Süper kahramanlar veya ergenlerin dertleri

ÜMİT KİREÇÇİ

“Sanki her şey için ya çok küçük ya da çok büyüğüm artık. Ortada kaldım.” (Diana: Amazonlar Prensesi, sayfa 21, kare 3)

Belki de bu replik bir ergenin arada kalmışlığını, hayattaki yeni konumunu, geçiş evresini, akıl karışıklığını olduğu kadar çizgi romanın o inatla arada bırakılmışlığını da tanımlamaktadır. İyisi mi bu soruna yanıt bulmak için Dinozor Genç DC Kitapları rehberliğinde adım adım ilerleyerek ergenliği, çizgi romanı, bir ergen hedefli çizgi roman dizisini masaya yatıralım.

Efenim, biliyoruz ki ergenlik bir çocuğun yeni ve bedensel, hızlı ve sarsıcı duygusal ve düşünsel değişimler yaşadığı bir geçiş dönemidir. Çocuk bu evrede daha önce düşünmediği konulara daha fazla eğilebileceği gibi kendini de sorgulamaktadır. Ayrıca da yaşadığı değişiklikler karşısında şaşıracağı gibi alışma mücadelesi de verecektir. Bu geçiş evresi birçok olumsuz duyguyu yaşatabileceği gibi gençlik dönemiyle birlikte geniş bir alana yayılacak, kişi kendini tanıyana kadar sürecektir.


Haliyle bu süreçte ergenlere ve gençlere son derece hassas yaklaşılmalı, bilinçli destek verilmeli ve kendilerini bulma yolculuklarında yol gösterilmelidir. Yeteneklerini keşfetmeleri ve geliştirmeleri için ortam hazırlanmalıdır mesela. Hayattaki yerlerini anlamaları için bilgilenmeleri sağlanmalıdır ayrıca. Bununla birlikte sınırlarını anlamaları için hayallerini gerçekleştirme girişimlerine de yardım etmek gerekir. Hepsinden öte, hayatın lay lay lom, eğlence ve boş macera olmadığını anlamaları sağlanmalıdır.

Tıpkı çizgi romanın da bunu anlamayı başarması gibi…

Okuyanlar bilir, ABD kökenli çizgi roman ekolüne 'comics' denir. Bunun başlıca sebebi ilk çizgi roman örneklerinin karikatür sanatını temel alarak üretilmiş olmasıdır. Bu mizah türünü zaman içerisinde polisiye, bilimkurgu, korku, savaş ve süper kahraman türleri takip etmiştir. Tabi arada romantik diziler, tarih dizileri ve fantastik türler de yer almıştır.

Ancak olay şu ki bütünlüklü ve tutarlı bir hikâyeyi anlatarak mantıklı bir sona ulaşmak üzere birbirini takip eden ve görsel metinle yazılı metnin iç içe geçmesinden oluşan çizgi roman sanatı; itiraf etmekte sakınca yok, hedef kitle ve yaş grupları konusunu sıkça atlamış veya görmezden gelmiştir.

Bu konuda Japon çizgi roman ekolü 'manga' türler ayrımını hedef kitleyi gözeterek belirleyerek ciddi bir kolaylık sağlamıştır.

Görünen o ki ekoller arasındaki alışveriş, gezmiş dolaşmış; bugün comics ekolünün çizgi roman dünyasına kazandırdığı son yayınlarda vücut bulmuştur.
Ve açıkçası bu yayınlar edebiyat dünyasından sinemaya, tiyatrodan çizgi romana kadar yayılan geniş bir sorunun da çözüm yolunu açmıştır: Görmezden gelinen ergenler!

“Sanki her şey için ya çok küçük ya da çok büyüğüm artık. Ortada kaldım.” (Diana: Amazonlar Prensesi, sayfa 21, kare 3)

Bu söz sadece bir yaş sorunu gibi dursa da aslında hemen hemen her sanat dalının genel açmazını da özetlemektedir. Arada kalan, ne çocuk ne de (genç) yetişkin olan bu gruba eser üretmekte aciz kalınıyor. Didaktik olmadan, parmak sallamadan, propaganda yapmadan kurgu üretmekte ciddi sancılar çekiliyor.

Kaldı ki bu yaş grubu zaten bu tarz yaklaşımları sevmediği gibi yapay samimiyetleri de saptıyor, şiddetle reddederek hayatından uzaklaştırıyor.

Dinozor Genç DC Kitapları’nın şu anda altı kitaptan oluşan çizgi romanları özenli bir çalışmayla ergen-genç bireylerin beklentilerini, sorgulamalarını, kaygılarını, arayışlarını doğru dil ve çizgilerle okura sunmayı başarmış görünüyor. Uzman yazar ve çizerlerin eserlerinden oluşan kitapların isimleri şunlar:
Diana: Amazonlar Prensesi, Smallville’li Superman, Super Sons, Sevgili Justice League, DC Super Hero Girls, Black Canary
-Ergen-genç bireyler anlaşılmak, bunun için de yeterince ilgilenilmek, seslerini duyurabilecekleri kadar dinlenmek isterler.

Altı çizgi romanın da ortak alt yapısı bu maddedir. Çok çalışan veya ilgisiz herhangi bir ebeveynin ilgisini / sevgisini beklemek, ona yeteneğini göstermek, onay almak ve hayattaki yerini göstermek isteyen kişinin kaygıları ve beklentileri uygun bir kurguyla aktarılmaktadır.

-Ergen-genç bireyler teşvik edilmek isterler.

