Irak ve Suriye’de yaşadığı ağır yenilgilerin ardından, IŞİD savaşçıları ciddi oranda moral kaybetti ve artık “sonuna kadar savaşan” sıfatına sahip değil. Durum böyleyken, Hajin’de esir kalan ve son çatışmayı bekleyen binlerce insan güzel haberler bekliyor

Suriye gerilimi: IŞİD elinde kalan son şehri de kayıp mı edecek?

Patrick Cockburn - Ortadoğu Uzmanı

IŞİD’e ait birkaç yüz intihar bombacısı ve 4000 savaşçı, Doğu Suriye’de Irak sınırına yakın Hajin kentini savunmaya hazırlanıyor.

Şehir, üç yıl önce bölgede Britanya büyüklüğünde bir alanı kontrol eden silahlı İslamcı örgüt İslam Devleti’nin son kalesi.
Hajin için verilen mücadele, Musul’un 10 Temmuz 2017’de Amerikan koalisyonunun verdiği destekle Irak ordusunun Musul’u alışının tam bir sene sonrasına denk geliyor.

Bazı anti IŞİD güçleri Hajin’e yaklaşıyor, Kürt bölgesine kaçtıktan sonra Independent’e konuşan yerel halk, Deir ez-Zor’un doğu kıyısına yerleştiklerini aktardı.

“IŞİD ile işbirliğinde olan kimilerinden, Hajin’de Aslanlar Birliği adında 200’den fazla çocuk canlı bombacılarının olduğunu duydum” diye aktarıyor 32 yaşında, önceden Hajin’in kuzeyindeki Bahara mahallesinde yaşayan ve öğretmenlik yapan Arap Sattam.

“Halen daha şehirde 35000 vatandaş ve 4000 IŞİD militanı var” diyor ve akrabalarının da hâlâ Hajin’de olduğunu, IŞİD’in hava saldırılarından korunmak için tünel açmaya başladığını da ekliyor.

Sattam, Hajin operasyonunun, IŞİD’in gayri resmi başkenti olan Rakka’ya Amerikan destekli SDG içerisindeki Kürt Arap gruplarının gerçekleştirdiği ve 4 ay süren operasyondan daha uzun sürebileceğini söylüyor.

Hajin’e düzenli hava saldırısı yapıldığını fakat karadan henüz daha ciddi olarak hiç zarar görmediğini de ekledi.

Irak hükümeti, F-16 bombalılarının Hajin’de IŞİD liderlerinin toplantı yaptığı, tünellerle birbirine bağlı üç eve saldırı yaptığı ve kırk beş kişiyi öldürdüğünü söyledi.

Ölenler arasında IŞİD’in Savaş Bakanlığı vekili, polis şefi ve kendisini İslam Devleti’nin halifesi ilan eden, şu sıralar Suriye Irak sınırındaki bir bölgede olduğu düşünülen Ebu Bekir el Bağdadi’nin bir elçisinin olduğu kaydedildi.

Halen daha Hajin’de çiftçilik yapan bir kuzeni olduğu için tam adını vermek istemeyen Sattam, IŞİD’in elinde kalan son şehirde hayatın nasıl sürdüğüne ilişkin detaylı bilgi verdi.

Görüldüğü kadarıyla, küçük çapta da olsa, bir dönem Musul, Rakka, Fallujah ve Ramadi gibi büyük kentleri yönetebilen kompleks yönetim sistemini halen koruyor.

“Hajin’de IŞİD’İn vergi ofisinde çalışan Iraklı bir arkadaşımla iletişim halindeydim” diyor Sattam.

“Şehirdeki zenginlerden vergi topluyorlar çünkü çoğu ya oranın toprak ağası ya da Suudi Arabistan ve Katar ile iş yapan kimseler”.

Şehrin, güçlü yerel aşiretlere ait özel olarak dekore edilmiş çok büyük evleriyle ünlü olduğunu söylüyor.

IŞİD ile şehir halkı arasında geçtiğimiz sene gerilim olduğunu aktarıyor: “Bir Iraklı ve bir Suriyeli gencin, IŞİD’in güvenlik merkezini ateşe vermeyi başardıklarını hatırlıyorum.”

Şu anda, IŞİD şehirden çıkışı yasaklamış durumda, bu taktiği geçen sene Rakka’da da uygulamışlar ve sonuç olarak çok fazla sivil hava saldırısından ve top atışından hayatını kaybetmişti.

Hajin’e yapılacak final saldırısı hangi zamanlamayla olursa olsun, üç farklı ordu tarafından kuşatıldığı için elbet şehir düşecek.

