Google Play Store
App Store

Ordu'da bir anaokulunun açılışını yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karadeniz'deki sel felaketine ilişkin olarak, "Eğer Bartın'da belli tedbirler zamanında alınmamış olsaydı, o barajlar yapılmamış olsaydı, gerekli sel ve taşkına yönelik tüm tahkimatlar gerçekleştirilmemiş olsaydı biz Kastamonu, Ayancık ve Bozkurt'ta yaşadığımızın belki daha büyük felaketini Bartın'da yaşayacaktık" dedi.

Soylu: O barajlar yapılmamış olsaydı Bartın'da daha büyük felaket yaşayacaktık

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aftelere karşı çok uzun zamandır hkümetin tedbirler aldığını söyleyerek, "Eğer Bartın'da belli tedbirler zamanında alınmamış olsaydı, o barajlar yapılmamış olsaydı, gerekli sel ve taşkına yönelik tüm tahkimatlar gerçekleştirilmem olsaydı biz Kastamonu, Ayancık ve Bozkurt'ta yaşadığımızın belki daha büyük felaketini Bartın'da yaşayacaktık" diye konuştu.

Bakan Soylu, Ordu'nun Ünye ilçesinde hayırsever iş insanı Banu Akdeniz tarafından yaptırılan Şehit Eren Bülbül Özel Eğitim Anaokulu'nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, Karadeniz'de yaşanan sel felaketine de değindi.

Sabah erken saatlerde Kastamonu'ya gittiklerini ifade eden Soylu, bölgede sel afetinden sonra yapılan çalışmaların hangi noktada olduğunu, müdahale edip edemeyecekleri bir sürecin olup olmadığını, hangi çerçeve içerisinde yürüdüğünü tetkik etmek amacıyla incelemelerde bulunduklarını söyledi.

Soylu, Sinop'a da uğradıklarını ve burada da değerlendirme yaptıklarını belirterek, bu bölgede ciddi bir sel afeti yaşandığını hatırlattı.

Bölgede, mevsim normallerinin çok üzerinde yağan yağmur ve taşkınlar nedeniyle hem heyelanlar hem de sellerle karşı karşıya kalındığına işaret eden Soylu, çocuk yaşlardayken bu yollarda heyelanlar sonucu yolların kapalı olması nedeniyle 24 saat ile 36 saat arasında kaldığını hatırladığını anlattı.

Bakan Soylu, bu konuda tedbirlerin alınması gerektiğini, herkese sorumluluk düştüğünü vurguladı.

Çok uzun yıllardan beri hükümetin bu konuda önemli çalışmalar yaptığına dikkati çeken Soylu, "Eğer Bartın'da belli tedbirler zamanında alınmamış olsaydı, o barajlar yapılmamış olsaydı, gerekli sel ve taşkına yönelik tüm tahkimatlar gerçekleştirilmemiş olsaydı biz Kastamonu, Ayancık ve Bozkurt'ta yaşadığımızın belki daha büyük felaketini Bartın'da yaşayacaktık." diye konuştu.

Soylu, burada yaşanan sel öncesi orman yangınları ile Rize ve Artvin'de yaşanan sel felaketlerini anımsatarak, "Bu karşılaştığımız hadiselere karşı bu milleti ayakta tutan, hem de güçlü tutan gördük ki bizim inancımızdır, teslimiyetimizdir ve maneviyatımızdır" dedi.

Afetlerden sonra yardım kampanyaları açıldığını belirten Soylu, "Ne yazık ki birileri de hiç gecikmez, yardım kampanyalarını yerden yere vurma kampanyaları açarlar. Maalesef fitne üretme kampanyaları açarlar. Her türlü tevziatı ortaya koyarlar. Oysa biz bunu devlet aciz olduğu için açıyor değiliz" ifadesini kullandı.

"BİZ İYİLİK MEDENİYETİNİN ÇOCUKLARIYIZ"

Soylu, "Biz iyilik medeniyetin çocuklarıyız" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Etrafımızdaki coğrafyadaki ateş çemberini biliyoruz. Sudan'dan Yemen'e kadar. Bunlar başka ülkelerin gönül bağı olan milletler, başka milletlerin gönül bağı olan ülkeler değil. Bunlar bir dönem aynı sancak altında birlikte yaşadığımız, birlikte millet olduğumuz, unutmamamız gereken, eğer unutursak bunun bedeliyle karşılaşacağımızı bilen bir medeniyetin çocuklarıyız biz. Biz biraz kendimizi bulduk, biraz zengin olduk diye şımarmalı mıyız? Sırtımızı mı dönmeliyiz? Şu anda hemen yanı başımızdaki ülkelerde yaşayan, bundan 100 yıl önce millet olduklarımızın fakru zaruret içerisinde olmalarına gözümüzü mü kapamalıyız? Eğer birçok oyunla birçok fitneyle, birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor ve bunları aşıyorsak bilesiniz ki bu milletin dayanışma ruhudur, yardımseverliğidir. İnancımızın sürekli bize tembih ettiği 'Komşun açken tok yatan bizden değildir.' anlayışının ruhlarımıza işlemesidir."

Etraftaki coğrafyada büyük sıkıntılar olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti:

"Ama ben bu ülkenin evladı olarak milletimizle de insanımızla da gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafında izimiz var. Bangladeş'te yangın olur, evler yanar, bizim izimiz var. Yemen'de izimiz var. En son Haiti'de deprem oldu, bizim izimiz var. Hırvatistan'da deprem oldu, biz göbeğinde bulunduğu Avrupa'nın oraya konteyner şehirlerimizle herkesten önce gittik. Biz başka bir milletiz. Bunu gerçekleştiren bu özgüveni bize sağlayan bir liderimiz, Cumhurbaşkanımız var."

Bakan Soylu, yardım işlerinin çok bereketli olduğunu vurgulayarak, "Sel ve yangın hesaplarımıza AFAD ve valiliklerimizin açtığı yardım hesaplarına şu ana kadar tam 635 milyon lira geldi. Katar ve Kuveyt'in de taahhütleri ile birlikte 1 milyarı buluyor. Bu önemli bir şeydir. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Eğer orada o işlerin tamamı yapılıyorsa bizim elimizi dar tutmamamızdan kaynaklanmaktadır. Allah bu milletten de razı olsun. 1400 tır ve kamyon ayni yardım malzemesi geldi. Hiçbir aksama olmadan da bu bölgede vatandaşlara dağıtıldı" dedi.

Ordu'da açılan okulun çok önemli bir hayır işi olduğuna dikkat çeken Soylu, şunları kaydetti:

"Yardım etmek bile nasip işidir. Allah nasip edecek. Allah nasip etmezse yapamazsınız. Demek ki Cenab-ı Allah'ın böyle bir nasibi var. Biz ne yaptıysak çocuklarımız ve geleceğimiz için yapıyoruz. Bu eğitim yuvalarında pırıl pırıl çocuklar yetişsin, onlar sayesinde ay yıldız bayrağımız dün ve bugün olduğu gibi yarın da nazlı nazlı dalgalansın diye yapıyoruz. Bizim Eren'imiz de böyle okullarda okudu. Vatan ve millet sevgisini ailesinden, öğretmenlerinden, camisindeki hocasından, arkadaşlarından ve büyüklerinden aldı. O sorumlulukta şahadete yürüdü, şehit oldu. Bu çocuklarımızın geleceği hepimiz için önemli."

(AA)