Bu yaşlardaki herkes yeteneğini geliştirmek ister. Ama önce bunu bulması gerekmektedir. Bu süreçte yetişkinlerin anlayışla, sabırla kendilerine destek olmalarını, bu süreçteki girişimlerinin teşvik edilmesini beklerler.

Diana: Amazonlar Prensesi’nde Diana, Super Sons ve Black Canary’de bu sorun işlenir. Smallville’li Superman’de ailenin anlayışlı olması, Sevgili Justice League ve DC Super Hero Girls’de başta okul olmak üzere kurumların olumlu yaklaşımı beklentisi dile getirilir.

-Ergen-genç bireyler dünyadaki konumlarını, varlık sebeplerini sorgular sorumluluk almak, dünyayı korumak isterler.

Artık çocuk olmayan bu yaştaki insanlar sınırlarını aşmak, dünyaya atılmak, yanlışlara “dur” demek isterler.

“Ooof! Yetişkinler çocukların yardım etmelerine hiç izin vermiyorlar!” (Super Sons, sayfa 116, kare 2)

Altı kitap da farklı serüven kurgusu ve karakter çatışmalarıyla aynı soruna işaret etmektedir. Super Sons ile Sevgili Justice League dünyayı saran çevre felaketlerine dikkat çekerken sorumluluk sahibi gençlerin neler yapabileceğini gösterir örneğin.

Diana: Amazonlar Prensesi’yle Black Kanary aileyle toplumun geleceğini temsil eden küçüklerin değer görmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar.

Smallville’li Superman ve DC Super Hero Girls her ergen-genci özel yetenekli olarak gösterir, bunların geliştirilmesi için kişilerin özenle yönlendirilmeleri gerektiğini anlatır.

-Gelecek kaygısı duyarlar. Büyüdüklerinde ne iş yapacaklarını merak ederler. Bazen asilik ederler, bazen aileyi örnek alırlar, bazen de sahip olduklarını sandıkları yeteneklerine göre rol model ararlar.

“Biz güçlerimizi yalnızca başkalarının iyiliği için kullanırız.” (Super Sons, sayfa 25, kare 2)

Bu altı çizgi roman da 'kahramanlık' metaforu üzerinden bu sorunu masaya yatırırlar. Olumlu aile örneklerinin yanı sıra gençlerin aklını çelmeye çalışan olumsuz kötü adamlar da bu maceralarda önemli görevler alırlar. Bireyin aklını ve sağduyusunu kullanarak doğruyu bulmaları öğütlenir didaktik olmaktan uzak bir dille.

-Zorunlulukla özgürlük arasında sıkışmışlık yaşarlar. Yeteneklerini geliştirmek, meraklarını gidermek, hayallerini, beklentilerini ve planlarını uygulayabilmek için cesaretle her fırsata atılırlar. Ancak okul bu süreçte engel gibidir.

Her macera özellikle de okula vurgu yapmaktadır. Öğretmenlerin ergen-genç bireyler üzerinde en az anne-babaları kadar etkileri olduğu gerçeği dile getirilir. Yeteneklerin gelişmesinde, sosyal olmalarında, iletişim kurabilmelerinde, girişimci olmalarında okulun etkisi sorgulanır. Genel olarak hoşnutsuz bir bakış açısıyla ilerlese de öğretici olmayan bir farkındalıkla okulun yararlı olduğu fikrine ulaşılır.

-Cinsiyet ayrımcılığını anlamazlar. Birey olarak görülmek isterler.

Ergenlerin cinsel kimliklerini anlamada yaşadıkları karmaşa çok özel bir durumdur. Onlara bu yolda anlayışla yardımcı olmak, doğru bilgilendirmek gerekir. Ancak bu noktada geleneksel erkek pohpohlamasıyla oyuncak bebek muamelesi gösterilen kadınlar sorununun aşılması ve kişilere cinsiyetleri üzerinden değil kişilikleri üzerinden bir yaklaşımın doğru olduğu da gösterilmelidir. Böylece birey olarak hem kendilerine, hem çevrelerine, hem de dünyaya eşit kişiler olarak yararlı olabilecekleri gösterilmelidir.

Bu altı kitapta da cinsiyetçi söylemden uzak, kadınlara (şişirilmemiş bir) pozitif ayrımcılıkla yaklaşan çağdaş bir söylem yer almaktadır.

SONUÇ

Dinozor Genç DC Kitapları’nın çizgi roman dünyamıza kazandırdığı Diana: Amazonlar Prensesi, Smallville’li Superman, Super Sons, Sevgili Justice League, DC Super Hero Girls, Black Canary yayınları son derece büyük bir açığı kapatmak üzere raflarda yerini almış bulunuyor.

Açıklamalardan görüldüğü gibi bu maceraların devamı da gelecek. Açıkçası tüm çizgi roman okurlarının bildiği üç gerçek vardır:

1.Çizgi roman okuru kendisini temsil ettiğini düşündüğü kahramanı buldu mu onu takip eder, her şeyini okur.

2.Bu okuma çizgi romanla sınırlı kalmaz. Kahramanın aklını meşgul eden her fantastik ve bilimsel konu araştırılır.

3.Yetişkinler de bu yayınları okurlarsa kaygılarını metaforlarla dile getiren bu yayınlar aracılığıyla anlaşılmaları, iletişim kurmaları kolaylaşır.

Diğer bir deyişle haydi anneler, babalar, öğretmenler, bunları çocuklara okutun ama daha önemlisi bir yaş grubunu anlamanın bir yolu da bu yayınları okumak. Kendinizi bundan mahrum bırakmayın!