İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin saatler süren meclisleri, açılış töreni ve etkinliklerinde işitemeyenlere ses olan işaret dili çevirmeni Melek Uslular’la bir araya geldi. Engelsiz bir kent yaratmak için çalıştıklarını söyleyen Soyer, işaret diliyle “Engelsiz bir dünya mümkün” dedi.

Soyer: Engelsiz bir dünya mümkün

BİRGÜN EGE

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin uzun süren meclis toplantıları ve birçok programında harcadığı emekle işitme engellilere ses olan Melek Uslular'la bir araya geldi. Engelsiz bir kent yaratmak için çalıştıklarını söyleyen Soyer, işaret diliyle "Engelsiz bir dünya mümkün" dedi. Yaptığı kıymetli işten dolayı Melek Uslular’a teşekkür eden Soyer, “Harika bir iş çıkarıyorsunuz. Hele uzun meclis toplantılarında ne kadar yorulduğunuzu biliyorum. Ama bir kişiye bile ulaşıyorsa o iş o emeğe değiyor. Size çok teşekkür ediyoruz” dedi. Uslular ise, “Ben teşekkür ederim. İnanın ilk başta anneme babama ulaşıyor” cevabını verdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin projelerinde de görev üstlenen Uslular, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engelli bireylerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için evinin kapılarını açtı, işitemeyen anne ve babanın çocuğu olarak yaşadıklarını anlattı. Doğuştan işitme engelli 73 yaşındaki anne Esma Sarı ile 4 yaşındayken düşme sonrası işitme engelli olan 76 yaşındaki baba Mehmet Sarı'nın kızı olarak dünyaya gelen Melek Uslular, "Çift dil ve kültürle büyüdüğümüz için çocuk olmadan ebeveynleşiyoruz. Bu da bizlere ağır bir yükümlülük ve sorumluluk getiriyor" dedi.

Geçirdiği çocukluk ve gençlik dönemlerine değinen Uslular, “İlk öğrendiğimiz dil ana dilimiz oluyor. Bu yüzden benim ilk öğrendiğim Türk İşaret Dili olduğu için ana dilim işaret dili. Anne ve babayla iletişimde hiç zorluk çekmedim. 3 yaşında işaret dili öğrenmiştim. 8 yaşından beri çevirmen olarak adliyelerde, karakollarda, hastanelerde, bakkallarda, sokaklarda hemen hemen her yerde anne ve babamın iletişim halinde olabileceği her yerde var oldum. Bu, ciddi anlamda bir sorumluluk hissettiriyordu. Çevreye baktığımızda herkesin ailesinde sağlıklı ebeveynler söz konusu, bizlerde yok. Fazla sorumluluk ve yük aldığım için kendi çocuğuma bunu yaşatmamaya çalışıyorum” diye konuştu.

TEMEL İŞARET DİLİNİ ÖĞRENMELİYİZ

Uslular, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde “Engelsizsiniz. Engelliliğin beyinde bitirilmesi gerekiyor” diyerek toplumun engelliler konusunda daha fazla bilinçlenmesi gerektiğine şu sözlerde dikkat çekti: “Özellikle işitme engelliler dışarıdan bakıldığı zaman hiçbir engeli yokmuş gibi görünüyor. “Annem pazara gittiğinde esnafla iletişim kuramıyor. Patatesin fiyatını bile soramıyor. Bir kredi kartı varsa bankaya gitmeden, müşteri hizmetleriyle diyalog kuramıyor. Temel işaret dilinin öğrenilmesi konusunda toplumda farkındalık yaratılması çok önemli. Her kurumda en azından bir işaret dili bilen personelin çalıştırılması gerekiyor. Çok eskiden sağır dilsiz dendiği zaman, ‘dilsiz misin, bakabilir miyim, dilin var mı?’ diye alay edildiğini babam anlatırdı. Duymadıkları için de konuşamıyorlar. O yüzden tüm engel gruplarına karşı empati yapması için çocuklarımızı küçük yaştan eğitilmesi çok önemli. Ailelerin çocuklarıyla birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Örnekköy Sosyal Projeler Yerleşkesi’nde ve Balçova’da bulunan farkındalık merkezlerini aileleriyle birlikte ziyaret etmeleri çok faydalı olacaktır.”

SOYER’LE MECLİSTEKİ ANISINI ANLATTI

İşaret dili çevirmenliğinde en uzun kesintisiz görevinin 8.5 saat sürdüğünü söyleyen Uslular, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki bir meclis sırasında Başkan Soyer ile ilgili bir anısını da paylaştı. Uslular, “Bütçelerin onaylandığı meclisler uzun sürüyor. Yine bir bütçe meclisinde 3 buçuk saatlik sabit ayakta durarak çeviri yapmıştım. Sayın Tunç Başkanımız seslenerek mola vermemi istedi. Gönlüm bir taraftan gitmek istiyor bir yandan istemiyor, fiziksel olarak da ihtiyacım var. En kötü ihtimal 10-15 dakikalık mola yapmak zorundayım. Moladan geldiğimde meclisimiz 6 buçuk saat sonra sona ermişti. Bu da çok güzel, kıymetli bir anıydı. Bu bir yorgunluk değil. Sadece ve sadece işitme engellilere daha ne kadar mesaj verebilirim, nasıl yetiştirebilirim hissiyatı” ifadelerini kullandı.