Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

Geçen hafta Dilin Kemiği’nde, çoğu kişinin doğru seslendiremediği Arapça “vaka” yerine öz Türkçe “olgu” sözcüğünün kullanılmasını salık vermiştim.Bir arkadaş, “Dilimizi sadeleştireceğiz diye kısırlaştırıyor muyuz acaba? Vak’a’nın karşılığı ‘olgu’ mu ‘olay’ mı?” diye soruyor.

Dilimizde kimi sözcüklerin birden çok anlamı vardır. Örneğin “izlem” ve “gözlem” sözcükleri böyledir.

“İzlem” sözcüğünü tıp terimi olarak “takip” anlamında kullanıyoruz. Ama aynı zamanda “strateji” anlamı da var.

“Gözlem” sözcüğünün felsefe, gökbilim ve yazın alanındaki anlamları aynı değildir. “Müşahede”den “rasat”a uzanan bir anlam genişliği vardır.

Bunun gibi, “olgu” sözcüğünün günlük dildeki kullanımı ile tıp dilindeki kullanımı da ayrılık gösterir...

★ ★ ★

Bir başka arkadaşımız da “vaka” yerine “sayrı” demeyi öneriyor:

Vaka sözcüğünün yerine ‘sayrı’ (hasta) sözcüğünü koymak, konunun anlaşılması ve yanlış seslendirmelerden kaçınılması için yeter de artar. Örneğin, ‘2500 vaka’ yerine ‘2500 sayrı’ demek ya da ‘vaka sayısı’ yerine ‘hasta sayısı’ yeterlidir.”

Uzun yıllar sağlık sektöründe çalışmış bir arkadaşımız ise bu öneriye katılmıyor. Gerekçesini de şöyle açıklıyor:

“ ‘Vaka’ sözcüğünün kullanılması, hastalığa yakalananların tümünü anlatmak içindir. ‘Hasta sayısı’ deseler, sağaltım görenler ve iyi olanlar bu sayının dışında kalacaktır. Bu durumu anlatmak için ‘vaka’ yerine hangi sözcük kullanılabilir? ‘Olgu’ sözcüğü olabilir mi? Kullanılsa insanlar nasıl anlar? Aslında insanların ‘vaka’ sözcüğünü de tam anladıklarını sanmıyorum. Bunun yerine ‘virüs bulaşan insan sayısı’ diye bir tanımlama daha uygun olur.”

★ ★ ★

Bana sorarsanız bu konuda yeni arayışlara gerek yok. Çünkü “olay” sözcüğü, anlamca “vaka”dan çok “hadise”ye yakındır. O nedenle, “Birtakım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuç” anlamındaki “olgu”nun “vaka” yerine kullanılması neden yanlış olsun?

Kaldı ki sağlık dünyasının hiç de yabancısı değil bu kavram. “Olgu” sözcüğü hekimlikte yaygın olarak “vaka” yerine kullanılıyor. Örneğin Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin resmi sitesinde yer alan kapsamlı bir makalenin başlığı şöyle: “Covid-19 Salgınında Ülkelere Göre Olgu Sayıları”.

★ ★ ★

Fox TV’de Başkent Üniversitesi Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Prof. Dr. Özlem Azap’ı dinliyorum. Aynı zamanda “Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Grubu Üyesi” olan hocamız, İsmail Küçükkaya’nın “Çalar Saat” izlencesinde konuşuyor. Dikkat ediyorum; konunun uzmanı Prof. Azap, hiç “vaka” demiyor, hep “olgu” sözcüğünü kullanıyor…

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık da bugünlerde ekranlarda en çok gördüğümüz uzmanlardan biri. Bilimsel akılcılığı kılavuz edinmiş bir halk sağlığı uzmanı olarak değişik kanallarda salgın yönetimi konusunda uyarılarda bulunuyor…

Prof. Dr. Ahmet Saltık, 17 Nisan’da Ayşenur Arslan’ın Halk TV’deki “Medya Mahallesi”nin konuğuydu. Aydınlatıcı konuşmasını ilgiyle izledim. Salgından söz ederken sürekli olarak “olgu” diyordu. Ama ekrandaki altyazıda onun bu sözü hep “vaka” diye geçiyordu. Ayşenur Arslan’ın rejiyi uyararak sözcüğü “olgu” diye düzeltmesini boşuna bekledim! Üstüne üstlük, kendisi de bir süre sonra hep “vaka” demeye başladı!

Ayşenur Arslan, mesleğimizin yüz akı bir arkadaşımızdır. Dürüst yayıncılığına saygı duyarım. Ama Türkçe konusunda çok titiz davrandığını söyleyemem. Örneğin “hakikaten” sözcüğünü yıllardır “hakkaten” diye seslendirmekten vazgeçmedi! Neden “gerçekten” demiyor bilmiyorum. Kendisi pek ayırdında değil belki ama onun böyle konuşmasını izleyiciler yadırgıyor.

Evet, şu ya da bu sözcüğün Türkçesi varken Arapçasını dilimize dolamak niye?