Konuk Yazar: Dicle Dilan Salman – Diyetisyen Greta Thunberg, Atlas Sarrafoğlu, bu isimler yakın zamanda kulağınıza çalındı mı? Greta, İsveç’te yaşayan bir çocuk. Her cuma okuldan kaçarak eylem yapmaya başladı. İstediği şey ise dünyamızın ölmemesi. Atlas ise Türkiye’deki örneği. Bu çocuklar geleceklerinde yaşayabilecekleri bir dünya istiyor. İklim değişikliğine karşı karbon emisyonlarını azaltmak en önemli adımlardan […]

Sürdürülebilir dünyanın mutfaktan geçen yolu

Konuk Yazar: Dicle Dilan Salman – Diyetisyen

Greta Thunberg, Atlas Sarrafoğlu, bu isimler yakın zamanda kulağınıza çalındı mı? Greta, İsveç’te yaşayan bir çocuk. Her cuma okuldan kaçarak eylem yapmaya başladı. İstediği şey ise dünyamızın ölmemesi. Atlas ise Türkiye’deki örneği. Bu çocuklar geleceklerinde yaşayabilecekleri bir dünya istiyor. İklim değişikliğine karşı karbon emisyonlarını azaltmak en önemli adımlardan biri. Ama bizlerin evlerinde özellikle de mutfaklarında yapacağı şeyler de azımsanmayacak kadar etkili ve fazla. Peki nedir bunlar? Öncelik tüketimlerimizi tekrar gözden geçirmek. Bu değişikliklerle sürdürülebilir atıksız mutfağın ilk adımlarını atmış oluruz.

İşte adım adım atıksız mutfağa giden yollar:

1- Tüketimimizi azaltmalıyız

Atıksız bir mutfak için ilk adım ihtiyacımız kadar almak olmalı. Alışverişe çıkacağınız zaman mutlaka liste yapmalı ve tok karnına çıkmalısınız. Tok olduğunuz zaman ihtiyacınız olmayan besinleri almayı azaltmış olursunuz.

2- Ekolojik ve yerel tarımı desteklemeliyiz

“Dünyadaki açlığa son vermek” iddiasıyla üretilen GDO’lu besinler milyarlarca insanın emeğine saygısızlık eden küresel bir sistemin oluşmasına neden oldu. Tarımda kullanılan pestisitler bunun diğer bir örneği. Pestisit; tarım böcekleri ya da istenmeyen otları yok etmek için kullanılan kimyasal maddelerdir. Yetiştirilen besinlerde kalıntı bırakabilir; güneş ışığı, ısı ve oksijenle daha küçük moleküllere bölünüp toprağa karışabilir. Bu doğrultuda ekolojik tarımı ve yerel üreticiyi destekleyecek şekilde bir türetici kültür oluşturmak adeta zorunluluk. Gıda topluluklarını, yerel pazarları tercih etmek hem pestisitsiz besine ulaşmamızı hem de ekolojik devamlılığı sağlar.

3- Plastiği hayatınızdan çıkarın

Plastikteki Bisfenol A, S, F gibi birçok endokrin bozucu kimyasal, besinler yoluyla vücudumuza geçer. Doğada kalıcı atıklar oluşturması da cabası. Bu yüzden mümkün olduğu kadar tek kullanımlık plastik ambalajlar tercih etmek yerine tercihimizi dönüştürülebilir ürünlerden yana kullanalım. Bunun en güzel örneği cam kaplar. Tahta alternatifler de oldukça sağlıklı.

4- Streç film zehir saçıyor

Streç film, kimyasal kalıntı bırakan en önemli ürünler arasında. Hayatımızdan çıkarmamız sağlık açısından da çevre kirliliği açısından da çok büyük önem teşkil ediyor. Alternatif olarak yine cam saklama kapları önerebilirim. Besinleri saklama süresi açısından da çok daha iyi olacaktır.

