Şule İdil Dere’nin ölümüyle ilgili sanık avukatlarının ‘Gece vakti telefona bakarak yürüyordu. Kulağında kulaklık vardı’ demesine tepki gösteren anne Nesrin Aslan, ‘Onlara hukukçu diyemiyorum. Onlar İBB’nin memurları’ diye konuştu

Şule İdil davasında pişkin savunma

DEMET SARGIN

İstanbul Kadıköy’de 12 Mayıs 2016 tarihinden hafriyat kamyonunun çarpması sonucu yaşamını yitiren Şule İdil Dere’nin davasına dün de devam edildi. 23 yaşında yaşamını yitirten Dere’ye çarpan kamyonet İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) aitti. Sanık avukatlarının ‘Gece vakti telefona bakarak yürüyordu’ demesine tepki gösteren anne Nesrin Aslan, BirGün’e yaptığı açıklamada, “Onlara hukukçu diyemiyorum. İBB’nin memurları onlar. Kızım sanki ölmeyi hak etmişçesine konuştular” ifadelerini kullandı.

Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’nin ölümüne ilişkin 7 sanığın “taksirle ölüme neden olma” suçundan 6’şar yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına dün devam edildi. Anadolu 57’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan üç sanık ve avukatı katılırken, kazada hayatını kaybeden Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan ile babası Berdan Dere de salonda hazır bulundu. Sanık avukatının raporda kusursuz bulunan genç kızı suçlaması tepkiye sebep oldu.

Sanık avukatlarının “Müteveffa yaya girişine kapatılan alana gece vakti girmiş, telefonla ilgilenmiştir. Kazada kusurlu olduğu sabittir. Cep telefonuyla meşgul olmanın kazaların sebeplerinden biri olduğu ortadadır” diyerek Şule İdil’I ölümünden sorumlu tutması şaşkınlık yarattı. İfadeye tepki gösteren Şule İdil Dere’nin avukatı Murat Özveri, “Olayın olduğu yer yayalara özgü bir alandır. Müteveffanın telefonla ilgilenmesi, müzik dinlemesi normal bir davranıştır. Orası kamusal bir alandır. Kamu tarafından orada risk olmadığı güvence altına alınmıştır. Yaya olarak güvence verilen yerde yaya gibi davranması koruma altındadır” ifadelerini kaydetti.

5 Ocak’a ertelendi
4 Ocak tarihine ertelenen davayla ilgili olarak BirGün’e konuşan anne Nesrin Aslan, karşı tarafın avukatlarını ‘İBB memuru’ olarak nitelendirdi. Öfkesinin acısından büyük olduğunu ve sorumlular cezalandrılanana dek mücadele edeceğini vurgulayan anne Aslan şöyle konuştu: “Artık mantık aramıyorum. Kızımı suçladırlar. Vicdanları da akılları da tatile çıkmış. ‘Gece vakti yürüyordu’ diye 2 kez bastırarak söyledi. Akıl alır gibi değil. İdil orada tek de değil. Bir bahar akşamı ve bir park düşünün. Yoğurtçu Parkı’nın bahar yoğunluğunu düşünün. Öyle sözler söylediler ki sanki kızım ölmeyi hak etmiş.”

‘Öfkem acımdan büyük’
‘Öfkem acımdan büyük’ diyen anne Nesrin Aslan sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kızımın böyle anılmasını istemezdim. Burası ölümleriyle ünlenen gençlerin ülkesi oldu. Kızımın hakkını sonuna dek arayacağım.”


Bir yılda 30 kişi öldü

İnşaat projeleri daha çabuk bitirilsin diye hızlandırılan uygulama süreçleri, sefer sayısıyla prim sağlanan hafriyat kamyonları hem iş sağlığını ve güvenliğini hem de trafik güvenliğini yok sayıyor. Kuzey Ormanları Savunması’nın hazırladığı rapora göre, son bir yılda hafriyat kamyonları ile beton mikserlerinin İstanbul’da karıştığı kazalar sonucunda 30 kişi hayatını kaybetti. Kazaların yoğunlaştığı bölgeler ise, kentsel dönüşümle delik deşik edilen Ümraniye, Kadıköy, Maltepe, Kartal ve binlerce iş makinasının çalıştığı 3. Havalimanı inşaatı ulaşım aksı.