Sporda bir nesil yok olmasın

Hazırlayan: Berkay SAĞOL - Yiğit ARICA

Türkiye Futbol Federasyonu’na kayıtlı 6 bine yakın tescilli futbol kulübünden 5 bin 606’sı amatör kulüp statüsünde. Amatör futbolcu sayısı ise 282 bin 605. 1.5 yıldır oynamayan amatör futbolcular, salgın sürecinin en fazla mağdur olan kesimlerinden. Türkiye’de geçen yıl profesyonel ligler normal statüde devam ederken, amatör liglerde yalnızca Bölgesel Amatör Lig (BAL) 6 maçlık kısa periyot şeklinde oynandı.


Gelişim Ligi futbolcuları, 2020 yılı mart ayından bu yana müsabakalara çıkamayan ve salgın tedbirleri nedeniyle takımlarıyla antrenmanlara dahi yeni başladı. Taktik ve teknik açıdan eğitimlerini sürdüremeyen genç futbolcu adayları, fiziksel olarak da gelişim kat edemedi.

İzmir’de BAL ligi takımlarından Çiğli Belediyespor’un farklı yaş gruplarını çalıştıran teknik direktörü İmam Aydemir, pandemi sürecinden sadece futbol değil, tüm amatör spor dallarının olumsuz etkilendiğini söyledi. Süreçte çocuklara bireysel antrenman yaptırmaya çalıştıklardını aktaran Aydemir şu görüşleri paylaştı “Bireysel antrenman ile takım antrenmanda verim aynı değil. Bir kere rekabet ortamı çok önemli. Çocukları, sporcularımızı görmemek bizi çok kötü etkiliyor. Çünkü onlar varsa biz varız, onlar yoksa biz de yokuz. Onlar mutlu olunca bizde mutlu oluyoruz. Maalesef son 1,5 yıldır bunların hiçbirini yaşamıyoruz. Bu süreçten sadece futbol değil tüm amatör sporlar etkilendi.”

ÇOCUKLARIN UYKU YEMEK DÜZENLERİ BOZULDU

Tüm sporcuların, antrenörlerin, ailelerin bir spor psikoloğundan destek alması gerektiğini savunan İmam Aydemir, şöyle devam etti: “Bizlerle, ailelerle ve çocuklarla sürekli iletişim halinde olup tekrar adapte olmamız için desteklemeleri gerekiyor. 11-16 yaş grubunda aradan sonra dönen çocuklar arasında boyu uzayan da var kilo alan da. Yani kontrolsüz bir şekilde çocukların fiziki kalitesi bozulmuş. Çocukların yaşam düzeni bozuldu, uyku saatleri bozuk, bütün gece oturuyorlar ve akşam uyanıyorlar. Yemek düzenleri bozuk. Eskisi kadar oksijen alamıyorlar. Bunların hepsi bir bütün. Biz çocukları tekrar hazırlamaya çalışıyoruz ama bu süre çok ciddi bir kayıp. A takımda maalesef öyle. Bölgesel Amatör Ligi’nde 6 maç oynadık. Sporcuların sağlığı bitti. Depar atıyorlar hemen adele sakatlığı yaşıyorlar. İkili mücadeleye ve temasa girmekten korkuyorlar. Kondisyonları eskisi gibi değil. Çocuklara kademeli şekilde yükleme yaparak kayıpları telafi edeceğiz.”

EN AZ 4 YILLARI KAYBOLDU

Altyapı antrenörü Ufuk Atlas, yaşanan durumu şöyle değerlendirdi:

• 13 Mart 2020’den sonra tarihinden sonra doğası oyun olan çocuklar oyun bile oynayamadı. Antrenman listesini gönderdik ama tek başlarına ne kadar yapabilirler? 1.5 yıl internet ve bilgisayar başında geçirdiler. Birçoğunun psikolojisi bozuldu. Eve kapanmanın bir sonucu olarak çocuklar sosyalleşmedi, fiziksel ve zihinsel gelişimleri de yavaşladı.

