İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 'ahmak' diyerek tepki çeken İçişleri Bakanı Soylu, sözlerinin arkasında durdu, "Söylediğimiz sözün de, yaptığımız işin de arkasındayız" dedi!

Soylu, İmamoğlu'na hakaretini savundu: Söylediğimiz sözün arkasındayız!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'ahmak' polemiğinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmeye devam etti. Soylu, "Mesele sadece terörist olsa işin kolay olduğunu görüyoruz, bu bir zihniyet meselesi. Avrupa’da bir fırsatını bulup Türkiye’yi şikâyet etmek, terör sıfatıyla görevden aldığı belediye başkanlarını savunmak, onların hapse atılmasının yanlış olduğunu söylemek doğruysa ben milletimden özür diliyorum" dedi. Soylu, " Söylediğimiz sözün de, yaptığımız işin de arkasındayız" ifadelerini kullandı.

Katıldığı etkinliğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Soylu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Bu yılın 10 aylık verilerini geçen yılla kıyasladığımızda, ölümlü kaza sayısı yüzde 26, can kaybı yüzde 28,5, yaralı sayısı yüzde 10,6 oranında azalmıştır.

Mesele sadece terörist olsa işin kolay olduğunu görüyoruz, bu bir zihniyet meselesi. Avrupa’da bir fırsatını bulup Türkiye’yi şikâyet etmek, Türkiye’nin hukuk ihlalleri yaptığını ortaya koymak, Türkiye’nin terör sıfatıyla görevden aldığı belediye başkanlarını savunmak, onların hapse atılmasının yanlış olduğunu söylemek doğruysa ben milletimden özür diliyorum.

Her hafta pazartesi sabah okula giderken bu ülke bize İstiklal Marşı okuttu. Milletimize söz verdik bu ülkenin birliği için. Bakanlık yemini ettik bu millete söz verdik. Bu vatanı satmayacağız dedik. Orada Türkiye'yi şikâyet edenler sebebiyle kusurluysak kusurumu kabul ederim. Ama bizim hükümet olarak sorumluluğumuz var. Bu insanlar neden şu anda Resulayn'da Tel Abyad'da var? Misket oynamaya mı gittik? Terör koridoru oluşturmuş PYD ve PKK. Konuşmayalım, gidelim 3 5 tane PKK köpeğine ülkeyi teslim edelim, var mı öyle? Söylediğimiz her sözün arkasındayız.

Anamuhalefete sesleniyorum. Bu ülkede Deniz Baykal CHP Lideri oldu. Benim ülkemi satmadılar dışarıda. Bu ülkeyi şikâyet edenler belli, PKK'lılar, HDP'liler. Ama ülkemizi bir belediye başkanını şikâyet etmesi. Afedersiniz bu hendekleri ben mi kazdım? Avrupa'ya gidip Türkiye'yi şikâyet etmek bir akıl sağlığı işareti midir? Ondan sonra biz kötüyüz. Söylediğimiz sözün de, yaptığımız işin de arkasındayız. Sabah akşam saçma sapan geyik tartışmaların içinde mi olalım? Çöp toplamış toplamamış o İstanbul halkının bileceği iştir, beni ilgilendiren kısmı terörü övmesidir.

Belçika yetkilileri diyorlar ki suç işlendiği yerde ifade edilsin, niçin DEAŞ'lılar oraya gitmesin. Feriye Erdal'ı bize niye vermediniz o zaman? Çifte standardı Avrupa defalarca üretmeye çalışmaktadır. Ne yaparlarsa yapsınlar DEAŞ'lıları onlara göndereceğiz.”