'Süper' Fırtına

Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nda Süper Kupa zamanı… Bir tarafta altıncı şampiyon Başakşehir, diğer yanda kupanın son sahibi Trabzonspor. Nefesler tutulmuş, Yaşar Kemal Uğurlu’nun ilk düdüğü bekleniyor

Bir zamanların “kuş uçmaz, kervan geçmez” mabedinde Şampiyonlar Ligi finali için yapılan değişiklikler dikkat çekiyor; panellerin rüzgârı kestiği söyleniyor. Malum yanlış inşa edildiğinden, İstanbul’da meltem olsa, orada sanki fırtına kopuyordu ya neyse… Herhangi bir rekorun tescil edilmesi, o zamanlar pek mümkün olmayan Olimpiyat Stadyumu’muzun zemini, geçenlerde oynanan Fatih Karagümrük-Beşiktaş maçında göz doldurmuştu. Bu hava koşullarında bundan iyisi Şam’da kayısı olsa gerek.

Başakşehir’de Okan Buruk yeni transferlerden Ömer Ali’yle Junior Fernandes’i ilk 11’e almış. Bu sezon biraz hayal kırıklığı yaratan takımda sakat İrfan Can’ın yokluğunda Buruk, orta sahayı daha defansif kurgulamış gibi duruyor. Yedeklere de bakıldığında, İstanbul temsilcisinin kadrosu bugün oldukça sıradan duruyor.

Abdullah Avcı’yla beraber çıkışa geçen Trabzonspor’da beklenen 11 sahada. Deneyimli hoca takıma yeni katılan Berat’ı Lewis Baker’ın yerine tercih etmiş durumda. İlerideki Ekuban-Nwakaeme-Djaniny üçlüsünün formu dikkat çekiyor. Santra öncesinde bordo-mavililer favori gözüküyor tabii futbol kâğıt üstünden oynanmıyor.

Dengeli başladı maç. Sanki paneller rüzgârı bir yere kadar kesiyor gibiydi. İlk bölümde İstanbul ekibinde Junior Fernandes’le Deniz kanatları değiştirirken, Karadeniz temsilcisinde Berat göz dolduruyordu. Birkaç cılız şut gördüğümüz ilk yarı vasata bile yaklaşamadan son düdük çalıyordu.

İkinci yarı golle başlıyordu. Serkan’ın ortasında topu kendi kalesine doğru dolduran Ponck, Djaniny’ye adeta “al da at” demişti. Junior Fernandes’in Edgar’dan dönen şutuna VAR yardımıyla penaltı kararı çıkmış, 58’de Demba Ba ağları bulmuştu. Bu golden sonra kar giderek şiddetleniyordu.

73’te Epureanu ikinci sarıdan atılınca, ibre Trabzonspor’a dönüyordu. 85’te gelişen kontrada Ekuban şık bir vuruşa ağları bulmuştu. Başakşehir faul beklese de santra gösterilmişti. Golden sonra bir anda ortalık karışıyor, sosyal mesafe kuralları ihlal ediliyordu. Kara rağmen tansiyondan saha ziyadesiyle ısınıyor, yumruklar havada uçuşuyordu.

Kulübelerden atılanlardan sonra maç yeniden başlıyordu. 13 dakikalık uzatmadan sonra Süper Kupa Trabzonspor’un oluyordu.

Başakşehir’de haftalardır görünen köy kılavuz istemiyor; acilen kan değişikliği gerekiyor. Tabii o çare olacak mı; takım sanki tükenmiş gibi duruyor. Trabzonspor’a gelince, favori oldukları bir maçı kazanmasını bildiler. Ekuban’ın skoru 2-1’e getiren golünden sonra yaşanan arbede karlı gecenin şüphesiz en tatsız anıydı. Bu futbola bu kavga çok fazla ya neyse…