Soçi’nin ardından Ankara’da bir araya gelen İran-Rusya-Türkiye liderleri bir kez daha Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne bağlı olduklarını vurguladı. Liderler, ‘terörle mücadeleye devam’ mesajı verdi

Sözler tekrarlandı

Suriye’deki çatışmaların sona erdirilmesi girişimiyle başlatılan Astana sürecinin üç garantörü olan Türkiye, Rusya ve İran liderleri, ikinci zirve toplantısı için dün Ankara’da bir araya geldi. Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani; Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve belli bir fraksiyon temelinde olmayan yapısına kuvvetle bağlı olduklarını tekrar vurguladı. Silahlı gruplara karşı mücadeleye de sonuna kadar devam edileceği konusunda kararlılık dile getirildi.

Üç liderin ortak beyanında, Ruhani’nin daveti üzerine bir sonraki toplantıların İran’ın başkenti Tahran’da yapılacağı da duyuruldu.

Doğu Guta krizine denk geldi
Suriye konulu üçlü zirve, daha önce 22 Kasım 2017’de Soçi’de yapılmıştı. İlk zirvenin sonunda yayımlanan ortak açıklamada Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne olan taahhütler teyit edilmişti. Astana süreci sonucunda Suriye’de gerginliği azaltma bölgelerinin tesis edilmesi ve Suriye ihtilafının çözümüne yönelik hiçbir siyasi girişimin Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyeceği vurgulanmıştı.

Ankara’da dün yapılan zirveyse, Suriye’nin başkenti Şam’ın doğusunda yer alan Doğu Guta’nın kontrolünü 2012’den beri elinde tutan cihatçı grupların buradan tahliyelerinin tamamlanmak üzere olduğu bir döneme denk geldi.

Önce ikili görüşmeler
Erdoğan’ın ev sahipliğinde Saray’da gerçekleştirilen zirve öncesinde liderler arasında ikili görüşmeler gerçekleştirildi. Basına kapalı yapılan ilk görüşme Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani arasında, ikincisi ise Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ruhani arasında oldu.

Erdoğan ile Ruhani görüşmesi bir saat sürerken, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konular hakkında fikir teatisinde bulunuldu.

Ruhani’den üç hedef
Ruhani-Putin görüşmesinde de ‘işbirliği’ konuşulurken, Rusya Devlet Başkanı “İkili ilişkilerimizi nasıl geliştireceğimizi konuşacağımız, uluslararası ve bölgesel konuları ele alacağımız bu görüşmeden çok memnunum” ifadesini kullandı.
Ruhani ise, “Suriye’ye güvenlik ve istikrarın geri gelmesi, mültecilerin ülkelerine dönmesi ve Suriye’nin geleceği ve kaderinin halkın oylarıyla belirlenmesi üç önemli hedefimizdir” diye konuştu.

Aile fotoğrafı
Görüşmelerin ardından liderlerin katılımıyla üç ülkenin bayrakları önünde aile fotoğrafı çekildi.

Zirveye Türkiye heyetinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı.

Erdoğan’dan ‘durmayız’ vurgusu
Zirve sonrası ortak basın açıklaması yapan liderlerden Erdoğan’ın “DEAŞ ile PYD/YPG’nin aynı amaca hizmet ettiğini kabul etmeyen hiçbir anlayışın Suriye’de kalıcı barışa hizmet etmesi mümkün değildir. PYD YPG’nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenliği hale getirene kadar durmayacağımızı bir kez de burada tekrarlamakta fayda görüyorum” vurgusu yapması dikkat çekti.

“Ne Suriye’nin, ne de bölgemizin geleceğinin üç beş terör örgütünün tasallutu altında kararmasına izin vermeyeceğiz” diyen Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü tüm terör örgütlerine aynı mesafede olunmasına bağlıdır. Sadece Suriye ile kalmayıp çevre ülkelere hatta tüm bölgeye tehdit oluşturan terör örgütlerinin ayrım yapılmaksızın dışlanması çok ama çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Ruhani: Cihatçılara destek eleştirisi
Erdoğan’ın ardından söz alan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, “Bölgemiz son senelerde büyük ve çok önemli sorunlarla karşılaştı. Bu sorun da terörizmdi. Bu teröristler bazı ülkeler tarafından eğitilmiş ve modern silahlar temin edilmiştir” diyerek üstü kapalı bir şekilde cihatçılara verilen desteği eleştirdi.

Ruhani, şöyle devam etti; “Biz Suriye’nin toprak bütünlüğü, milli egemenliğinin ve bağımsızlığının en önemli amaçlar olarak herkes tarafından dikkate alınması gerektiğini vurguluyoruz. Terörizm ile mücadele devam etmelidir ve terör örgütlerinin kalıntıları da Suriye’den çıkarılmalıdır. Bizim yapmamız gereken iş Suriye’nin geleceğinin şekillenmesi için yardımcı olmaktır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme yetkisine sahip değildir. Burada sadece Suriye halkı seçime katılarak, anayasa reformunu isteyerek ve özgür bir seçime katılarak kendi geleceklerinekarar verebilirler. Bölgemizin en büyük bayram günü kesinlikle Suriye’deki savaşın son bulduğu gün olacaktır.”

Putin: Bazıları çatışmaları destekliyor
“Bizim kesin kararlılığımız Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını sağlamaktan yanadır” diyen Rusya Devlet Başkanı Putin de, Türkiye-Rusya ve İran’ın dışında kimsenin inisiyatif almadığını savundu.

Putin, şu ifadeleri kullandı; “Bazıları mezhepsel çatışmaları destekliyor. Suriye’yi parçalamaya çalışanlar var. Biz üçlü işbirliğimizi tüm yönleriyle artırmaya karar verdik. Astana formatı zaten verimli olduğunu defalarca kanıtlamıştır. Suriye meselesinin siyasi boyutunu güçlendirmeye çalışacağız. Suriyeliler arasında diyaloğun ilerletilmesi önceliğimizdir. Suriye ulusal diyalog kongresinin sonuçları da çok önemlidir. Görüşmemizin önemli konularından bir tanesi, insani yardım meselesiydi. Bu meselenin siyasallaşmaması gerekiyor.”

***

‘Yeni gerçeklik yaratmayın’ uyarısı

Zirvenin ardından Erdoğan-Putin-Ruhani adına yayımlanan ortak açıklamada, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için ‘terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair’ her türlü girişimin reddedildiği vurgulandı.

Suriye’de barış ve istikrara katkı sağlamak bakımından tek etkili uluslararası girişimin Astana formatı olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “[Liderler] Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, atılacak adımların hiçbirinin ilgili BM kararları ve Suriye toplumunun tüm kesimlerinin temsilcilerinin iradesi tarafından tasdik edilen bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğini vurgulamışlardır. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir.”

Suriye’de ablukadaki bölgelerin de ele alındığı açıklamada, “(Liderler) Doğu Guta, Yermük, Fua ve Kefraya, İdlib ili, Hama ilinin kuzeyi, Rukban ve Rakka dahil olmak üzere tüm Suriye’deki vahim insani duruma tepki olarak alınan 2401 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararını memnuniyetle karşılamışlar, çatışan taraflara, ateşkes ihlallerinden kaçınma da dahil olmak üzere, söz konusu kararın hükümlerine uymaları konusunda güçlü çağrıda bulunmuşlardır” denildi.