Suriye yakın tarihin gördüğü en kirli savaşın merkez noktası. Savaş içinde savaşa sahne olan, dengelerin çok hızlı değiştiği bir coğrafya. Küresel güçler, bölgesel aktörler, yerel inisiyatifler derken çok aktörlü güç mücadelesinin sergilendiği bu savaş arenasında taraflar ve konjonktür dört yıl öncesinden farklı. Değil bir yıl, sekiz ay öncesine ait okumaların dahi eski kaldığı kendine has dinamiklerin anlık değişimlere yol açtığı ülkede halihazırda olası iki büyük savaşın -Halep ve Rakka- hazırlıkları sürerken, alandaki konumlanış da buna göre yeniden şekillenmeye başladı.

• • •

Şimdilerde belirginleşen iki ana cephe/hat var. Birincisi Rusya, İran, Suriye, Irak ve Lübnan Hizbullahı’ndan müteşekkil kuzey-batı hattı. Rusya’nın havadan, rejim ordusu, Hizbullah ve İran askerlerinin karadan ilerlediği Şam-Halep Cephesi bu. Moskova’nın savaşa aktif olarak dahil olmasıyla batı hattı önemli mevziler kazandı. Amaç Suriye’deki ana damarı Halep, Hama, Humus ve Şam’a uzanan ülkenin Akdeniz’e yakın batı bölgesini kapsayan bölgeyi elde tutmak. Şam ile stratejik işbirliği içerisindeki Moskova için kuzey-batı hattı kırmızı çizgi. Muhtemel bir ayrışma halinde bu bölgeyi kaptırmama arayışında.

• • •

İkincisi ise ABD’nin öncülük yaptığı İngiltere, Fransa ve Batılı ülkeler ile Körfez monarşilerinin yer aldığı kuzeydoğu-güney hattı. ABD ve İngiliz uçaklarının vurduğu Suriyeli Kürtlerin ve de ÖSO bileşenlerinin destek verdiği Kobane-Rakka cephesinin ana bileşenlerinden birisi de Türkiye. Bu cephede ABD’nin hava desteği eşliğinde PYD/YPG ile yerel Arap unsurlarla, “ılımlı” muhalifler kara gücünü teşkil ediyor. Belirlenen hedef IŞİD’in kalesi güneydeki Rakka kenti. Geçen haftalarda Kürtlerin öncülüğünde kurulan Demokratik Suriye Güçleri operasyonun kara gücünün temel unsurlarından.

• • •

Rusya var gücüyle kuzey-batı hattına yüklenirken ABD’nin önceliği zengin petrol yataklarına ev sahipliği yapan ülkenin kuzeydoğusundaki bölgeler. Rakka, Deyrzor, Haseke, Kamışlı gibi kentler Washington’un özel ilgi alanı. ABD ve Rusya’nın öncülük ettiği her iki cephe de kendi hâkimiyet alanlarında tahakküm kurma arayışında. Bölgeler cetvelle çizilmişçesine taraflar birbirlerinin alanlarına girmemeye şimdilik özel gayret sarf ediyor. Rusya’nın hamlesiyle alandaki dengeler değişti. Cihatçıları batı hattına yaklaştırmayan Rusya gerçekleştirdiği bombardımanla rejime adeta can verdi. Rus bombardımanından kaçan militanlar ise kuzeye, Türkiye sınırına yığılmaya başladı.

• • •

Rusya’nın oyuna aktif şekilde dahil olması, ABD’nin Kürtleri müttefik olarak seçmesi üzerine boşluğa düşen AKP hükümeti bu değişen dengelere göre politika uygulamakta zorluk çekmeye başladı. ABD, Rakka’ya yönelik operasyonda PYD/YPG’nin güçlü bir kara gücü olarak savaşmasını istiyor. Zaten 50 ton silah da bunun için verilmişti. Kürtler hem Rakka hem de IŞİD’in elindeki Cerablus’un alınması konusunda kritik önemde. Her iki cepheye de aynı mesafede kalmaya özen gösterseler de bu tavırlarını uzun bir süre gösterme konusunda zorlanacakları bir gerçek. Gönüllerinden geçen öncelik ise Fırat’ın doğusundaki Cerablus’un alınması, kantonlar arasındaki fiziki bağın tamamlanması.

• • •

Bu ise AKP Türkiyesi’nin kırmızı çizgisi. Ankara, Cerablus’u “kırmızı hat” olarak ilan ettiğini PYD’nin Fırat’ın doğusuna geçmesi durumunda vuracağını daha önce defalarca ilan etti. Cerablus, Türkiye’nin Suriye’nin iç bölgeleriyle irtibatını sağladığı stratejik bir mevki. Cerablus’un IŞİD’den temizlenip PYD’nin eline geçmesi de önlenmek suretiyle, bir anlamda fiilen tampon bölge işlevini görecek. Geçen hafta Erbil’e giden Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu Barzani ile görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, “IŞİD’e karşı önümüzdeki günlerde askeri olarak harekete geçme planlarımız var” demişti. Bu planla kastedilen olası bir Rakka hamlesi.

• • •

Cepheler net, saflar sıklaştırılmış. Tarafların tümü olası büyük Halep ve Rakka savaşlarının hazırlığında. Hükümetin gayri resmi sözcülerinden Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi de dün köşesinde çok yakında Rakka ve Cerablus’ta ABD öncülüğünde büyük bir operasyon yapılacağını ve Türkiye’nin de bu operasyona dahil olacağını yazdı. “Büyük operasyon geliyor” başlığıyla yayımlanan yazıda, Türkiye’nin, ABD ile birlikte IŞİD savaşında yer alacağını, ancak operasyona kara birlikleriyle değil hava kuvvetleriyle katılacağını öne sürdü. AKP hükümetinin Suriye’ye girme, savaşa dahil olma konusundaki isteği malum. Yeni Osmanlıcılar daha önce de üç ayda Şam’da Cuma namazı kılma hayalleri kuruyorlardı. Anlaşılan o ki bu istek sönmüş değil.