Şükrü Erbaş, yeni şiir kitabı ‘Otların Uğultusu Altında’yı Kırmızı Kedi etiketiyle okuyucularıyla buluşturuyor. Şiirin hâlâ binlerce okuru olduğunu ispatlayan Şükrü Erbaş edebiyatta 40’ıncı yılını geride bırakırken bu önemli tarihi, yeni şiir kitabıyla taçlandırıyor. Basın bülteninden; Otların Uğultusu Altında… Sessizliğin şiirleri. Aşkı emekten ayırmıyor, yalnızlığı kalabalıktan, ölümü yaşamdan. Yalın. İnce. Derin. Üç zamana birden sesleniyor: “Sen okumazsan […]

Şükrü Erbaş 40’ıncı yılını yeni kitabıyla taçlandırıyor

Şükrü Erbaş, yeni şiir kitabı ‘Otların Uğultusu Altında’yı Kırmızı Kedi etiketiyle okuyucularıyla buluşturuyor.

Şiirin hâlâ binlerce okuru olduğunu ispatlayan Şükrü Erbaş edebiyatta 40’ıncı yılını geride bırakırken bu önemli tarihi, yeni şiir kitabıyla taçlandırıyor.

Basın bülteninden;

Otların Uğultusu Altında

Sessizliğin şiirleri. Aşkı emekten ayırmıyor, yalnızlığı kalabalıktan, ölümü yaşamdan. Yalın. İnce. Derin. Üç zamana birden sesleniyor: “Sen okumazsan ben yaşamamış olacağım.” Boşluğu acıyla ölçüyor, acıyı yaşama sevinciyle. İnsan. Zaman. Ölüm. Üç sonsuzluk içinde var oluşun şiirleri.

 “Yüz bin pişmanlıkla bir yalnızlık büyüttüm / Yine bir insanla çiçeklendim korulandım” diyor.

Arka sayfadan,

Eskiden, çok eskiden
Tanrımız yoktu. Korkumuz yoktu.
Günahımız yoktu. Yapraklar gibiydik.
Öpüşler gibiydik. Köpükler gibiydik.
Yapamadık. Güzellik boğdu
İyilik zayıf düşürdü hepimizi.

İçimizden birisini göklerin ardına gönderdik.

Şimdi hepimiz huzurla birbirimize kötülük ediyoruz.
Şimdi hepimiz korkuyla acımızı seviyoruz
Şimdi hepimiz dünyayı bir tanrıya değiştik
Şimdi hepimiz cehenneme dua ediyoruz.