• Çocukların çoğunun akciğer vital kapasiteleri de düştüğü. Önceden 20 ila 25 dakikada bir mola verirdik. Şimdi 6 dakikada bir mola vermek zorundayız. Sıcak havanın da etkisi var ancak nefes nefese kalıp, ciğerlerinin yetmediğini görebiliyorsunuz. Özellikle 11-16 yaş grubu için bu verilen 1.5 yıllık ara çok büyük bir kayıp. Bu yaş grubu için en az 4 yılın kaybedildiğini söyleyebiliriz. Türkiye futbolu adına büyük bir problem” diye konuştu.

HAYALLERİ ELLERİNDEN ALINDI

Altyapı antrenörü Murat Arslan, bu süreçte antrenörlerin her şeyi kendi imkânlarıyla yaptıklarını söyledi. Arslan, “1.5 yıllık sürede devamlı bir aç kapa yaptılar. Böyle belirsizliğin yaşandığı bir ortamda tedirgin olan kimi aileler çocuklarını göndermedi. Bu belirsizlik gelişim ligleri için hâlâ var. Futbol ve spor istikrar işidir. Hele ki 11-16 yaş grubu için antrenman ve maç istikrarı daha da önemli. Bu çocuklar geçiş döneminde çok fazla zorlanacak. Tamamı geçen sene Türkiye finallerini kaçırdı. Birçoğu orada vitrine çıkıyor ve daha sonra transfer oluyordu. Çocukların ellerinden hayallerini aldılar, yaşadıkları travma çok büyük” ifadelerini kullandı.

Futbolcular kadar antrenörlerin de büyük yaralar aldığını dile getiren altyapı antrenörlerinden Mithat Er görüşlerini şöyle ifade etti; Altyapılar sadece futbolda değil tüm spor dallarında en temel yerler. 13 Mart 2020’den beri bu temel yıkıldı. Biz antrenörler olarak her ne kadar çocuklarla bu süre zarfında antrenmanlara ve etkinliklere devam etmeye çalışsak bile, aynı sahada olmak ve o çocukların arkadaşlarıyla beraber koşup oynaması çok başka bir his. Bir kere rekabet ortamı başka bir his. Bu çocukların hem sosyalleşmesi hem de rekabet ortamı ellerinden gitti. Bazı çocukların bu süreçte kötü alışkanlıklar edindiğini bile gördük. Ben kendi adıma söyleyeyim gerçekten çok üzüldüm ve sporun çocukları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için ne kadar önemli bir araç olduğunu bir kez daha gördüm. Aşılanma süreci ve okulların tekrar açılmasıyla maçların başlayacağını düşünüyoruz ama hâlâ bir belirsizlik hâkim.
Çocuklar gibi bizim de hayallerimiz vardı ve doğal olarak bizim de hayallerimiz yıkıldı. Bir futbolcumuz büyük transfer yaptığında veya milli takıma seçildiğinde biz de gururlanıyoruz ve bizim içinde övünç kaynağı oluyor. Bunları çocukların elinden aldıkları gibi, bizim de ellerimizden aldılar. Antrenörler olarak bizler de çocuklar gibi psikolojik problemler yaşadık. Dünyanın her yerinde antrenörlük kurs ücretlerinde indirimler olurken veya hiç zamlanmazken bizim ülkemizde Türkiye Futbol Federasyonu antrenörlük lisans kurslarına yüzde 300’e varan zamlar yaptı. Pandemide sporda en çok olumsuz etkilenenler maalesef altyapılar ve amatörler oldu.”

COVİD’Lİ FUTBOLCUMUZ OYNAYAMIYOR

Futbolcuların performanslarında ciddi değişiklik olduğunu söyleyen A takım antrenörlerinden Selçuk Ülker, “A takımımızda Covid-19 atlatan bir futbolcumuz var. O futbolcu hastalanmadan önce profesyonel sözleşme imzalayacağını düşünüyorduk. Ancak hastalık sonrası çocuk ikili mücadeleye girerken bile çekiniyor. Bölgesel Amatör Ligi’nde 6 maçlık kısa bir lig oynandı burada da birçok futbolcu ciddi adele sakatlıkları yaşadı” diye konuştu.

