Şule Çet davasına ilişkin sanık ailesi tarafından hazırlanan raporda kadın örgütleri ve gazeteciler hedef gösterildi

Üniversite öğrencisi Şule Çet’in ölümüne neden olduğu iddiası ile yargılanan Çağatay Aksu’nun ailesi kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla haber yapan gazetecileri, konuyu takip eden kadın hakları savunucularını ve milletvekillerini hedef gösterdi.

Bianet’ten Evrim Kepenek’in haberine göre; davada yargılanan Aksu ve Berk Akand için “cinayet”, “cinsel saldırı” ve “hürriyeti tehdit” suçlarından ağırlaştırılmış hapis cezası isteniyor. Sanıkların ailelerinin hazırlattığı ve AKP’li milletvekillerine iletildiği iddia edilen raporun adı ise “Şule Çet Davası Şule Çet Davasının Gerçek Olay Örgüsü Kamuoyu Nasıl Yanıltıldı? Resmi Belgelerle Dava Dosyasının Gerçekleri”.

“Tepkimiz Şule Çet’e ve ailesine değil”

Aksu Ailesi imzası ile hazırlanan 141 sayfalık raporun girişinde şöyle deniyor:

“Bu raporun hazırlanma amacı, kamuoyunun yoğun ilgisi altında sürmekte olan Şule Çet dava dosyasının gerçeklerini sizlere resmi belgelerle aktarabilmek ve Temmuz 2018’den günümüze müşteki avukatları Umur Yıldırım, Onur Tatar ve Ferhat Gebeş ve onlarla birlikte hareket eden SGDF, ÖGK, Kadın Savunma Meclislerinin ortak twitter hesabı #Şule Çet İçin Adalet hesabından yayılmak suretiyle ve çok sayıda basın organı ve bazı siyasi tarafların desteği ile dosya gerçekleri ile hiç bir şekilde bağdaşmayan tek taraflı haber ve beyanlarla kamuoyunun nasıl yanlış yönlendirildiğini bilgilerinize belgelerle sunabilmektir.

“Öncelikle şu bilinmelidir ki, tepkimiz ne gencecik yaşta hayata gözlerini yuman masum Şule Çet’e ne de onun acılı ailesinedir. Ve şüpheli bir şekilde yüksekten düşen, çok acı bir şekilde hayatını kaybeden bir genç kızın ölüm sebebinin araştırılması, bunun bir intihar mı, kazara düşme mi yoksa bir cinayet mi olduğunun soruşturulması, tecavüze uğrayıp uğramadığının tespit edilmeye çalışılması kadar tabii bir durum yoktur.

“Kadın cinayetleri ve bu cinayetlerin faillerine Türkiye’de geçmişten bugüne, bazı davalarda yapılmış olan iyi hal, namus veya töre ceza indirimleri, öldürülen kadınların ahlakının da yargılanması ve bir mazaret gibi sunulması toplumumuzun kanayan yarasıdır ve bütün vicdan sahibi kamuoyu gibi, bizlerin de içini çok acıtan bir durumdur.

“Ancak, Şule Çet vakasının bir kadın cinayeti mi, yoksa bir intihar veya kazara düşme vakası mı olduğuna öncelikle karar verilmesi gerekir, Şule Çet davası da 4 duruşmadır ve bir yıldır bu sebeple sürmektedir. Bu dava ne siyasal içerikli davalar gibi yoruma açık, ne de ‘namus’ gibi kültürel değerler gerekçeleriyle hafifletilecek bir nitelik taşımaktadır. Çünkü bir tarafta yaşamını yitirmiş gencecik bir kız, diğer tarafta da, bu durumun sorumlusu olmadığını, alıkoyma, tecavüz ve cinayet suçlarından hiç birini islemediklerini savunan iki genç adam vardır. Çağatay Aksu ve Berk Akand, Şule Çet ile herhangi bir cinsel yakınlaşmalarının da olmadığını, ilk ifadelerinden beri belirtmektedirler. Bu dava, tamamen somut deliller, kayıtlar ve tanıklar üzerinden yürütülmektedir.”

“Halk düşmanlığa teşvik” ediliyormuş

Raporda, “Kamuoyunu Sosyal Medya Ve Basın Aracılığı İle Yönlendiren Başlıca Taraflar” başlıklı bölümde Çet Ailesi’nin avukatları Umur Yıldırım, Ferhat Gebeş, Pelin Soylu ve Onur Tatar kamuoyunu bilgilendirdikleri için “yönlendiren taraf” olarak ifade ediliyor. Yine aynı başlık altında, Kadın Savunma Meclisleri Sözcüsü avukat Rüya İnanır, Şule Çet İçin Adalet Komisyonu sözcüleri Ceren Çoban, Neslihan Duran, Nazlı Yöyler, Alev Özkiraz Melisa Demir’in de adı geçiyor, benzer şekilde suçlanıyor.

Raporda, özellikle, Şule Çet İçin Adalet isimli sosyal medya hesabının kamuoyunu bilgilendiren mesajları, “halkın kin ve düşmanlığa teşvik edilmesi” olarak lanse ediliyor.

Gülsüm Kav’ı milletvekili olarak gösterdiler

Raporda; Evrim Kepenek, Fevzi Kızılkoyun, Erk Acarer, Ayşe Arman, İnci Hekimoğlu, Burcu Yıldırım, Alican Uludağ, Fatih Altaylı, Pınar Doğu, Işıl Özgentürk, Cengiz Semercioğlu, Nagehan Alçı, Ece Üner, Hatice Ekinci de hedef olarak gösterildi. hedef gösterildi. Davayı takip eden milletvekilleri, Filiz Kerestecioğlu, Necati Tığlı da kamuoyunu yanıltmakla suçlanıyor. Ayrıca, Kadın Cinayetleri Platformu’nun sözcüsü Gülsüm Kav da Halkların Demokratik Partisi’nin milletvekili olarak yazılmış. Oysa, Kav milletvekili değil.