Sürgün ülkeden zalimlerin en zalimine

Zalim
En zalim
Ey zalim…

“Ülkendeki kuşlardan ne haber” mi vardır? Bilmez misin, mezara bile koydurmadığın kırık kanatlılar vardır. İplere sarılı sürüklenmiş ankalar vardır. Aşkın celladını bırak, yar yüzü göremeden toprak olanlar vardır. Alnında kanı kurumamış sabiler, kıyıda kalmış seferiler, on sekiz fersahlık bekleyişler vardır.

“Hep suç sende değil” ya seni yakıp yıkan bir ihtiras vardır. O hırslara yenik hülyalar vardır. Ne yapsan boş, ezelden gelmeyen bir terbiye vardır. Çoktan çatlamış bir damar, yüreğe düşememiş vicdan cemresi vardır. “Sakın kader deme”, yazar ki alnın huzurdayken bile içinde bir keder vardır. Gökleri yırtan binalarının arasından toprağa düşememiş tohumlar vardır. Yıkılan köyler, dağıtılan müsamereler, aslında unutturmak istediğin bir evvel vardır. Özlemi çekilen hatırat, geri dönülmez bir yok oluş vardır.

Sırların sırrına ermek için değil, dünya nimetlerinden tatmak için sende anahtar vardır. Yediğin hurmaları gizleyecek hempalar, yalanlarına ortak muhteris evlatlar vardır. Ama bir tarafını da tırmalar ki ateşten yaratılanın elinde bir diğren vardır.

Zafer zafer büyüyen bir korku, için için çürüyen bir sen vardır. Senle yiterken sen, sana rağmen gelen bir ben vardır. “Gün batsa ne olur” yarına sensiz bir umut vardır. Yanmışsam da yanmayınca ne olacağını bir bilen vardır. Derde deva gelen, arşı bırakıp arza dönen vardır.

“Göğsündeki sürgünü” senden götürdüğünü bilen bir ikrar, Basra’yı harap eden bir intizar vardır. İçinde tutamadığın hasetler, çevrende hep gördüğün gıybetler vardır. Her gece uykunda öldürdüklerinin silueti, istikbalinin de fecaati vardır.

Benden kork, sulh isterken kolları bacakları kopan cemali gül arkadaşlarım vardır, zafer işaretleri yerde kalan topraktan fışkırmış sıkılı yumruklar vardır, her sabahın 5’inde zabitlerin geldi diye uyandığım uykuların sabahları vardır, anamızın her gün sana gönderdiği iadesiz taahhütsüz ah’ları vardır, istediğin her günün hesabı, mahkeme duvarlarının, sanık odalarının bir hafızası, aldığın her canın pür intikam bir ahbabı vardır. “Efkar yok” diye gülen gözlerlerle aleme bakanların yedi ceddini efkarlandıran zulmünün de bir sonu vardır.

Hep bir diller lâl olmuş ya, bugün susanların da yarın bir duyacağı vardır. İstibdadın kullarının senin kadar çekeceği vardır. Ki onlar sana itimat ederler ve bilmezler ki, yastığında şimdiden nedamet günlerinin göz yaşları vardır.
Ama ben senden ümidi kestim ki kalbinde habaset vardır. Ama en iptidai hakkımızdır ki onu senden alacak bir haziran vardır.

Zalim
En zalim
Ey zalim…