konuşma, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu tarafından hedef alınmıştı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu, "Kuru Otlar Üstüne"deki performansıyla 76. kez düzenlenen Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nün sahibi olan Merve Dizdar'ı sosyal medyadan yaptığı paylaşımla hedef alarak, "Önce kendi ülkene saygı duymayı öğreneceksin Merve Dizdar. Sonra da bu ülkenin tüm vatandaşlarından aldığın ödül için tebrik bekleyebilirsin. Ülkesine saygı duymayanın aldığı ödülün de tebrik edilesi bir yanı yoktur" ifadelerini kullanmıştı.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ise Dizdar'a yönelik şu ifadeleri kullanmıştı:

"Ne okuduğunun farkında değilsin. Ne söylediğinden bihabersin. Müstemleke ülkelerinden oraya getirilmişler gibi parlatılıp ülkelerine geri gönderilmişlerin ezikliği içindesin. Ama bırakın onlar gibi iyi bir Fransızca konuşmayı; kendi anadilini okumaktan acizsin. 200 yıldır bir bitiremediniz şu Batılılaşma ezikliğini. Kendi Vatanına sövdükçe el üstünde tutulmak için çırpınır durursunuz haybiyeden.. Sömürge düzeninin genel mantığı bu şekilde çalışır; milyonların kanını emmek için ara bir elit/parlatılacak katman oluşturulur ve onlar üzerinden ülkeye müdahale/ nüfuz kanalları açılır. Tabi bayatladı bu yöntemler. O hak etmediğiniz pastanın dilimlerini yeni yetişmekte olan kadrolar yetiştikçe yavaş yavaş onlara da pay edilecek. Nice genç yetenek bunları fersah fersah geçecek. Bu zavallıları kudurtan nedenler de çoğunlukla bu meseleden dolayıdır, Çatlasanız patlasanız da hakikat er ya da geç hal yoluna girecek. Zaman alan (en az 30-40 yıllık bir kariyer dönemi) bir çalışmayı gerektiriyor. Daha geçen hafta Türkiye’nin Cumhurbaşkanına hakaret eden dergilere cevap vermeyen bir zihniyetten şüphe edildi. Kendi ülkesini aşağılayan bir sanatçısına öncelikle bir tepki dahi veremeyen siyasi duruş etik olamaz; Helalleşme edebiyatına da asla güvenilemez. Kendi ülkesinin kadınlarının hakkını, hukukunu koruyormuş gibi yapıp, aslında oradaki Ermeni, PKK, FETÖ veya DHKP-C lobilerenin düşmanca yürüttüğü saldırı ve yakıştırmalarına benzer bir tavırdır bunların tavrı. Er ya da geç halkımız kendisini aşağılayanların hadlerini bildirecektir."