Eski adı Leningrad olan Rusya’nın St. Petersburg kentinde iki ayrı metro istasyonunda meydana gelen patlamada çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Olağan şüpheli radikal İslamcı Selefi örgütler. Rusya Başsavcılığı olayın bir terör saldırısı olduğunu açıkladı. Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç, St. Petersburg’da yaşananlara Rusya’nın yanıtının çok sert olacağını ifade ederek, “Teröristlerin Rusya’yı bir numaralı düşman olarak gördüklerini hep söyledik” dedi.

Suriye’de IŞİD başta olmak üzere radikal İslamcı Selefi örgütlere göz açtırmayan Rusya’nın cihatçıların hedefi olduğu biliniyordu. Kısa bir süre önce yayınlanan bir afişte IŞİD’in ‘Rusya’yı yakacağız’ tehditleri yer alıyordu. Dün meydana gelen saldırıda da bu nedenle gözler IŞİD’e çevrildi.

St. Petersburg’daki saldırıyla eş zamanlı olarak Suriye’nin başkenti Şam’daki büyükelçiliğe de roketatarlı saldırı girişiminde bulunuldu. Şam Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıyı ‘Tahrir El Şam’ adlı örgütün düzenlediği iddia edildi.

Rusya’da daha önce de metro istasyonları saldırıya hedef olmuştu. 2010 yılında Moskova metrosunun yoğun olduğu dakikalarda gerçekleşen patlamada 39 kişi yaşamını yitirmişti.

•••

Irak ve Suriye’de her açıdan köşeye sıkışan IŞİD başta olmak üzere radikal İslamcı örgütlerin bu sıkışmışlığa karşı saldırılarla karşılık vermesi beklenen bir gelişmeydi. Son iki yılda kontrolündeki toprakların yüzde 40’ına yakınını kaybeden IŞİD’in özellikle uyuyan hücrelerini harekete geçirerek Batılı başkentlere misillemede bulunacağı istihbarat raporlarına yansıyordu sık sık.

Irak ve Suriye’deki gelişmeler IŞİD ve türevi örgütler üzerindeki baskıyı arttırdı. Bu baskı arttıkça da cihatçıların ayakta olduğunu göstermek ve militanlarını tatmin etmek için St. Petersburg gibi benzeri kanlı saldırıları gerçekleştirmenin yollarını arayacak. Bunun hedefinin de sadece Rusya olmayacağı açık. Türkiye de benzer saldırıların hedefinde.

IŞİD hızla kan kaybediyor. Rakka operasyonuyla IŞİD’in bölgeden temizlenmesi an meselesi. Irak’ın Musul kentinin yüzde 70’ten fazlası IŞİD’den kurtarıldı. Haşdi Şabi milisleri komutanı Ali Haşim Huseyni’ye göre kentin tamamen kurtarılması oldukça yakın.

•••

St. Petersburg saldırısı IŞİD ya da Kafkasya’daki herhangi bir radikal İslamcı örgüt tarafından gerçekleştirilmiş olabilir. Henüz bilmiyoruz. Moskova’nın ‘bu bir ‘terör saldırısı’ açıklaması bunun sıradan bir patlama olmadığını gösteriyor. Saldırının yeri ve şekli de ‘uyuyan hücreler’i işaret ediyor. Savunmasız sivilleri hedef alan saldırının tarzı cihatçı örgütlerin daha önce Fransa, Belçika, Almanya ve İngiltere’de yaptıklarına oldukça benziyor.

IŞİD benzer şekilde Türkiye sınırları içinde de son iki yılda çok sayıda saldırı gerçekleştirdi. Suruç, Ankara Gar, Atatürk Havalimanı ile Taksim ve Sultanahmet’teki turistlere yönelik katliamlar bunlar arasında ilk akla gelenler.

Öyle anlaşılıyor ki Suriye ve Irak’ta, egemenlik kurmaya çalıştığı alanlarda giderek sıkışan ve darbe yiyen örgüt bu tür çılgınca eylemlerine devam edecek, böylece dehşet salıp taraftarlarına moral vermeye çalışacak. Rusya, Türkiye, Avrupa ülkeleri; herkes bu vandalizmin hedefinde.

Samir Amin’in dediği gibi Amerikan diplomasisi, kendi siyasal stratejileri çıkarına siyasal İslamcıları “radikal” ve “ılımlı” diye ikiye ayırıyor. Oysa “ılımlı İslam”, “radikal İslam” diye bir şey yok. İkisi de özünde aynıdır. Vahhabilikten besleniyorlar. Bu, kendi çıkarları için bazı siyasal İslamcı hareketlere verdiği desteği meşrulaştırmak isteyen ABD propagandasının tehlikeli bir uydurmasıdır. Bu tuzağa kesinlikle düşülmemeli.

Suriye’de olanlara bir bakın. Batı, ABD ve Fransa çeşitli Selefi örgütleri destekliyor. El Nusra Cephesi, El Kaide’nin bir koluydu, IŞİD’den bir farkı yok. Adını Şam’ın Fethi Cephesi olarak değiştirdi. Bir isim değişikliğiyle vaziyeti kurtarmaya çalıştı.

•••

AKP Türkiye’si de benzer bir yanlışın içinde. Ders çıkarılmış değil. Yanlışlarına yanlış eklemeyi sürdürüyor. “Ilımlı” adı altında Suriye’de Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi cihatçı örgütlerle Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu üzere resmi ittifaklar yapılıyor. Ahraruş Şam gibi örgütler üzerinden bölgede iş tutuluyor.

IŞİD, El Nusra ve türevi Selefi/Vahabi örgütler tüm insanlığın düşmanı. Bu durumun gözden kaçırılmamasında yarar var. Bu radikalizmin yok edilmesi için de sadece askeri başarı yetmez. Bu zihniyeti besleyen Vahhabi/Selefi karanlığının da yok edilmesi gerekiyor. Yoksa kısa erimli proje ve hesaplarla ortaya El Kaide ve IŞİD gibi ucubeler çıkar ve bunlar hem bölgede hem dünyada herkesin başını fena halde ağrıtır.