Şimdi bu kadar uğultu varken insanın sesi çıkar mı? Çıkmıyor. Çıkmasını bırak, biz de kakofoniye kapılıyoruz

Şunun şurasında kaç kişiyiz?

İLKER BİRBİL
Sabancı Üniversitesi ve BolBilim.com

Burada yetişmiş ya da kendini bu toprağa bağlı hisseden ama yurt dışındaki üniversitelerde, araştırma enstitülerinde çalışan pek çok bilim insanı var. Harika işler yapıyorlar. Sık sık onlarla haberleşiyoruz. Olan biteni, memleketin ahval ve şeraitini konuşuyoruz. Konu dönüp dolaşıp iki soruya bağlanıyor: “Neler oluyor? Neler yapabiliriz?”

Biliyorum, biliyorum, oradan bakınca memleketin hali parlak gözükmüyor. Hele bilgisayar ekranı her şeyi daha kötü gösteriyor. Altı ay önce olsa “O kadar da fena değil,” derdim. Şimdi diyemiyorum. Kısır mı kısır bir siyaset ve ilkokul ikiden terk bir gündem insanı yıldırıyor.

Burada bilim yapmaya çalışanlar için görüntü aşağı yukarı şöyle: İşin başına oturuyorsun. Tam o esnada mahallenin en arsız çocukları masanda ebelemece oynuyorlar. İşte bu siyaset. Onları görmeyeyim derken, kitap sayfası çevirmeyeli yıllar olmuş bir güruh kulağının dibinde borazan öttürüyor. İşte bu da gündem.

Şimdi bu kadar uğultu varken insanın sesi çıkar mı? Çıkmıyor. Çıkmasını bırak, biz de kakofoniye kapılıyoruz. Onunla beraber çamura saplanıp patinaj yapıyoruz. Düşünün, en çalışkanlarımız bile oldukları yerde sayıyorlar. Öyle lanet bir uğultu.

Üniversiteleri de konuşalım. Mecburen. Malum en iyi üniversitelerimizde bile hiçbir şey yapmayan hocalar var. İş onları karar mekanizmalarından çıkarmakta. Bir nevi hasar kontrolü. Fakat yandaşa, çapsıza yedirilmiş çok bölüm var. Hep vardı ama hiçbir zaman sayıları bu hızla artmamıştı. O bölümlerdeki hasarın telafisi artık olmaz; doğrudan kentsel dönüşüm gerek. Eh, o bölümlere sırtımı döneyim desen o da olmuyor. Çünkü pek çoğunda bilime meraklı, bir şeyler yapmaya istekli arkadaşlar var.

Son zamanların en hüzünlü hikâyesini duymuşsunuzdur. İyi yetişmiş insanlarımız, özellikle gençler gitmek istiyorlar. Namıdiğer beyin göçü. Üstelik bu beyinler köprüleri yakarak göçeceklerini söylüyorlar. Daha da fenası geride kalanlar da gitmek için fırsat kolluyorlar. Akılları başka yerde. Düşündüm de hüzünlü değil, bayağı bayağı trajik bir hikâye.

Felaket tellallığı yapmak istemiyorum ama vaziyet bu. Ki daha gammaz rektörlere, perişan edilen TÜBİTAK’a, Ali Cengiz oyunlarıyla üniversitelerden atılan muhaliflere gelmedim bile.

Sırada diğer soru var. Neler yapabilirsiniz?

Her şeyin başı dayanışma. Türlü yolları mevcut. Mesela buradaki insanlarla çalışmanın bir yolunu bulabilirsiniz. Siz gelin, onları davet edin. Tatile veya aile ziyaretlerine geldiğinizde bölüm seminerlerine katılın. Semineri boş verdim; sırf bölümü ziyaret etseniz, birkaç insanla tanışsanız yeter. Yanız baştan uyarayım. Size direnç gösterecek insanlar hiç de az olmayacak. En çok da köşeleri tutmuş olanlar. Vazgeçmeyin lütfen. Unutmayın ağır ahmak profesörlerin altında ezilen bir sürü genç arkadaş var. Onların yanında olmak çok önemli. Kendilerini güçlü hissetsinler.

Türkçe kaynağa hâlâ çok ihtiyaç var. Yazılar yazmak, notlar hazırlamak gerek. Kısası, uzunu da fark etmez üstelik. Yeter ki üst üste koyabileceğimiz kadar biriksin. Siz de bir ucundan tutabilirsiniz.

Nesin Matematik Köyü’nü duymayanınız kaldı mı? Matematik diye yola çıkıldı, felsefe, bilgisayar, görsel sanatlar ve diğerleri peşi sıra geldi. Bilime ya da sanata ilgisi olmasa da sırf meraktan köyü ziyaret edenler bile başka bir atmosfer soluyorlar. Ben bir ay sonra oradayım. Şimdiden içim içime sığmıyor. Siz de köyde bir ders verebilirsiniz. Orası olmazsa bir bakının bakalım. Sağda solda özveriyle bilim kampları, yaz okulları düzenleyenler var. Onlara destek atabilirsiniz.

Evet, öğrencilerimiz gitmeyi kafalarına koymuşlar. Onlara yer açan siz olsanız ne güzel olur. Bari sizin yanınıza gelsinler. Belki sizinle bir arada olunca, yeniden buralara ait hissetmeleri hızlanır.

Ben bu yazıyı yurt dışındaki arkadaşlara yazıyorum dedim ama ülke içindeki iki şehir, hatta iki üniversite arasında bile dünyalar kadar fark var. Diyorum ya dışarıdan, içerden dayanışmak zorundayız. Şunun şurasında bilim yapmak isteyen bir avuç insanız. Aman birbirimize sahip çıkalım.