Su kıtlığı yeniden baş gösterebilir

Kardelen TATAR

İstanbul'da yağışlı geçen günlerin ardından baraj havzalarındaki su sevileri yükselirken, İSKİ verilerine göre doluluk oranı dün yüzde 60.37ye çıktı.
İstanbul’da kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranı 9 Ocak 2021 tarihinde yüzde 19.16’ya kadar düşmüştü. Önce yağmur ardından gelen kar yağışlarıyla birlikte barajların su seviyelerindeki artış sürüyor.

En düşük doluluk oranının ölçüldüğü günden bu yana geçen sürede İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranı yüzde 60.37’ye ulaştı. İSKİ verilerine göre İstanbul’un barajlarında şu anda 524 milyon metreküp su birikti.


SON 10 YILIN EN DÜŞÜK İKİNCİ SEVİYESİ

Barajlardaki doluluk oranının artması sorun ortadan kalkmış gibi bir algıya neden olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Doluluk oranı son 10 yılın en düşük ikinci seviyesinde. Kış aylarının yağışlı geçmesiyle sanki sorun ortadan kalkmış gibi algılayabiliyorlar. Ancak nisan ve mayıs aylarındaki yağışlara da bakmak, görmek lazım. Mayıs ayı itibariyle doluluk oranları yüzde 80’in 90’un altında kalırsa önümüzdeki yaz ve sonbahar ayları kurak geçerse yine su sorun yaşanabilir” dedi.

KALICI ÇÖZÜMLER GEREKİYOR

Sürekli her yağmurdan ve kar yağışından sonra barajların artışlarıyla ilgilenmek yerine daha kalıcı çözümler gerekiyor” diyen Prof. Dr. Tolunay, “Yıllar yağışlı da olsa kurak da geçse İstanbul ve diğer büyük kentlerde su tasarrufu kültürü oluşturulması gerekiyor. Kuraklık sadece barajların doluluk oranlarıyla ölçülmez. Barajlar dolu olabilir ancak tarım ve başka sektörlerin ihtiyacı karşılanmayabilir” ifadelerini kullandı.

ALTIN MADENCİLİĞİ KISITLANMALI

Sadece kentlerdeki içme suyuna odaklanılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tolunay şu ifadeleri kullandı: “Suyun büyük kısmını tarımda tükettiğimiz unutulmamalı. Tarımda kısa vadeli çözüm üretmek mümkün değil. Ancak orta ve uzun vadede yapılması gerekenler var. Sanayiye de çok odaklanmıyoruz. Termik santrallarda kullanılan su evsel kullanımdan çok daha yüksek.. Kuraklık bu kadar gündemdeyken termik santrallar gibi yatırımlardan vazgeçilmesi hem iklim değişikliği açısından olumlu olacaktır. Öte yandan tekstil ve altın madenciliğinin denetlenmesi, kısıtlanması gerekiyor.”