Cari açık 60 milyar dolara doğru yol alıyor. Sırf ödemeler dengesi rakamlarından bile TL’deki hızlı değer kaybını açıklamak kolaylaşıyor

Şubat ayı cari açığı beklendiği gibi kötü

2018 Şubat ayı cari işlemler açığı beklendiği gibi 4.15 milyar dolar olarak açıklandı. Yalnız yukarıdaki ifadeyi işlerin yoluna girdiği değil, kötü gidişin sürdüğü biçiminde yorumlamak daha doğru. Nitekim geçen yılın aynı ayına göre 1.59 milyar dolar, yüzde 62’lik bir artış söz konusu.

Yıllıklandırılmış olarak da, 2018 Şubat’ında son 12 ayın açığı 34.1 milyar dolardı. Kısaca 1 yılda cari açık 19.2 milyar dolar, 20 milyar dolara yakın sıçradı. Petrol fiyatlarındaki yüksek seyir, Brent Petrolü’nün 70 doları aştığı düşünülürse, dış koşullar da pek iç açıcı değil.

İsterseniz, önemli kalemlere bir göz atarak cari denge rakamını daha ayrıntılı değerlendirmeye çalışalım:

»Hükümet yetkilileri, Saray çevreleri sürekli ihracat rekorlarıyla böbürleniyor. 2018 Şubatı’nda ihracat 14 milyar dolara dayanmış. 2018’in ilk 2 ayında 2017’ye göre yaklaşık 2.5 milyar dolar bir artış gerçekleşmiş. Gelgelelim aynı dönemde ithalat tam 9 milyar dolar fırlamış. Yıllık olarak da ihracat 16.8 milyar dolar kıpırdarken, ithalat 40.5 milyar dolar sıçramış. Böylelikle yıllık dış ticaret açığı 65.4 milyar doları bulmuş.

»Parasal olmayan altın ithalatı Şubat’ta 931 milyon dolar, yılın Ocak-Şubat döneminde 3190 milyon doları bulmuş. Ekonomik gerekçelerle açıklanamayan yoğun altın trafiği devam etmiş.

Turizmin olumlu etkisi düşük

»2018’in ilk 2 ayında hizmet gelirleri 1 milyon dolar artınca, özellikle turizm gelirlerindeki düzelmenin cari açığı kapatmaya ancak 640 milyon dolar net katkısı olmuş. Turizm gelirleri 266 milyon dolar yükselerek 835 milyon doları bulmuş.

Net sermaye çıkışı

»Gelelim cari açığın finansmanına; en dikkat çekici kalem doğrudan yatırım kaleminde gözleniyor. Yerliler yurtdışına 779 milyon dolar yatırım yaparken, yabancıların Türkiye’deki doğrudan yatırımları sadece 511 milyon dolar olmuş. Böylelikle net sermaye çıkışı gerçekleşmiş. Hatırlanırsa AB ile flörtün sürdüğü, AKP’nin yurtdışında itibar gördüğü dönemde sırf 2006-2008 arasında 56.5 milyar dolar net doğrudan yatırım girişi söz konusuydu. Henüz Türkiye sermayesi yurtdışına kaçıyor demek için erkense de, bu yönde bir eğilim gözlendiğinin altını çizmekte yarar var.

»Şubatta yabancılar 348 milyon dolar hisse senedi satarken, 313 milyon dolar borç senedi almış. Bu kalemde kayda değer bir gelişme gözlenmemiş.

İç kaynak tıkandı

»Diğer yatırımlar diye kodlanan yurtdışı banka borçlanmaları cari açığın finansmanına 2.8 milyar dolar katkı sağlamış. Burada ilginç nokta, diğer sektörler başlığı altında değerlendirilen, finansal olmayan şirketlerin davranışları. 2018 Ocak ayında 793 milyon dolar, şubat ayında 294 milyon dolar yurtdışı mevduatlarını ülkeye getirmişler. Bu bankacılık sistemindeki kredi tıkanması nedeniyle, yurtdışı kaynaklara başvurma şeklinde yorumlanabilir.

Rezervler eksildi

»Net hata ve noksan kaleminde ocak ayının aksine kaynağı belirsiz 1.375 milyar dolar bir döviz ülkeye girmiş, kabaca cari açığın üçte birini finanse etmiş.

»Merkez Bankası rezervleri de Şubat ayında 263 milyon dolar eksilmiş.

Özetle, cari açık 60 milyar dolara doğru yol alıyor. Türkiye’nin yurtdışı algısındaki bozulmayı, küresel borçlanma koşullarındaki sıkılaşmayı da göz önüne alınca, sırf ödemeler dengesi rakamlarından bile TL’deki hızlı değer kaybını açıklamak kolaylaşıyor.