Tefeci parasız kaldıkça eski defterleri açarmış misali…

 Tefeci parasız kaldıkça eski defterleri açarmış misali…

Tayyip Erdoğan da başı sıkıştıkça Kemal Kılıçdaroğlu dönemi SSK mevzusunu açıyor.

Dün gene AKP grup toplantısında Savaş Ay’ın on altı yıl önceki SSK çekimleriyle Kılıçdaroğlu’nun katıldığı A Takımı’nın görüntülerini izletti.

O programı gayet iyi hatırlıyorum, çünkü birkaç program sonra da Tabip Odası olarak biz çıkmıştık A Takımı’na.

Gecenin ilk konuğu Orhan Gencebay, o gün de Bülent Ersoy ilk evliliğini yapmış, memleket çalkalanıyor…

Savaş Ay telefonla Bülent Ersoy’a bağlandı, ikisini kapıştırmaya çalışıyor, Orhan Gencebay direniyor ama, nafile.

Allem etti, kallem etti, sonunda başardı…

Tam Orhan Gencebay’la Bülent Ersoy birbirine girip ortalığın kan gölüne döndüğü sırada bizi stüdyoya aldılar.

Stüdyo dediğin de hangar gibi bir yer, etrafta bidonlar, variller, kasalar, falan.

Biz sıramızı beklerken Savaş Ay hızla seğirtip mikrofonu bana uzatmaz mı?

“Hocam, Tabip Odası olarak siz bu konuda ne diyorsunuz?..”

“Hangi konuda?”

“Hangi konu olacak, Bülent Ersoy’un evliliği konusunda.”

Eyvah, ne diyeceğim şimdi?..

“Valla bir şey diyemiyoruz. Konuyu inceleyecek zamanımız olmadı. Malûm, biz SSK hekimleri çok yoğun oluyoruz, nüfusun yüzde ellisine toplam hekimlerin yüzde yirmisiyle sağlık hizmeti vermeye çalışıyoruz” filan diyerekten savuşturmaya çalıştım ama yutar mı?..

”Hop hocam, destursuz bağa girme, daha o konuya başlamadık!..” diye kesti.

Sonra, programın ilerleyen saatlerinde, gece bir buçuk filan olmuştu, sıra SSK mevzusuna geldi de birkaç kelam edip kalktık.

***

Anılar bir yana, SSK hastaneleri neden o kadar perişan durumdaydılar, baştan beri mi öyleydiler, sonradan mı o hale düşürüldüler filan, uzun uzun tartışabiliriz de…

Temcit pilavı gibi ikide bir bu konuyu açanlara bir çift laf edivereyim, şimdilik.

Birincisi…

Sigortalı başına yaptığı sağlık harcaması bugünkünün onda birini bile bulmayan SSK sağlık sistemiyle bugünkü sistemi karşılaştırmak…

Elmalarla armutları filan değil…

Can eriğiyle Diyarbakır karpuzunu karşılaştırmaya kalkmaktır ki, komik ötesi bir durumdur.

İkincisi…

O Diyarbakır karpuzu gibi iri yarı ve alımlı gözüken sağlık örgütlenmesini kesip içine bakın…

Nasıl kabak olduğunu görürsünüz.

***

İnanmadınız mı?

Hani Tayyip Erdoğan konuşmasında “Arkadaşlar eksik yapmışlar, bir ekranda eski görüntülerin yanında diğer ekranda bizim dönemin görüntülerini koymak lâzım” dedi ya…

Aynen katılıyorum!..

Bir cesur televizyoncu çıkıp da Savaş Ay’dan on altı yıl sonra, o çekimlerin yapıldığı eski SSK hastanelerinin, ya da Sağlık Bakanlığı’na bağlı diğer hastanelerin, hiç fark etmez…

Okmeydanı’nın, Samatya’nın, Şişli Etfal’in, Dışkapı’nın filan acil servislerine girse…

Şöyle bir güzel çekimler yapsa da biz de yan yana koyup seyretsek…

Acil servislerde iyileşen bir şey var mı yok mu görsek!..

Merak ediyorsanız, bu akşam evinize en yakın hastanenin acil servisine gidip bir göz atın bakalım neler göreceksiniz?