ÇED kararına 3 aylık süre sınırı getirecek tasarıya tepki gösteren Çevre Mühendisi Songül Öztürk, bu sürenin raporu hazırlamak için yetersiz olduğunu söyledi. Yaşam savunucusu Hacısalihoğlu ise ‘İşletilen süreç yasalaşacak’ dedi

Süresiz talanın önünü açtılar

YAŞAR GÖKDEMİR

Günlerdir tartışılan Torba Kanun, içerisine gizlenmiş gizli maddelerle yine gündemde. Son olarak ortaya çıkan 54. Madde, Çevresel Etki Değerlendirmesine (ÇED) dair bütün işlemlerinin en geç 3 ay içinde bitirilmesi koşulunu getiriyor. Buna göre 3 ay içerisinde cevap alınmayan işlemlerde, ÇED onayı alınmış kabul edilecek.

Tasarıya tepki gösteren Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Eski Başkanı, Çevre Mühendisi Songül Öztürk şöyle konuştu: “Bu ÇED yönetmeliği kapsamında aslında bir yatırımın faaliyete başlamadan önce raporunun hazırlanıp görüş yazısı çıktıktan sonra başlanılması gerekiyor. Ama Torba Kanunu’ndaki bu madde şunu gösteriyor; artık burada ÇED görüş yazısının hiçbir anlamı yok, başvurmanın da bir anlamı yok aslında, çünkü senin başvuru yaptığın zaman bir ÇED raporunun hazırlanması zaten işlemlerin sürmesi minimum 6 ayı alır. Ve demektir ki 3 ay içerisinde bunlar bitmeyecek, bitmeyince de otomatik olarak kabul olacak. Kısacası yönetmelik var ama uygulamada yok.”

ÇED raporu 3 ayda bitmez
‘ÇED yönetmeliği kâğıt üzerinde var ama aslında uygulamada kaldırılmış oluyor’ diyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani çevresel etkileri önemi olan bir faaliyet bu iş sonuçlanmadan zaten faaliyete başlamış oluyor. Başlanıldıktan sonra da bunu tekrar geriye döndürmek o kadar zor ki… Bir de burada önemli olan şu, biz şimdiki ÇED yönetmeliğinde faaliyet konularına göre tesislerin iki tane formatları var. Birine ÇED raporu diyoruz, bir de proje tanıtım dosyası deriz. Mesela proje tanıtım dosyası ise bu 3 aylık süre içerisinde bitebilir. Ama bir faaliyet için eğer ÇED raporu hazırlanıyorsa bu 3 ay içerisinde bitmez. Raporun hazırlanıp içeriye verilecek, tüm komisyon üyelerine dağıtılacak, birinci toplantı yapılacak, orada belirli bir süre var, ikinci toplantı yapılacak, halk toplantısı yapılacak, ondan sonra yeniden bir değerlendirme yapılacak, belki ilave analizler istenecek, yani minimum 6 ay gerekir. Yani bu ne demek oluyor, gerçekten değeri yüksek olan projeler için ÇED raporu hazırlandığında bunların hiçbiri sonuçlanmadan, hatta belki halk toplantısı ya da birinci İDK toplantısı yapılamamış olacak, zaten olumlu karar çıkmış olacak.”

İşletilen süreç bundan farksız
Karadeniz İsyandadır Platformu Üyesi Hatice Hacısalihoğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Yayımlanan Torba Yasada madenci şirketlerin önünü açan işini kolaylaştıran maddelerin olması şaşırtıcı gelmemeli. Zaten işletilen süreç bundan farklı değil. Halihazırda şirketlerin her istediği proje hayata geçiriliyor. 2016 ve 2017 yıllarında toplam 152 projeye ÇED olumlu karar verilmiş. 2010 yılından beri olumsuz verilen bir karar yok. Zaten mevcutta işleyen bir süreç kanunlaştırılmış oldu. Projelerin yandaş şirketlere verileceğini belirtmeye gerek bile yok. Tek değişiklik ÇED’i raporunu hazırlayacak kurumun değişmiş olması. Burada da şöyle bir soru ile karşılaşıyoruz. ÇED süreçlerinde şirketlerin hazırlamış olduğu raporlar Bakanlık tarafından inceleme sürecine girip değerlendiriyordu. Yeni sürece göre Bakanlık hazırlayıp yine bakanlık mı inceleyecek? Raporu Bakanlık çalışanları mı hazırlayacak yoksa bakanlık bir şirkete ihale mi edecek? Hepsi başlı başına ayrı bir sorun olarak gözüküyor. Bakanlığın süresinde hazırlayamadığı raporlar için projeye olumlu kararın verilecek olması da yargı süreçleri için ÇED’siz projelere karşı yeni davaların açılmasın önünü açıyor.”