Google Play Store
App Store

Torba yasa içinde yer alan aile hekimliğinde sülük, kupa, hacamat gibi yöntemlerin uygulamasına izin verilmesine tepkiler sürüyor. Sağlıkçılar ‘‘Asıl amaç GETAT lobilerine yani sülükçülere, kupacılara maddi kazanç sağlamayı amaçlamak’’ dedi.

Sülüğe teslim sağlık sistemi
Fotoğraf: AA
Sibel Bahçetepe
Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.net

TBMM Sağlık Komisyonu’nda geçen hafta görüşülen kanun teklifi, aile hekimlerinin mesai dışında ücretli olarak geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına (GETAT) izin veriyor. Teklifle aile hekimleri “sülük, kupa ve hacamat“ gibi ilkel yöntemleri uygulamalarına teşvik ediliyor. Bu sayede aile hekimlerinin gelirlerinin artacağı iddia edilse de, hekimler asıl amacın GETAT lobilerine yani sülük, kupa, hacamatçılara maddi kazanç sağlamanın amaçlandığını, bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

SORUNLAR ARTACAK

Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, komisyondan geçen ve TBMM’ne sunulan kanun teklifi ile ASM’lerde mesai sonrası GETAT uygulamaları yapılabileceğini anımsatarak “Teklifte; isteyen ve sertifikası olan aile hekimlerinin bu işlemleri ücretli olarak uygulayabileceği belirtiliyor. Henüz bilimsel olarak etkinliği ve güvenirliği yeterince kanıtlanmamış bu yöntemler, asıl ve ağırlıklı görevi koruyucu hekimlik olan aile hekimliği ile bağdaşmamaktadır. Etkisi belirsiz ve üstelik toplum sağlığına zararlı olabilecek uygulamaları özendirmeye ve yaygınlaştırmaya çalışmak ve bunu ücret karşılığında yapmak doğru değildir’’ dedi.

Mengücük, şöyle devam etti: ‘‘En önemlisi, kişilerin ve hastaların sağlığı için belirsiz ve etkinliği şüpheli, standardı ve kontrolü olmayan, bilimsel kanıt düzeyi yeterli olmayan yöntemlerle riske atılacaktır. ASM’lerinin yığınla sorunu ve bir sürü eksiklikleri varken, henüz yeterli aşı tedariği sağlanamazken GETAT uygulamaları ile sorunlar daha da artacaktır. En başta yapmak isteyen ve yapmayan hekimlerin ortak kullanım alanı ve ortaklaşa yapılan elektrik, su, doğalgaz ve benzeri masraflarda çıkacak anlaşmazlıklar çalışma barışını bozacaktır. Bu uygulamaları gerçekleştirecek aile hekimleri için, yeni bir tedarik ve masraf alanı yaratılmış olunacak, yapanlar için yeni ‘sarf malzemeleri’ ortaya çıkacaktır. Bunların kimden, nerden, nasıl, ne kadar ve hangi ücretlerle temin edileceği bilgisi veya kimin kararında olacağı net değildir. Çok yaygın ve seçenekli olmayacağı tahmin edilebilir. Özetle aile hekimliği, böyle etkinliği, güvenirliği ve bilimselliği şüpheli uygulamaların yeri olamamalıdır. Bir ticari alan ve kaynak haline getirilmemelidir.’’

Fotoğraf: BirGün

KİMLER SATACAK?

Önceki dönem CHP Balıkesir milletvekili ve TBMM Sağlık komisyonu üyesi Dr. Fikret Şahin de “Hekimin işi sülük uygulamak değildir. Hekimler sülük, kupa, hacamat için tıp fakültesi okumadı. Eğer GETAT uygulamaları bilimsel olsaydı tıp fakültesi müfredatında olurdu” dedi. Asıl amacın GETAT lobilerine yani kazanç sağlamak olduğunu vurgulayan Şahin “Aile hekimlerine mesai sonrası ücretli modern tıbbi uygulamalar yasaklanırken böyle ilkel yöntemlere izin verilmesi Türk tıbbının gerilemesine neden olacağı açıktır. Hastanelerde ilaç, medikal malzeme bulunamazken GETAT ünitelerine kimler sülük ve kupa satacak? İlaça para bulunamazken eldeki imkânlar sülük alımı için mi kullanılacak? Daha önceki örneklerinde de gördüğümüz gibi kamu hastanelerinde ‘tıbbi sülük’ alım ihalelerine benzer sülük alımları aile hekimleri tarafından da yapılsın ve sülükçüler para kazansın isteniyor’’ değerlendirmesini yaptı.

∗∗

BİLİMSEL ÇALIŞMA YOK

Aile hekimliğinin temel görevi koruyucu sağlık hizmeti vermek olduğuna dikkat çeken Şahin, şunları söyledi: “Modern tıpla ilişkisi olmayan uygulamaların mesai saatleri sonrasında uygulanabilir olması birinci basamak sağlık hizmetlerini de aksatacaktır. Ayrıca GETAT uygulamalarıyla ilgili en büyük sorun, bunların etkili ve güvenli olduklarına dair verilerin son derece sınırlı olmasıdır. İnsan sağlığı için yararlı olduğuna dair kanıta dayalı bilimsel çalışmalar halen yoktur. Hastanelerden randevu alınamaması, yenidoğan çetesi, aile hekimlerinin greve gitmesi gibi sağlık hizmetlerinde yaşanan büyük sıkıntılar varken bir de aile sağlığı merkezlerinde modern tıptan uzak çağdışı yöntemlerin uygulanması halkın sağlığını daha kötüye götüreceği kesindir. Çökmüş, sülüğe teslim edilmiş bir sağlık sistemiyle karşı karşıyayız. Sağlık hizmetlerinin halkın yararına yeniden baştan aşağı düzenlenmesi gerekmektedir."