Soylu’dan rejim ortaklarına mesaj
AKP’li vekil Soylu, dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis’e dilekçe sundu. Soylu bu hamlesi ile aynı zamanda rejimin ortaklarına mesaj verdi. Rejimin krizini gören Soylu’nun amacı kendini temize çekmek. Dilekçenin anlamı ise rejimin ortaklarına ‘Ne yaptıysak birlikte yaptık’ hatırlatması.
Politika Servisi
TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu, yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle Meclis Başkanlığına başvurdu.
Hakkında yayımlanan haberlerin karalama ve iftira amaçlı yapıldığını öne süren Soylu, dokunulmazlık zırhının muhalefet tarafından hedef alındığını belirttiği dilekçesinde ‘terör örgütlerinin’ kendisine karşı bir kampanya yürüttüğünü iddia etti.
İçişleri Bakanlığı döneminde başta suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan olmak üzere çok sayıda uyuşturucu baronu ve çeteyle ismi anılan ve fotoğrafı ortaya çıkan Soylu’nun dokunulmazlığını kaldırmak istemesi ise dikkatleri bir kez daha üzerine çekti. Bir dönemin önde gelen aktörlerinden olan Soylu, 2023 Mayıs seçimleriyle beraber rejimin yeni döneminde geri çektirilen isimlerden birisi olmuş, Bakanlıktaki görevinin sonlanması da iktidar eliyle bahşedilen İstanbul milletvekilliğinin ona getirdiği dokunulmazlık zırhıyla gerçekleşmişti. Seçimlerin ardından ise her ne kadar gündemden düşse de sık sık mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile karşı karşıya gelmesiyle ismini sık sık duyurdu. Özellikle emniyet ve yargı içerisindeki hâkim gücünün Yerlikaya döneminde zarara uğraması Soylu’nun Bakanlık döneminde kurduğu saltanatını da bir nevi ortaya çıkaran gelişmelerden birisi oldu.
KARA PARA, KAÇAKÇILIK, MAFYA İLE ANILDI
İçişleri Bakanlığı döneminde tam da rejimin çıkarları doğrultusunda göreve getirilen Soylu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli ortaklarının politikalarının uygulayıcı ismi olarak öne çıktı.
Dönemin bir nevi tüm ihtiyaçlarını karşılayan Soylu, bir taraftan rejim içerisindeki milliyetçi tabanla iletişimi sağlarken diğer yandan da Erdoğan’a tam biat etmeyi elden bırakmadı.
Soylu, kurulan güvenlik politikaları etrafında, 7 yıllık süre içerisinde ülkeyi bugünkü çıkmaza sürükleyen aktörlerden biri olarak adını tarihe yazdırdı. Meclis konuşmasında muhalefete ‘ohh’ çekerken ‘Erdoğan’ı yıkamayacaksınız’ nidalarıyla da hafızalara kazanan Soylu, 2019 seçimlerinin ardından başlattığı kayyum uygulamalarıyla, kadınları, gençleri, cumartesi annelerini, hedef almalarıyla, AYM’nin kararlarına müdahaleleriyle bilindi. Organize suç örgütü Lideri Sedat Peker’in Mayıs 2021’deki iddialarında Soylu’nun adı uyuşturucu kaçakçılığından yargı içerisindeki usulsüzlüklere, mafya kara para ilişkilerinden gazetecilere, yazarlara, aydınlara karşı tehdit ve hakaretlere kadar birçok suçla anıldı.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Soylu’nun ismi ise hep tartışıldı. Muhalefet güçleri defalarca Soylu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi, ancak yine de Soylu’nun rejimin içerisindeki yeri her daim var oldu.
Gelinen son süreçte ise dokunulmazlık talebinin kaldırılma isteminin Soylu’nun kendisinden gelmesi ise yine rejimin gidişatından bağımsız değil. Çünkü Soylu’nun bu başvurusu ne tam anlamıyla bir blöf ne de dışarıya bir mesaj. Aksine tam da rejimin en başından beri içerisinde olan Soylu, yaptığı başvuruyla hem Erdoğan’a hem Bahçeli’ye ‘Ben buradayım’ demeye devam ediyor. Ancak bu sefer yalnızca aktör olmaya çalışmıyor. Rejimin kriz içerisinde olduğunu, ekonomiden yargıya, eğitimden sağlığa ülkenin her bir alanındaki çöküşün Soylu da farkında. Meclis’e sunduğu dilekçe ile beraber tam da rejimin sahiplerinden kendisine dair bir sigorta bekliyor.
REJİM KRİZİ YENİ HAMLELER YARATIYOR
Kendisi ne yaptıysa bir ucunun bu rejimin ortaklarına çıkacağını bilen Soylu, kendini güvence altına almak isterken Bahçeli’ye de Erdoğan’a da bir nevi meydan okuyor. Soylu’nun "Dokunulmazlığım kaldırılsın" isteği, ‘Beni kurtarmazsanız iş size de gelir’ seslenişine dönüşüyor. Öyleyse Soylu’yu bu hamleye iten şeyin kendisi tam da rejimin krizi. Çöküş dönemine giren rejimden sağ sağlim çıkmak isteyen Soylu, kendisini temize çekmeyi amaçlıyor. Tüm bu karşılıklı nabız yoklamalara dayanan hamleler günün sonunda aktörlerin çözülmekte olan rejime göre yeniden pozisyon alma çabası olarak görülebilir.