Önce takip edemeyenler için geride kalan iki günde yaşananların bir özetini yapmak lazım. Galatasaray önceki akşam Sırbistan’ın Kızılyıldız takımıyla bir basketbol maçı yapıyor.

Güvenlik protokolü gereği maça Kızılyıldız taraftarlarının alınmamasına karar veriliyor. Buna karşın Sırp taraftarlar maç için Türkiye’ye gelmekten vazgeçmiyor. Büyük ihtimalle ‘her türlü gireriz’ umuduyla İstanbul’a geliyor ve maç saati yaklaşırken karşılaşmanın oynanacağı Abdi İpekçi Spor Salonu’na doğru harekete geçiyor. Toplamda 300-400 Sırp taraftar olduğu söyleniyor. Abdi İpekçi’nin önüne gelindiğinde iki takımın taraftarları karşı karşıya geliyor. Arada da yeterli sayıda olup olmadığı tartışmaya açık polisler...

Sonrasında ne oluyorsa oluyor ve Marko Ivkovic adında bir Sırp taraftar bıçaklanarak yaralanıyor. Ve kaldırıldığı hastanede müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybediyor.

Ne oluyorsa oluyor diyorum, çünkü konuyla ilgili çelişkili açıklamalar var. Emniyet yaptığı ilk açıklamada Sırp taraftarlar arasında cereyan eden bir kavga neticesinde bu olayın yaşandığını belirtiyor. Sırp tarafı doğal olarak buiddiayı reddediyor.

Buna karşın Başbakan Davutoğlu da Emniyet’in açıklamasıyla tatmin olmamış olmalı ki Sırbistan’daki  mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde olayın tüm ayrıntılarıyla açığa çıkarılacağının sözünü veriyor.

Bu esnada dün öğle saatlerinde haber sitelerine tam Abdi İpekçi’nin önünde çekilmiş bir video düşüyor. Videoda Abdi İpekçi’nin önüne gelen Kızılyıldız taraftarları ve onlara “Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber” diye karşılık veren Galatasaray taraftarı görülüyor. Ve gürültüler arasında bir ses işitiliyor: “Murat, bunlar Sırp. Bıçağı kap gel.”

Demek ki, en azından ‘bizimkilerde’ de bıçak var ve mesele ‘Bu işi onlar kendi kendine yaptı’ deyip kapatılacak kadar basit değil.

Bir de işin Galatasaray antrenörü Ergin Ataman boyutu var ki orası tam bir fecaat.

Hamasi milliyetçi duyguları okşamakta pek  mahir spor adamlarımızın listesine ilk sıradan aday olan Ataman maç sonrası Kızılyıldız taraftarına tabiri caizse ‘kafadan’ dalıyor.

300-400 Sırp, diyor. Terörist bunlar, diyor. Zaten bu Kızılyıldız taraftarına çok taviz veriliyor, diyor. Diyor da diyor.

Ertesi gün işin içerisinde hayatını kaybetmiş bir Sırp taraftar olduğunu öğrenince ve hatta sözlerinin uluslararası diplomatik bir krize doğru yelken açmamıza neden olduğu dank edince bu defa özür diliyor. Bu sözleri taraftarın ölümünü öğrenmeden önce sarf ettiğini itiraf ederken aslında özrünün kabahatinden büyük olduğunun farkında değil.

Çünkü o sözler, birisi hayatını kaybetmese de edilecek sözler değil. Nereden baksan ırkçı, nereden baksan ayrımcı.

Ortalığı sakinleştirmesi gereken bir spor adamının söze ‘300-400 Sırp’ diye başlayıp rakip taraftarı terörist ilan etmesinin kimse hayatını kaybetmese bile iki ülke arasında nefret tohumları ekebileceğinin farkında bile değil Ataman.

Ve işin kötüsü asla da farkında olmayacak.

Futbolda hakem odası basmayı marifet sayanlar... Tribünlerde birbirinin karısına kızına ağız dolusu küfür eden on binler... Şiddetten sırtlan gibi sırıtarak beslenen spor yorumcuları... Birbirlerine silah çeken sporcular... Birbirlerine sosyal medya üzerinden hakaret edip ortalığı geren ‘büyük’ takım oyuncuları... Korumalarına gazeteci emekçisi dövdürten spor insanları... Rakip takım arkadaşına ırkçı sözler sarf eden futbol şöhretleri... Basketbol maçı öncesi adam bıçaklayanlar... Adam bıçaklanmasa kendisinde rakibe hakaret etme hakkı gören
spor büyükleri...

Bir şey diyeceğim!

Sağlam kafanın sağlam vücutta bulunduğuna emin misiniz?

Ve bir şey daha...

Siz bu oyunu hiç oynamasanız daha mı iyi acaba?