Pandeminin en büyük kaybedeninin çocuklar olduğunu söyleyen A takım antrenörlerinden Can Güler, “Çocuklar hem fiziksel, hem psikolojik hem de eğitim olarak büyük yaralar aldı. Sürekli anne ve babayla aynı evde olmaları, denetim altında olmaları çocukları çok bunalttı, agresifleştirdi. Gelişim dönemindeki çocuklar ailelerinden çok bizleri dinler. Bizlerden bu kadar uzak kalmaları da onları olumsuz etkiledi. Çocukların bu kadar uzun süre evde kalması, onların motorsal özelliklerini yavaşlattı. Futbolda istikrar çok önemli. 1.5 sene çok ciddi ve büyük bir kayıp. Gelişim çağındaki çocukların 1.5 sene kaybetmesi demek vücutlarının tekrar toplanması için en az 4 sene demek. Vücutlarını yormadan, sakatlık yaşamadan yavaş yavaş yüklemelerle antrenman yapmaya çalışıyoruz.

PROFESYONELLİĞE GEÇERKEN PANDEMİ GELDİ

Bölgesel Amatör Lig’de oynayan 20 yaşındaki bir futbolcu ise şunları dile getirdi: “Benim bütün hayatım alt üst oldu. Tam profesyonel olacaktım ve o zaman 18 yaşındaydım, ligler bitirildi. Kendimi gösterme şansım olmadı. Risk alarak tek başıma antrenmanlar yaptım sırf hazır olabilmek için. Bizler amatörler olarak hep arka plana atıldık ve hiçbir zaman sıra bize gelmedi. Her seferinde büyük bir çöküntü yaşadım. Benim hedeflerim vardı ve hayatımdan 1.5 senem, hayallerim çalındı. Psikolojik olarak çok etkilendim çünkü yaşım geçiyor. Korku, stres ve gelecek kaygısı beni çok etkiledi. Onun dışında vücut kendini çok geç toparladı. Takımdaki arkadaşlarım ve birçok takım normalin üzerinde sakatlık yaşadı. Ben bile hiç yaşamadığım bir sorun olan adele sakatlığı yaşadım. Ocak ayında beni 3’üncü ligden bir takım istedi ama sonradan hazır olan bir oyuncuyu almayı tercih ettiler.

sporda-bir-nesil-yok-olmasin-902621-1.
Güzeltepeporlu futbolcular ve Şahverdi Aydemir.


GEÇİM KAYGISIYLA SPORU BIRAKTILAR

İzmir’in dezavantajlı bölgelerinden birinde bulunan Güzeltepespor’da antrenör olan Şahverdi Aydemir ise sorunun bir başka boyutuna dikkat çekiyor: “Amatör sporcular ve antrenörler olarak tam anlamıyla bir karanlık çağ yaşadık. 2001 doğumlu sporcularımızın çoğu geçim kaygısı nedeniyle futbolu bıraktı ve fabrikalarda işe başladı. Geriye dönen çocukların ise bu süreci hareketsiz geçirdiğini ve vücutlarının çok hantal kaldığını gördük. Çocuklarının vücut koordinasyonları çok fazla yavaşladı. 11 yaşında bir çocuğun normalde 5 yılda tamamladığı bir gelişim 8 yıla çıktı. Çocukların kötü alışkanlıklar edinmeleri de çok arttı. Güzeltepespor’un var olma amacı zaten sosyal sorumluluk ve çocukların korunması. Biz burada çocukları üniversiteye BESYO’ya hazırlıyoruz. 24 yıldır verdiğimiz mücadelede 220’den fazla çocuğumuz BESYO kazandı” dedi.

Aydemir şunları dile getirdi: “Pandemiyi ne ekonomik, ne sosyal ne de spor anlamında yönetebildik. Antrenörler olarak bu süreçte ekonomik olarak hiçbir destek alamadık. İzmir’de yaklaşık 30 bin çocuk sadece amatör kulüplerde futbol oynuyor. Faal olan 700 antrenör var. Bu arkadaşlarımızın çoğu ek iş aramak zorunda kaldı. Biz antrenörler olarak örgütlendik ve İzmir Futbol Adamları Derneği’ni (İFAD) kurduk. Dayanışmayla antrenörlerin sorunlarını çözmeye çalıştık. Türkiye Futbol Federasyonu’na gittik, TÜFAD’a gittik herkes bize kapılarını kapadı. Durumu protesto için yürüyüş yaptık. Hiçbir bağlantımız olmamasına rağmen bize yalnız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer kapısını açtı.”