Günlerdir Fransız siyasi gündemini işgal eden Sosyalist Parti’nin 2012 Cumhurbaşkanlığı adayını belirleyecek ön seçimleri sonuçlandı...

Günlerdir Fransız siyasi gündemini işgal eden Sosyalist Parti’nin 2012 Cumhurbaşkanlığı adayını belirleyecek ön seçimleri sonuçlandı. Tüm medyaların soluksuz izlediği, bu yüzden de sağ iktidarı hasetten çatlatan iki turlu yurttaş ön seçimi, ılımlı—hatta bazılarının “yumuşak” nitelediği—eski Birinci Sekreter François Hollande’ın yüzde 56’lık zaferiyle sonuçlandı. İkinci tura kalan Hollande’la kalan Martine Aubry, adaylığı nedeniyle askıya aldığı parti birinci sekreterliğine geri döndü. Mart 2011’de sosyalist ön seçimlerine adaylığını ilk açıklayan François Hollande olmuştu. Fransa’yı, özellikle de sosyalistleri sarsan Dominique Strauss-Kahn skandalından haftalar önce yarışa gire Hollande’ı başta kimseler ciddiye almamıştı. Ancak azmi, çalışkanlığı ve sessiz ama derinden ilerlemesi sayesinde, üstelik DSK da saf dışı kaldıktan sonra, en ciddi adaylardan biri olduğunu ispatlamıştı.

9 Ekim’de yapılan birinci turda elenen dört adayın ikinci turda kimi destekleyeceği—özellikle de ilk turdan üçüncü sırada çıkan partinin sol kanadından Arnaud Montebourg’un—merakla beklenirken, tüm elenenler Hollande’ı destekleyeceklerini açıkladıklarında, doğrusu biraz hayal kırıklığı yaşamadık değil. Zira Aubry’nin sol çizgisi ve genel olarak programına hakimliği, yanı sıra Fransa’nın artık bir kadın tarafından yönetilmesi olasılığı bu köşede daha önce belirttiğimiz gibi tercihimizdi…Yaklaşık üç milyon vatandaşın katılımıyla gerçekleşen ikinci turda elenen adayların hepsi Hollande’ı destekleyeceklerini açıkladıklarında, aşağı yukarı sonuç belirlenmişti.

Montebourg’un solun solu çizgisine daha yakın duran Aubry yerine Hollande’ı destekleme kararını “ilk turda en fazla oy alana vermeye karar verdim, Aubry birinci olsaydı ona verirdim” ifadesiyle açıklaması oldukça şaşkınlık yarattı. Bu durumda Aubry’nin kazanması güçken, beklentilerin üzerinde bir sonuç elde etmesi sevindiriciydi. Üstelik Aubry, 16 Ekim Pazar akşamı, henüz sonuçlar kesinleşmeden, daha ancak sandıkların yarısı açıldıktan sonra Hollande’ın zaferini kutlayarak, gerçek bir siyasi “fair-play” dersi verdi. “Tüm sosyalistlerin ön seçimlerden önce oybirliğiyle kabul ettiği programı uygulayacak” Hollande’ı parti genel merkezinde bizzat kapıda karşılayarak kutladı ve parti adına zafere kadar arkasında olduğunu söyledi. “Ön seçimlerin sosyalistleri parçalayacağını” öngören Fransız sağı, anlaşılan parçalanma tuzağına kendileri düşecekti neredeyse! Bizim diyarlarda böylesi bir davranış görebilmek mümkün olacak mı dersiniz?

Şimdi artık yarış ciddiye bindi. Sağ kanat tek adayı olacağı neredeyse kesin Sarkozy’nin kazanması için her şeyi yapacak. Başbakan François Fillon veya Yüksek Öğretim ve Araştırmadan sorumlu bakan Laurent Wauquiez gibi birçok sağ  siyasetçi, sosyalistlerin yurttaş seçimlerini “modern ve kayda değer” bulsa da, 2012 seçimlerinde sağda ön seçim yapılmayacak.

Hollande zafer konuşmasında “5 yıllık Sarkozy döneminin sonunu hazırlayan Fransa’nın “değişim takımını” yönetmekten duyduğu mutluluğu dile getiriyordu. Ancak işi kolay olmayacak, önünde zorlu birkaç ay var. Sağ ve Sarkozy şu anda dağılmış görünse de, toparlanmak için yeterli zamanları var. Mayıs’ta seçimi kaybetmemek için var güçleriyle savaşacaklar. Umarız ılımlı, kendi deyimiyle “birleştirici”, “normal” aday Hollande’ın söz verdiği sosyal adalet ve köklü toplumsal değişim ile, ön seçimde olduğu gibi “gerçek” seçimde de Fransız halkını ikna etmeyi başarır…