İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Babası dede olan emniyet müdürümüz var. Ermeni kaymakamımız var. Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz," dedi.

Süleyman Soylu: Alevi kaymakamımız var, son zamanlara kadar Alevi valimiz de vardı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, NTV canlı yayınında gündemdeki konulara değindi.

Ankara'da cemevlerine yönelik saldırılar üzerine Soylu, "Türkiye Sünni-Alevi çatışmasıyla zayıflatılmaya çalışılıyor. Bunu zayıfsanız yersiniz. 2 bin dolarlık, 3 bin dolarlık ülkede size bir oyun kurabilirler. Bunu anlarsınız ama ses çıkarmazsınız. Türkiye'nin 21. yüzyıl öncesi tablosu buydu. 21. yüzyılın başında tam bu fay hatları tetiklenen bir Türkiye'de geldik. 21. asrın başından itibaren Cumhurbaşkanımız nasıl bir geçmişte bunları yaşamış, hissetmişsek, Tayyip Erdoğan da bunları bildiği için birinci mesele olarak bunları tuttu.Türkiye, Türk-Kürt meselesi üzerinden Türkiye'yi zayıflatmaya çalışanlara tam da bu medeniyete, coğrafyaya yakışan bir anlayış ortaya koydu ve devam ettiriyor. İkinci mesele, Alevi-Sünni meselesi, üçüncü mesele laik-anti laik meselesi. Türkiye bunu da çözdü. Türkiye 28 Şubat gibi tamamen bu ülkenin yapısına uygun olmayan, postmodern diye tanımlanan bir darbenin sonrasını bir millet olarak iyi yönetti. Toplumun tamamıyla iyi yönetti," dedi.

"Kimsenin benim yaşam biçimine müdahale ediyorsunuz diye bir tartışması yok." iddiasını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:

"Alevi-Sünni meselesi: 2008-2010 arası bu ülkenin o gün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, istedikleri zaman tetikleyebileceklerini düşündükleri üçüncü fay hattına da 2008'den itibaren ki belediye başkanlığı döneminde de aynı anlayışı aynı mantığı ortaya koyarak devam etti. Siz de siyaset yapsanız, değiştirsek koltukları, siz de buradan başlarsınız. Çünkü eğer bunu mağlup ederseniz diğer meseleleri mağlup ederseniz. Bu ülkede herkes ben Kürdüm diyebiliyor mu? Kimsenin böyle bir endişesi söz konusu mu? Bugün insanlar kendilerini ifade etmekte ötekileştiriliyor, ayrıştırılıyor mu, hayır. Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan emniyet müdürümüz var. Alevi kaymakamımız var. Babası dede olan emniyet müdürümüz var. Ermeni kaymakamımız var. Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı. Biz pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz."

Soylu'nun açıklaması eski İstanbul ve Ankara Vali Yardımcısı Mehmet Seyman'ı akıllara getirdi. 2019'da Vali Yardımcılığından emekli olan Seyman, gazeteci İsmail Saymaz'a Alevi olduğu için valiliğe terfi edemediğini söylemiş, "Alevi kimliğim ve dünya anlayışımın, benim için eksi puan olarak değerlendirildiğine inanıyorum," demişti.

SURİYELİ SIĞINMACILARIN DÖNÜŞÜ

Soylu, Suriyeli sığınmacılar ile ilgili de konuştu:

"2011'de başladığı zaman biz bu sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmedik," diyen Soylu, "Biz insaniliğimizden, komşuluğumuzdan, o insanların karşı karşıya kaldığı zulümden, süreçlerden ayrı bir düşünce içinde olamayız. Bu insanlar kendi ülkelerine dönmeyecekler mi? Elbette ki dönecekler fakat şu anda nereye dönebilirler? PYD'nin etkin olduğu bölgelere mi dönebilirler? Şu anda rejimin sürekli bombaladığı yerlere mi dönebilirler? Türkiye uzun zamandır bu süreci de bir politikayla yönetiyor," ifadelerini kullandı.

Bu işin bu meselenin bu noktaya gelmesinden önce böyle bir değerlendirme yapmak, kimin hangi seviyede yaklaşabileceği, hangi adımları atabileceğini görmeden böyle bir değerlendirme yapmak çok kolay değildir, erkendir de. Onun ötesinde bizim sorumluluklarımız var. İnsani sorumluklarımız var, komşuluk sorumluklarımız var. Biz o insanları ölüme terk edemeyiz, ölüme itemeyiz. Bizim harekat yaptığımız bölgelerde, o hatta toplam 6 milyon insan yaşıyor. O İnsanlar kime itimat ediyor, kime güveniyorlar? Hayat orada daha öncekinden çok daha normale döndü. Sanayisi, ticareti, ekonomisi, eğitimi ,sağlığı, tarımı, üretimi var.Türkiye'de 3 milyon 650 bin Suriyeli kardeşimiz var. 3 milyon 222 bin mülteci var. 1 milyon 400 bin de ikametli var. 517 bin Suriyeli şu ana kadar gönüllü geri döndü. Güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşün altyapısını da hazırlıyoruz. 1 milyon 20 bin kişiye sosyal uyum eğitimi verildi.

Cumhurbaşkanımız bir ifadede bulundu, "Cerablus, Azez, El-Bab, Resulayn ve Tel Abyad bölgesinde 1 milyon kişinin dönüşünü temin edecek adımlar atacağız" dedi. Ertesi günden itibaren havan atmaya başladılar öbür taraftan. Yani burada her hamleyi gerçekleştiriyorlar. Türkiye'de bir provokasyon yapabilirler mi? Güvenlik açısından bana göre Cumhuriyet tarihinin en güçlü zamanındayız. Atak yemeyiz anlamına gelir mi, büyük konuşmamak lazım. Türkiye içerisinde geçmiş izlerden kalan birtakım denemelere girebilirler ama hemen gereğini yerine getirme kabiliyetine haiziz. Suriyeliler içerisinden bir provokasyon oluşturabilirler mi? Böyle bir şey olmaz, kesinlikle olamaz.

SURİYELİ SEÇMEN SAYISI

Suriyeli seçmen sayısı şu an 120 bin. 211 bin vatandaş yaptık. Bunun 91 bini, 92 bini çocuk, reşit değil yani. Geri kalanı 120 bini de 60 küsur bini erkek 55 küsur bini kadın bu kadar."