Sudan’da darbe karşıtı genç hak savunucularıyla bir araştırma yürüttük ve eylemleri sürdürme motivasyonlarını anlamaya çalıştık.

Sudan’ın genç eylemcileri

Lovise Aalen, Mai Azzam

Sudan halkı barışçıl eylemlerini darbenin gerçekleştiği 25 Ekim 2021 gününden bu yana aralıksız sürdürüyor. Binlerce eylemci, protesto yasağına baş kaldırdı ve Hartum’da yürütüşler düzenleyerek askeri rejimi reddetti. Duraksayan demokrasiye geçiş sürecinin devam etmesini ve sivil hükümet kurulmasını talep ediyorlar.


Ekim ayındaki darbeden bu yana 79 insan hayatını kaybetti. Ülkede uzun süreli internet kesintileri uygulandı ve eylemcilerin ülkede ne olup bittiğini dünyaya duyurması engellendi.

Eylemleri düzenleyen mahalle direniş komiteleri ve Sudanlı Profesyoneller Birliği üyeleri darbe rejimi yıkılıncaya dek sokakları terk etmeyeceklerini söylüyorlar ve ordu komutanlarının tüm suçları için hesap vermesini talep ediyorlar.

BARIŞÇIL HEDEFLER

Eylemler barışçıl olma özelliğini yitirmedi ve ordunun orantısız güç kullanmasına rağmen insanlar sokağa çıkmaktan vazgeçmedi. Ordunun başındakiler alabildiğine baskıcı davranışlar sergilerken ve eylemcilerin taleplerine cevapsız kalırken, insanlar neden hala sokağa çıkıyor?

Sudan’da genç hak savunucularıyla bir araştırma yürüttük ve eylemleri sürdürme motivasyonlarını anlamaya çalıştık.

Eylemlerin sürmesini şu iki konuya bağlıyoruz; Bir defa, eylemlerin değişim getirebildiğine dair önemli geçmiş tecrübeler var. İkincisi, eylemciler hem sokağı organize etmeyi iyi biliyorlar, hem de değişimi mümkün kılmak üzere birbirilerinin potansiyeline derinden inanıyorlar.

Sıradan Sudanlılar sokağa çıktılar ve eski başbakan Ömer el-Beşir’i devirmeyi başardılar. 2018 ve 2019 yılları arasında devam eden kararlı eylemler ülkeyi 30 senedir yöneten başkanı koltuğundan indiren süreci şekillendirdi.

Yaşananlar Sudan halkına değişimin mümkün olduğunu gösterdi. Her gün sokağa döküldüler, verdikleri emeğin mükafatı olacağına inandılar ve sonuç almak için çabalamayı sürdürdüler.

DİRENİŞ KOMİTELERİ

İlk olarak 2012 yılında kurulan mahalle komiteleri mahallede ekmek, şeker ve gaz gibi temel ihtiyaçların karşılanması için çalışıyorlardı. Zamanla direniş komitelerine dönüştüler ve sağlık çalışanları, doktorlar ve avukatlardan Sudan Profesyoneller Birliği ile birlikte çalışarak insanları şehirlerde yapılan eylemler için örgütlediler.

El-Beşir karşıtı eylemlerde gençler kritik rol oynadılar ve bugün de eylemlerin bel kemiğini oluşturuyorlar.

Şu an 15-30 yaşları arasındaki eylemci grubu ülkeyi 1989-2019 yılları arasında yöneten Ulusal Kongre Partisi ile büyüdüler. Siyasi aktivizm ülkede daima cezalandırıldı ve gönüllülük ruhuyla hayır işleri gerçekleştirmek gençler için önemli bir faaliyet alanı oldu. Rejime muhalif sesler yükseldikçe gençlerin hayır işleri siyasi eylemlere dönüştü. 2013 yılından bu yana Hartum’da ve diğer önemli şehirlerde bu sürece tanıklık ettik.

HALK SOKAKLARDA

Gençlerin gönüllülük faaliyetlerinde kazandıkları deneyimler 2019 yılının eylemlerinin başarılı olmasında anahtar rol oynadı. Gönüllüler, sokağa çıkan halkın temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını biliyorlardı ve sokak siyaseti tecrübesi olanlar diğerlerine nasıl örgütleneceklerini, direnişi nasıl sürdüreceklerini öğrettiler. Yeraltı örgütlenmeleri ve sosyal medya da eylemlerde kritik öneme sahipti.

Bu sayede eylemciler yılmadılar ve karşılaştıkları tüm güçlüklere rağmen tekrar tekrar sokağa döküldüler.

Diğer önemli bir detay da, eylemcilerin ‘mevcut durumu değiştirmeye’ dair hissettikleri sorumluluktu. 2018 yılından bu yana yürüttüğümüz araştırma kapsamında sorduğumuz sorularda ve yaptığımız gözlemlerde sürekli olarak bunu gördük.

Eylemcilerin hissettikleri bu tür duygular, Sudan devriminde önemli rol oynadı ve asker şiddetine karşı neden hala sokağa çıkmakta ısrarlı olduklarını açıklıyor. Tunus ve Mısır’da da benzer süreçlere şahit olmuştuk.

Bıkmadan ve yılmadan yürüyüşler düzenlemek hem direnişi sürdürüyor hem de mücadelenin bitmediğini herkese hissettirmede başarılı oluyor.

DEĞİŞİM BEKLENTİSİ

Tabii resmi siyaset kanallarının insanlarda düş kırıklığı yaratmış olması da eylemlerin sürmesi için önemli bir gerekçe oluyor. Geçmiş tecrübeler ‘gayri resmi’ örgütlenmelerin işe yaradığını tüm eylemcilere göstermişti. 2019 yılından itibaren geçiş dönemi hükümeti kurulurken, asker ile pazarlık masasına oturan ve haliyle ordunun gücünü korumasına imkan sağlayan Özgürlük ve Değişim Kuvvetleri de insanlarda büyük hayal kırıklığı yarattı.

Eylemciler uluslararası topluluğun herhangi bir etki sahibi olabileceğine de inanmıyorlar. El-Beşir rejimi boyunca uluslararası aktörlerin takındığı tavrın bunda önemli payı var. Örneğin, Sudan’a karşı 1990’lı yıllarda uygulanan yaptırımlar rejimi yıpratmada başarısız olurken, sıradan yurttaşların yaşamları için ağır sonuçlar doğurdular.

Eylemciler değişimin ‘içeriden’ geleceğini biliyorlar. Fakat yaptığımız görüşmelerde ‘iyi düşünülmüş’ dayanışma biçimleri ile uluslararası topluluğun desteği olabileceğini düşündüklerini görüyoruz. Örneğin, bütünüyle ülkeyi hedef alan yaptırımlar yerine Sudan ordusuna karşı uygulanabilecek yaptırımları destekliyorlar. Ülkeye sağlanan insani yardımın kesilmesi yerine sivil toplumu desteklemenin farklı biçimlerinin bulunabileceğine, bölgedeki devletlerin darbecilerin aldıkları desteği kesecek farklı yöntemler arayabileceklerine de inanıyorlar.

The Conversation'dan çeviren Fatih Kıyman