5- Tencerelerde demir döküm

Tencere, tava gibi ürünlerde ise demir-döküm tercih etmeliyiz. Demir- döküm tencere ve tavalar diğer çeşitlere nazaran daha pahalı olmasına rağmen çok uzun süreler kullanıma uygundur. Aynı zamanda sıcaklığı daha fazla muhafaza ettiğinden enerjiden de tasarruf etmiş oluruz. Ayrıca, yemek yaparken tencerelerin kapaklarını kapalı tutmak, düdüklü tencere kullanmak pişme süresini ve kullandığınız enerjiyi azaltır. Aynı zamanda vitamin kaybını minimuma indirmiş olursunuz.

6- Enerjiyi tasarruflu kullanmalı

Enerji üretiminde doğanın nasıl tahrip edildiği ortada. Elektrik kullanırken bunu hatırlamak önemli. Örneğin; İhtiyacımızdan fazla su kaynatmak daha uzun süre ısıl işleme maruz bırakmak zorunda kalacağımız için daha çok enerji sarfiyatına neden olur. Bu yüzden ihtiyacımız kadar su kaynatalım. Ayrıca, buzdolabı kapaklarını açıp karşısında durup vakit geçirme alışkanlığımız varsa acilen vaz geçelim. Elektrik faturalarınızın değiştiğini göreceksiniz. Kuru baklagilleri yemek yapmadan önce suda bekletebilirsiniz. Böylelikle içindeki gaz yapıcı maddeler suya geçmiş olur. Hem sindirim konusunda rahatsızlık yazmaz hem de daha kısa sürede pişeceğinden enerji tasarrufu sağlamış olursunuz.

7- Mutfakta haftalık planlar

Bir gün sebze, bir gün balık, bir gün peynirli salata gibi haftayı çeşitlendirebilirsiniz. Amacımız günlük tüketeceğimiz miktarda yemek pişirmek olmalı ancak artarsa da çöpe atmak yerine küçük kaplarda işyerine yanınızda götürebilir ya da sokak hayvanlarıyla paylaşabilirsiniz.

8- Et tüketmediğiniz günler yaratın

Endüstriyel hayvancılık, başlı başına konuşulması gereken bir konu. Meselenin etik boyutundan sağlık boyutu ve doğaya verdiğimiz zarara kadar birçok tartışılması gereken nokta var. Üretilen GDO’lu mısır ve soya, hayvan beslenmesinde çok fazla kullanılmaya başlanmıştır. GDO’lu, suni yemler hayvanların bağırsaklarında sindirim sorununa yol açtığı için gaz çıkışını arttırır. Doğaya salınan metan gazının artışına neden olmaktadır. Bunların hepsini bilerek zevk unsuru haline getirmekten vazgeçip bitkisel proteinleri de almaya özen göstermeli, beslenme düzenimizdeki yerini arttırmalıyız. Örneğin uzun zamandır başlamış olan bir hareket var #etsizpazartesi. Pazartesilerinizi kuru baklagil günü yapabilirsiniz. Kuru baklagiller bitkisel protein açısından oldukça zengindir. Bitkisel protein kaynaklarına örnek olarak kuru baklagiller (mercimek, nohut, kuru fasulye), kara buğday, bezelye, Antep fıstığı, kabak çekirdeği, roka örnek verebiliriz

9- Sorun bireysel değil toplumsal

İyi beslenme ve sağlıklı bir hayat yaşama meselesini bireysel bir sorun olmaktan çıkarıp toplumsal bir meseleye dönüştürmeliyiz. Yukarıda bahsettiğim bu adımlar meselenin toplumsallaşmasında oldukça önemli bir yerdedir. Sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşmak bir hak mücadelesidir. Bu noktadan baktığımız zaman hayatımızdaki değişiklikleri daha da hızlı bir şekilde başlatacağımıza inanıyorum. Sağlıklı yaşamanın başlangıcı hepimizin ellerinden geçiyor, bu bir kader değil hâlâ yapacak çok şey var. Sürdürülebilir bir gelecek için adım atmanın tam zamanı.

***

Mutfaktaki her besin tekrar dönüşebilir

• Bozulmaya yüz tutmuş meyveleri sıkarak meyve suyu şeklinde değerlendirebilir ya da tarçın ekleyerek komposto yapabilirsiniz.

