Google Play Store
App Store

Türkiye'nin ilk kadın Sümeroloğu olarak tanınan Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında hayatını kaybetti. Çığ, 1980'li yıllarda Metris Cezaevi'nden alınan devrimcilerin üzerinde deneyler yapan HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nın yönetim kurulu başkanıydı.

Kaynak: Haber Merkezi
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında yaşamını yitirdi
FOTOĞRAF: depophotos

Türkiye'nin ilk kadın Sümeroloğu olarak tanınan Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında hayatını kaybetti.

Mersin'in Mezitli ilçesindeki özel bir hastanede rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören 1914 doğumlu Sümerolog ve akademisyen Çığ, yoğun bakıma alındı. Çığ, doktorların müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.

Çığ, 1980'li yıllarda Metris Cezaevi'nden alınan devrimcilerin üzerinde deneyler yapan HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nın yönetim kurulu başkanıydı.

Çığ'ın vefat haberini yazarı olduğu Kaynak Yayınları duyurdu. Yayınevinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye'nin aydınlanma mücadelesinin yorulmak ve yaşlanmak bilmeyen değerli bilim kadını, son Sümer Kraliçesi, değerli yazarımız Muazzez İlmiye Çığ'ı kaybettik. Ailesinin, okurlarının ve ülkemizin başı sağolsun."

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çığ'ın vefatının ardından mesaj yayımladı. İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizin kıymetli bilim insanlarından, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın vefat haberini aldık. Kendisine Allah’tan rahmet; ailesine, bilim dünyasına, öğrencilerine başsağlığı dilerim."

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesabından yayımladığı taziye mesajında şu ifadelere yer verdi:

"Muazzez İlmiye Çığ, bilgiyle dolu 110 yıl, bilimle geçen bir ömür… Sümer tabletlerinden Cumhuriyet'in aydınlık geleceğine uzanan bu büyük çınar, her zaman yolumuzu aydınlatacak. Saygı, sevgi ve minnetle..."

BAKAN ERSOY'DAN TAZİYE MESAJI

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, hayatını kaybeden Muazzez İlmiye Çığ için yayımladığı taziye mesajında, "Ömrünü insanlık tarihinin en eski izlerini aydınlatmaya adamış değerli bilim insanımız, araştırmaları ve eserleriyle nesiller boyu hatırlanacaktır" ifadesini kullandı.

HZİ VAKFI VE DENEYLER

1980'li yıllarda, Metris Cezaevi'nden alınan devrimcilerin üzerinde HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nda ilaç denemeleri yapılmıştı. Vakfın yönetim kurulu başkanlığını Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, deneyleri ise kardeşi Dr. Turan İtil ve Ayhan Songar yürütmüştü.

Evrensel Yazarı Ertuğrul Ünlütürk, Muazzez İlmiye Çığ hakkında bir yazısında şöyle yazmıştı:

"Bizler geçmişle yaşamıyoruz, ama geçmişi de hiçbir zaman unutmuyoruz. Günümüzde laiklik ve çağdaşlık örtüsüyle gezenlerin, sırtında cübbe taşıyanların geçmişte neler yaptığını hatırlamamız, onları tanımamız ve tanıtmamız gerekiyor.

1984 yılında, ülkedeki bütün cezaevleri devrimci tutsaklarla tıka basa dolu durumdayken içeriden birtakım haberler almaya başladık. Metris cezaevinden bazı devrimciler, iradeleri dışında tıbbi muayeneye(!) götürülüyordu. Götürüldükleri yer, HZİ Nöropsikiyatri Vakfı'nın Gayrettepe'deki merkeziydi. Burada, devrimci tutsaklar üzerinde ABD'de piyasaya çıkacak olan bazı ilaçların denemesi yapıldı, devrimciler kobay olarak kullanıldı. Nazi Almanya'sında Dr. Mengele'nin tutuklulara yaptığı tıbbi denek uygulamasının aynısı burada yapıldı. Bu vakıf, ülkedeki her vakıf gibi Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kontrolü altında olması gerekirken, devletin cezaevlerinden devrimcileri alıp ilaç tekellerinin amaçları doğrultusunda kullandı. Bu vakfın yönetim kurulu başkanı Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'dı; kardeşi Dr. Turan İtil de vakfın yöneticisi ve deney yürütücüsü idi. Bu deneylere ünlü doktor Ayhan Songar'ın da katıldığı iyi biliniyor. Vakfın ismi, Muazzez İlmiye Çığ ve Turan İtil'in anneleri Hafize Zekeriya İtil'in ad ve soyadının baş harflerinden oluşmuştu. Dr.Turan İtil, tutukluların kobay gibi kullanıldığını, ABD'de yayınlanan bir tıp bültenine yazdığı makalesinde itiraf etti; zaten şimdi ABD'de yaşıyor ve New York Üniversitesinde öğretim üyeliği yapıyor. Yani sırtında yine cübbe var. Deneylerin sonuçlarını eş-dost sohbetlerinde açıklayan Ayhan Songar birkaç yıl önce yaşamını kaybetti. HZİ Vakfı ise 1990'da devrimciler tarafından kullanılmaz hale getirildikten sonra tabelayı indirip dükkanı kapatmak zorunda kaldı ama suçları bakidir.

O dönemde vakfın yönetim kurulu başkanı olan Muazzez İlmiye Çığ'ın vakıfta olan bitenden haberi var mıydı bilemiyorum ama sonradan mutlaka haberdar olmuştur. Bu olayın kamuoyunda epey konuşulduğu fakat yalanlanmadığı ve olayın üzerine cübbe örtüldüğü de ayrı bir gerçektir.

Geçmişimizle yüzleşmekten korkmayacaksak ve yüzleşmekten yanaysak eğer, cübbelerin altındaki yüzleri de kuşkusuz tanıyacağız ve hatırlayacağız.

Sapla samanın birbirine karıştığı, cübbelerin altında çağdaşlıktan dem vurulduğu bu dönemde her cübbede bir keramet aranacaksa bizim daha çok işimiz var."