Sümbül perişan: Baharın şevki yok

Baharın müjdecisi, mis kokulu sümbüller; Türkçe sözlükte “Zambakgillerden, soğanla üretilen, 15-20 cm yükseklikte, çiçekleri kuvvetli kokulu ve türlü renkli çok yıllık bir süs bitkisi” olarak tanımlanmaktadır. Yeşil renkli şerit biçiminde yaprakları vardır. Kış mevsiminin sonlarına doğru başakçıklar oluşturarak açan çiçekleri; mavi, mor, pembe ile sarının çeşitli tonlarında ve beyaz renktedir.

Mitolojik Hikâyesi: Yunan mitolojisindeki Spartalı prenslerden Hyacinthus, onunla savaşmak isteyen savaş ve güneş tanrısı Apollon, “Batı Rüzgarı” lakaplı Zephyrus ve “Kuzey Rüzgarı” lakaplı Boreas’ın arasından Apollon’u tercih ediyor. Apollon ve Hyacinthus bir gün disk atma oynarken Apollon’u etkilemek isteyen Hyacinthus, attığı diskin peşinden giderek yakalamak istiyor. Bu fırsatı değerlendiren kıskanç Zephyrus, diski ondan önce yakalayıp Hyacinthus’un kafasına fırlatıp onu öldürüyor. Buna çok üzülen Apollon ise yer altı dünyasının tanrısı Hades’in, Hyacinthus’u almasına izin vermiyor. Onun yerine Hyacinthus’un bedenini bir sümbüle çeviriyor.

Bilimsel Adı: Sümbül, Hyacinthus cinsine ait soğanlı bitkilerden olup daha önce zambakgiller (Liliaceae) familyasının üyesi olarak kabul edilmekte iken şimdi yeni bir familya olan Hyacinthaceae altında incelenmektedir.

Anavatanı: Ddoğuda İran ve Türkmenistan'a kadar dağılım gösteren doğu Akdeniz bölgesi.

Müzikte Sümbül: Gül hazin, sümbül perîşan, bağzârın şevki yok;

Derdnâk olmuş hezâr-ı nağmekârın şevki yok;

Başka bir hâletle çağlar, cûybârın şevki yok;

Ah eder, inler nesîm-i bî karârın şevki yok;

Geldi ammâ neyleyim, sensiz bahârın şevki yok...

Çok önemli bestekarlardan Şevki Bey'in erken

ölümü üzerine, arkadaşı Recaizade Mahmut Ekrem'in yazdığı sözleri, Rahmi Bey'in

bestelemesiyle oluşmuş Türk Sanat Müziğimizin bu dokunaklı eserini, bugün sesine hayran olduğum Melihat Gülses’den dinleyin, dinlerken de sümbül

soğanlarının çiçeklenmesini seyre dalın...

Pandemi yüzünden baharın da “şevki yok”, değil mi?

Arasında Sümbül Kurumuş Bir Kitap: “Adıyamanlı Çeraği Baba'dan

"Başına sevda gelecek" şiirini fısıldıyor...

Yolda kaldı gözlerim, sümbül saçlım,

şarap dudaklım gelecek

Vay onun ceylan gözlerinin derdine düşene

Hayran olacak, mest olacak;

başına sevda gelecek.”

Konstantiniyye Oteli, Zülfü Livaneli

Sümbüllü bir şiir:

Gecesi sümbül kokan, Türkçe’si bülbül kokan

İstanbul, İstanbul....

Çile, Necip Fazıl Kısakürek, 1963

Klasik Türk şiirinde sevgilinin kıvrım kıvrım, dalgalı ve karmaşık görünümlü saçları sümbüle benzetilir.

Şifası: Sümbülün yaprak ve çiçekleri yaz başında veya sonbaharın başlarında toplanır. Gölge bir yerde kurutulduktan sonra faydalanılır: Hoş kokusu ile güzel bir iştah açıcıdır. İdrar söktürür, cilde iyi gelir. Baş ağrısını giderir. Bedeni gevşetir ve depresyona iyi gelir. Hazmı kolaylaştırır. Regl sancısına iyi gelir. Ateşi düşürür.

Sanatta Sümbül: Yıldız Demiriz’in “Osmanlı Kitap Sanatında Doğal Çiçekler” kitabından aktarıyorum: “1727 yılında Mehmet (Ali) Üsküdari’nin fırçası, çok zarif yalınkat sümbül minyatürlerini sanatımıza katmıştır. Sultanın incelemesi için Osmanlı Sarayı’na takdim edilen bir çiçek kataloğu olan Sümbülname’de 40 çeşit sümbül aquareli ile katmerli çeşitler sanatımıza ve sanatçılarımıza tanıştırmıştır.” Buradaki çiçek resimlerinin asılları İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde bulunan 1727 tarihli Mecmua-i Gazeliyat’tadır (T.5650)

Mavi yalınkat sümbül ve hercai menekşe kırmızı kurdele ile bağlanmış.


Yararlanılan Kaynaklar

https://bloomandfresh.com/blog/mitolojik-hikalere-konu-olan-cicekler/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sümbül

Yıldız Demiriz, Osmanlı Kitap Sanatında Doğal Çiçekler, s:108,385

https://www.bitkimania.com/sumbul-hyacinthus/

Emre Sarı, Türk Sanat Müziği Şarkı Hikayeleri