Sürekli savunma yaptırma planı
İktidarın halka anlatacak hiçbir hikayesi kalmadı, transfer ettiği vekillerle yurttaşı “değişim” vizyonuna inandırmaya çalışıyor. Kendi gündemine sıkışan muhalefet ise savunma pozisyonundan bir türlü çıkamıyor.

POLİTİKA SERVİSİ
Ekonomiden yargıya, dış politikadan bürokrasiye dek her alanda çöken Saray yönetimi iktidarda kalmanın yollarını arıyor.
Heybesinde halka anlatacak yeni bir hikayesi kalmayan, “şahlanış”, “ayağa kalkış”, “lider ülke” hikayelerine kimseyi ikna edemeyen, zayıflığını güç gösterileriyle, yargı sopası ve bitmek bilmeyen tehditlerle gizlemeye çalışan iktidar, peş peşe hamlelerle muhalefeti de sürekli savunma pozisyonuna çekmeye çalışıyor. Belediye yönelik operasyonlar konuşulurken gazetecilere, sanatçılara, siyasetçiler hedef tahtasına konuluyor.
Muhalefetin dikkati bir gündeme odaklanırken bir başka gündem siyasetin ana konusu haline geliyor. Karşıtlarına nefes aldırmak istemeyen rejim bu sayede oyunu kendisi kurarak muhalefeti kendi minderinde dövüşmeye zorluyor.
ÜLKE GÜNDEMİ İLE HALKIN GÜNDEMİ AYRI
AKP’de 31 Mart seçimlerinde yaşanan hezimetin sancısı sürerken başarısız, heyecansız, tükenmişliğin adeta yansıması olan kongreyi geride bıraktı. Değişim ve yenilenme imajının aksine sağ muhalefetten transfer edilen vekillerle, futbolcu ve ismi skandallarla anılan isimlerle yol yürümek zorunda kalan partinin toplumun rızasını alarak ülkeyi yönetme şansı kalmadı. Ekonomide yaşanan yıkım, toplumun her geçen gün daha da derinden hissettiği yoksulluk beraberinde yönetim krizini doğurdu. Kamuoyu yoklamalarının tümünde ülkenin en önemli sorununun açık ara farkla geçim sıkıntısı olduğu, iktidarın tabanı konsolide etmek için öne sürdüğü “güvenlik” meselesinin anketlerde listeye dahi giremediği görüldü. Buna rağmen iktidar, tüm Türkiye’ye İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını tartıştırmayı başarıyor.
Ülkenin içinde bulunduğu kriz ve çıkmazlar muhalefete son derece kritik imkanlar sağlamasına karşın, muhalefet oyun kurucu rolünü iktidarın elinden alabilmiş değil. Durmadan savunmaya çekilen muhalefet bir yandan yargı ve kamuoyu karşısında kendini açıklamak durumunda kalırken diğer yandan iktidarın en çok işine yarayacak, Saray’ın dilediği zaman istediği biçimde müdahale edebileceği gündemlere sıkıştırılıyor. “Çözüm” tartışmalarına odaklanan bir kısım muhalefet bütün enerjisini PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan gelecek çağrıya harcıyor. Anamuhalefet partisinin esas gündeminde ise 23 Mart’ta CHP’de yapılacak ön seçim var.
TEK ADAM YÖNETİMİNE TEK KİŞİYLE DİRENİLMEZ
Tek adam yönetiminin tek bir kişinin muhalefetiyle yenilemeyeceği, yargı başta olmak üzere tüm imkanları seferber eden rejimi alt etmenin yolunun toplumun bütününe yayılmış öfkenin taşıyıcısı olmaktan geçtiği görmezden geliniyor. Aylarca direnen Polonez işçilerinden Erdoğan’ın grev yasağını dinlemeyen metal işçilerine, ülkenin dört bir yanında mücadele eden yaşam savunucularından, şiddete karşı çıkan kadınlara, mahsulünü tarlada bırakıp traktörle yol kesen tarım emekçilerinden eğitimdeki gerici müfredatı protesto eden öğrenci ve velilere dek toplumun farklı kesimlerinin itirazlarını bütünlüklü bir politik program etrafında birleşik bir muhalefet ekseniyle birleştirmek muhalefetin önündeki kritik mesele olarak önümüzde duruyor. Bu rejimin değişeceğine olan inancı en geniş kitlelere inandırmak, sahici bir politik program etrafında kitleleri seferber etmek gerekiyor.
Yalnızca adaylık tartışmalarına yoğunlaşan muhalefet iktidarın rahatça manipüle ettiği, adaylar arasındaki rekabeti köpürttüğü en önemlisi de tel tel dökülen rejime hala oyun kurma şansı tanıdığı bir siyasal gündeme sıkışıyor.