İçişleri Bakanı Soylu, Sözcü yazarı Saygı Öztürk'ü İBB'ye yönelik 'terör' soruşturmasını eleştirdiği ve sorumluluğun Valilik ve İçişleri Bakanlığı'nda olduğuna dikkat çektiği yazısı üzerinden hedef aldı. Öztürk'ün 'aklama operasyonu' yaptığını ileri süren Soylu, "Ateş bacayı sarmış" dedi.

Soylu, Saygı Öztürk’ü hedef aldı: Ateş bacayı sarmış
Fotoğraf: AA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı uygulanması ile İBB’ye yönelik ‘terör’ soruşturmasına yönelik yazısına yanıt verdi. Öztürk'ü "Ateş bacayı sarmış" ifadeleriyle hedef alan Soylu, Öztürk'ün 'Aklınca aklama operasyonu' yaptığını ileri sürdü.

Öztürk, “İmamoğlu’ndan önce onlara sorulmalı” başlıklı bugünkü yazısında, İmamoğlu’nun ‘önünün kesilmek istendiğini ve iki koldan kuşatıldığını’ yazdı. İBB’ye yönelik ‘terör’ soruşturmasına tepki gösteren Öztürk, iddia edildiği gibi İBB’ye ‘terör’ iltisaklı kişiler alındıysa bunun sorumlusunun İBB değil, o ilin valisi ve bizzat İçişleri Bakanlığı olduğunu yazdı.

Öztürk, özetle şunları yazdı:

"Terör örgütlerine üyeliği, mensubiyeti, iltisakı ya da bunlarla bağlantılı olan kamu görevlilerini belirleyip, kamudan çıkarmak 31 Temmuz 2022 tarihine kadar kimin göreviydi? Vali ve İçişleri Bakanı'nın. Eğer İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde, terör bağlantısı olan kişiler 31 Temmuz 2022 tarihinden önce işe alınmış ve bunlara dokunulmamışsa, sorumlusu Büyükşehir Belediyesi değil, o ilin valisi ve İçişleri Bakanı'dır.

Konuyu biraz daha açalım: Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde kabul edilen, 26 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uyarınca alınacak önlemler kapsamında kamu personelinin görevinden çıkarılmasına ilişkin özel kurallara da yer verilmişti.

Göreve başlatılan belediye personelinin, daha önce devam eden bir davası varsa, işe girişte istenen “Sabıka kaydı”nda yer almaz. Yani, belediye bunları bilemez. O bilgiler ancak çok özel görevler için istenen “Güvenlik soruşturması” nda ortaya çıkar.

"SORUMLU BELEDİYE BAŞKANLARI OLAMAZ"

Güvenlik soruşturması, arşiv araştırması, iyi hal kağıdı farklıdır. İyi hal kağıdında kişinin mahkumiyeti yoksa, onu işe alan, bunun bağlantılarını bilemez. Mahkumiyet alırsa, bunun ilgili makama bildirilmesi gerekir. Bildirilmedikçe kamu kuruluşunda o kişinin işten çıkarılması da mümkün değil.

Belediyelerle ilgili 31 Temmuz 2022 tarihine kadar görevini yapmayan birileri varsa, bu tarihten sonra yapılan soruşturmalarda örgüt bağlantılı kişiler belirleniyorsa bunun sorumlusu belediye başkanları olamaz.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) gibi Devletin her türlü güç, olanaklarından yararlanma durumu olan il valisinin başkanlığındaki özel komisyonun, sözü edilen dönem içinde belediye personeli hakkında belirli aralıklarla ayrıntılı tarama/inceleme ve araştırma yapması; “Sakıncalı” olduğu değerlendirilen personelin kamu görevinden çıkarılmaları için İçişleri Bakanlığına, kamu personeli olmadığı düşünülenlerin belediye başkanlıklarına gönderilmiş olması gerekirdi. Bakalım, müfettişlerin suç duyurusunda bunlar yazıldı mı? İmamoğlu'nun önü bugün kesilebilir ama o siyasette hep var olacak."

SOYLU'DAN YANIT

Öztürk'ün soruşturmaya yönelik eleştirilerine yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "HDPKK'nın referansı ile CHP'li belediyelere ve şirketlerine doldurulan terör örgütlerinde faaliyet gösterenlere, irtibatlı ve iltisaklı olanlara yönelik müfettiş soruşturmalarının sonuçları ortaya çıkınca Saygı Öztürk'e ateş bacayı sarmış, aklınca aklama operasyonuna başlamış" ifadelerini kullandı.

Soylu, sosyal medya hesabından verdiği yanıtta, 11 maddeye yer vererek işe alımların nasıl gerçekleştiğine dair iddialarda bulundu.