• Sebzeleri yıkamadan buzdolabında saklarsanız daha geç bozulur. Tüketeceğiniz zamanlarda çıkarıp suyun altında yıkamak yerine sirkeli suda bekleterek durulayabilirsiniz. Böylelikle hem daha çok arınmış olur hem de daha az su harcamış olursunuz.

• Bir önceki günden kalan pilavınızı ayran çorbası yaparak değerlendirebilirsiniz.

• Bitkilerin sap kısımlarını da doğrayarak yemeklerinizin içine dahil edebilirsiniz.

• Kalan et ve tavuk sularını dondurma kaplarına dökerek dondurabilir çıkarıp bulyon gibi kullanabilirsiniz. Paketli aldığınız bulyonlardan çok daha sağlıklı ve güvenilir olacaktır.

• Aldığınız besinleri tüketim tarihine göre sıralayarak raflara ya da dolaba dizip o sırayla kullanabilirsiniz.

• “Çıkan atıkları ne yapacağız?” sorusu en önemli sorulardan biri. Doğadan aldıklarımızı doğaya geri verme zamanı. Bir besini çöpe attığımız zaman sadece onu çöpe atmakla kalmayıp tohumdan itibaren harcanan suyu, enerjiyi, emeği de çöpe atmış oluyoruz. Bu yüzden çöpe atma noktasında tutucu davranmalıyız. Çöplerimizi ayrıştırarak başlayabilirsiniz. Plastik, kâğıt, alüminyum ambalajlar, cam ve organik atıkları ayırarak tükettiğimiz enerjinin bir kısmını dünyaya geri kazandırabiliriz. Özellikle mutfaktaki atıklarımızı ayrıştırarak kompost yapmayı deneyebiliriz. Meyve kabukları (turunçgiller hariç), çay kahve artıklarınızı, kalan sebzeleri, yumurta kabuklarını komposta ekleyebilirsiniz.

• Kompost: Hemen her türlü organik atığın bir araya getirilerek çürütülmesi sonucu elde edilen doğal bir gübredir.

***

Plastiğe ve paketli ürünlere alternatif çok

Örnekler verecek olursak; yoğurdumuzu evde mayalayarak başlayabiliriz. Ev yoğurdu probiyotik açısından paketli yoğurtlara göre oldukça zengindir. Probiyotikler yararlı bakterilerdir, bağırsak sağlığımız için çok önemlidir. Başka bir örnek verecek olursak; domates sosunu marketten paketli almak yerine yazın aldığımız domatesleri konserve yaparak kışın tüketebiliriz. Böylelikle hem kışın ilaçlı, mevsiminde olmayan domates yemiş olmazsınız. Bunlara ek olarak taze otları kurutarak saklamak iyi bir alternatif olacaktır.

Öte yandan pet şişe, poşet ve pipetlerin en fazla plastik atık oluşturan ürünler olduğu unutulmamalı. Bunları kullanmamak adına evden çıkarken yanınıza bez çanta ve termos alabilirsiniz. Bez çantasını taşıdığımızda aynı zamanda bütçemize katkı sağlayıp poşete para vermek zorunda kalmayız. Suyunuzu termosta taşıyabilir, dışarda alacağınız kahvenizi termosa koymalarını isteyebilirsiniz.
*Minik bir ipucu: Son zamanlarda şöyle bir akım başladı. Bazı cafeler kahvem termosta adlı bir hareket başlattılar ve termosuyla gelen misafirlerine indirim yapıyorlar. Hatta #kahvemtermosta hashtagine bakarak hangi cafelerin sürecin içerisinde olduğunu incelebilirsiniz.

*Minik bir ipucu: Son zamanlarda şöyle bir akım başladı. Bazı cafeler kahvem termosta adlı bir hareket başlattılar ve termosuyla gelen misafirlerine indirim yapıyorlar. Hatta #kahvemtermosta hashtagine bakarak hangi cafelerin sürecin içerisinde olduğunu incelebilirsiniz.