Squid Game’in hatırlattıkları...

Sarah A. Son

Squid Game, tipik tatlı bir Kore dizisi olmaktan uzak. Fakat Kore’de toplumsal hayatın gerçeklerine dair bazı gözlemler aktarıyor ve izleyiciler şiddet, ihanet ve çaresizlik dolu bir tiyatronun içine çekiliyor. Gerçekten de ‘ölümüne’ oynayan yarışmacıları izliyoruz. İçerik oldukça sert olmasına rağmen dizi tüm dünyada geniş izleyici kitlelerini kendine çekti ve 90’dan fazla ülkede ilk sıraya yerleşti.

Toplam 9 bölümlük dizide, kendini borç ve talihsizlik içinde bulan bazı karakterleri takip ediyoruz. Güney Kore kültüründe yer etmiş çocuk oyunlarını oynuyorlar ve kaybedenler acımasızca öldürülüyor. Oyunun kazananı ise yaklaşık 29 milyon pound [38.9 milyon dolar] denk gelen 46.5 milyar Kore Wonunu almaya hak kazanıyor.


GÜNEY KORE KAPİTALİZMİ

Dizinin ana karakterlerinin neden ‘her şeyi riske atacak’ noktaya geldiklerini görüyoruz. Farklı yaşamlara tanıklık ediyoruz ve bunların hepsi borç ya da çaresizlik içinde. Bir tarafta kanserden ölmek üzere yaşlı bir adam, diğer tarafta başarısız bir fon yöneticisini görüyoruz. Pakistanlı bir göçmen işçi, Kuzey Kore’den gelen bir sığınmacı… Her birinin Güney Kore kapitalizminin ters tarafında düştüğünü ve her şeyi ortaya koyarak kumar oynadığını görüyoruz.
Squid Game son yıllarda gördüğümüz Güney Kore yapımlarının en yenisi. 2020 yılında Parasite filmi Oscar sahibi oldu. Film, Güney Kore toplumunu lekeleyen derin adaletsizlikleri işliyordu. Bu yapımların bilhassa alt ve orta sınıfı olumsuz etkileyen ve derinleşerek devam eden borç krizi ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz.

BORÇLU KİŞİ SAYISI GİDEREK ARTIYOR

Güney Kore’de hane halkı borçları son yıllarda hızla artarak milli gelirin yüzde yüzünü aştı. Ülkenin en varlıklı yüzde 20’lik kesiminin elindeki servet, en yoksul yüzde 20’lik kesimin servetinin 166 katı. Gelir adaletsizliği 2017 yılından bu yana yarı yarıya arttı. Borçlar ve gelirler arasındaki denge bozuluyor ve ülkede faizler artıyor. Dolayısıyla bir anda işini kaybeden ya da hastalık yaşayan insanlar bu tür olaylara hazırlıksız yakalanıyorlar.

Ülkelerin gelir adaleti düzeyini ölçen Gini katsayısına göre Güney Kore’de gelir dağılımı Birleşik Krallık ile kıyas edilebilecek bir düzeyde, ABD’ye kıyasla ise daha iyi bir yerde. Fakat genç işsizliği ve konut fiyatları artıyor. Salgın, ilerici hükümetin son yıllarda elde ettiği kazanımların da tekrar yitirilmesine sebep oldu.

Ülkede gelirine oranla en borçlu kesim, 30’lu yaşlarında. Hükümet ülkedeki borçluluğa arttırmak için farklı uygulamalar denedi. Fakat kredi musluklarının kısılması bazı insanların daha yüksek maliyetlerle borçlanmasına ya da ‘daha riskli’ tefecilerden medet ummasına sebep oldu.

FİNANSAL GÜVENCE VE TOPLUMSAL KABUL

Bu koşullar altında insanlar yaşamlarına yaşanan en ufak değişiklikler karşısında çaresiz kalıyorlar ve borçlarını ödeyemez hale geliyorlar. Pek az Koreli’nin Squid Game’de gördüğümüz gibi gangsterlerin eline düştüğünü ya da organlarını satmak zorunda kaldığını söyleyebiliriz. Fakat borç Güney Kore için önemli bir toplumsal sorun, aynı zamanda intiharların başlıca sebebi.

Squid Game’de ülkenin çeşitli azınlıklarına mensup karakterler de görüyoruz. Fabrikadaki patronun işçisine dönük duyarsızlığı, ülkeye güney ya da güneydoğu Asya’dan gelenlerin yaşadıkları sıkışmışlığı gösteriyor. Kuzey Kore’den gelen sığınmacı karakterini de görüyoruz. Bu insanların finansal güvence ve toplumsal kabul kazanmak için birçok cephede aynı anda mücadele etmeleri gerekiyor.

YOLSUZLUKLARLA ZENGİN OLANLAR

Dizi, Hıristiyan değerlerini de eleştiri konusu yapıyor. Ülkenin 1970 ve 80’li yıllarda yaşadığı dönüşüm ve aynı dönemde kilisenin hızla büyümesi arasındaki bağlantı işleniyor. Nam-ı değer Protestan çalışma ahlakı, genelde Güney Kore’nin otoriter döneminde yaşanan ‘ekonomik mucizenin’ gerekçesi olarak sunuluyor. Ülke bu dönemde önemli ekonomik atılımlar kaydetmiş ve yüksek gelirli ülkeler ligine giriş yapmıştı. Başarı, tanrının bir lütfu olarak anlaşılıyordu ve ülkenin dört bir yanında devasa kiliseler inşa ediliyordu.

Fakat siyasetçiler ve sermayedar aileler arasında yolsuzluk yaygındı. Kaynaklar çarçur ediliyor, aileler adeta kendi hanedanlıklarını inşa ediyordu. Siyasi elitlere ve kiliseye duyulan güvensizlik, ülkede giderek daha laik bir toplumsal tablo oluşmasına sebep oluyor. Halbuki bu esnada Hıristiyanlar ülkedeki yoksul ve ezilenlere sahip çıkma iddiasındalar.

DİZİDE ANLATILAN BAŞARININ BEDELİ

Bu tür bir tabloyla karşılaşan tek ülke Güney Kore değil. Squid Game’deki karakterler, yaşadıkları sıkıntılar ve içinde bulundukları mücadele dünyada tüm toplumlarda karşılık buldu. Güney Kore ile benzerlik gösteren ekonomilerde çok benzer sorunlar ve salgın tabloyu daha da kötüleştirdi. Squid Game’de her oyunun galibine ve dünyanın dört bir yanındaki izleyicilere şu acımasızca hatırlatılıyor: Başarının bedelini çoğu zaman zayıflık, ayrımcılık ya da yalnızca kötü talih sonucunda savunmasız kalanlar ödüyor.

Squid Game’in son bölümünü izlediğimizde ikinci sezonun ipuçlarını yakalıyoruz. Fakat dizi devam etmese de, işaret ettiği hikayenin çok daha büyük olduğu açık.

The Conversation’dan çeviren Fatih Kıyman