Sattam şehri kuşatanları detaylandırıyor: Kuzeyde, kuzeydoğuda ve batıda, koalisyon destekli SDG, Kürtlerin liderliğindeki Kürt Arap güçleri, doğuda Irak Şii paramiliter gücü olan Haşdi Şabi ve güneyde Esad’ın Suriye ordusu.

IŞİD’in yenilecek olmasının bir sebebi, askeri yetenekleri ne kadar yüksek olursa olsun, düşmanlarının sayısının çokluğu.

El Bağdadi hakkında bilinenler ve nerede olduğunu sorduğumuzda ise Sattam, IŞİD üyelerinin artık hakkında konuşmadıklarını, yeni herhangi bir kararı ya da emrinden bahsedilmediğini söyledi.

Ayrıca da Deyr ez-Zor genelinde çoğunluğun “halife eğer ölmüşse bile ardında yüzlerce intihar bombacısı oğlunu bıraktı” dediğini de ekledi.

Tabii ki bu durum El Bağdadi’nin öldüğüne delil oluşturmuyor, öyle olsaydı, muhtemelen ya kabul edilir, ya da örgütün çekirdeği tarafından saklanırdı.

18 yaşındaki oğlu Huteyfa El Bedri’nin Rus ve Suriye güçleri ile Humus’ta savaşırken öldüğü IŞİD tarafından duyuruldu. Şehitliği, IŞİD’in sosyal medya kanalları tarafından yoğun bir abartıyla verildi.

SGD ve Amerikan destekli koalisyon, son IŞİD kontrolündeki bölgeyi de kurtarmak için Operasyon Roundup’ı (Yakalama) 1 Mayıs’ta başlattı.

Saldırı güçleri halen daha IŞİD tarafından tutulan son iki şehirden biri olan Dashisha’yı Haziran ayında el koydu bile. IŞİD orayı, şartların şehir halkı için en adaletsiz olduğu dönemler dahil beş yıldır tutuyordu.

48 yaşındaki Dashishalı çiftçi Salim Abu Ali, şehir SGD tarafından kurtarılmadan önce IŞİD yönetimi altında yaşamanın nasıl olduğunu Independent’e anlattı.

“Şehri terk edemiyordum çünkü eşim engelli ve oğlum IŞİD kontrolü ele aldıktan sonra Irak’a kaçmıştı” diyor Salim.
IŞİD ilk olarak Temmuz 2013’te kontrolü ele aldığında insanlara iyi davrandıklarını, ancak bir yıl içerisinde, muhtemelen kazandıkları zaferlerin getirdiği özgüvenle daha cesur davrandıklarını ve sivil idamları başlattıklarını söyledi.

“Tanık olduğum en kötü şey birçok kereler insanların IŞİD’in kendilerini idam edeceğini fark etmiyor olmalarıydı” diyor Salim.

“Hiç unutmam, Abu Muhammed adında tanıdığım bir adam, gözleri bağlı bir şekilde masum olduğunu söyleyerek ağlıyordu ve bir anda büyük bir bıçakla boğazını kestiler ve kan fışkırmaya başladı”.

Muhammed’i öldüren cellat “Allah bize inanmayanları öldürmemizi emretti!” diye bağırıyordu. Salim arkadaşının, kendisinden nefret eden biri tarafından Suriye hükümetiyle iş birliği içerisinde olduğu şeklinde iftira atıldığı için öldürüldüğünü söyledi.

Bu olayın Kasım 2016’da, Irak ordusunun Musul’u sardığı ve IŞİD militanlarının sürekli kötü haber almaktan sinirli olduğu bir zamanda gerçekleştiğini aktardı.

IŞİD savaşçıları Irak’tan çok fazla silahlı araç ve kadın kölelerle dönmeye başlamıştı. “Sonradan bu insanların Rakka’dan getirilen Yezidiler olduğu söylendi”.

Dashisha’ya SDG operasyonu, hava saldırıları desteğiyle iki ay önce başladı.

“Şehirde bir çatışma yoktu” diyor Salim, “Dashisha etrafındaki çiftliklerde vardı. Savaşanların çoğu Azerbaycan’dan gelen yabancılardı.”

Yerli IŞİD militanları çekildi ve çoğu Suriye ve Irak devletlerine teslim oldu. Salim al Hol’da SDG elindeki bir kampta esir düştü, bir kuzeni tarafından tehlike arz etmediğine dair ikna çabaları sonucu serbest kaldı.

Irak ve Suriye’de yaşadığı ağır yenilgilerin ardından, IŞİD savaşçıları ciddi oranda moral kaybetti ve artık “sonuna kadar savaşan” sıfatına sahip değil. Durum böyleyken, Hajin’de esir kalan ve son çatışmayı bekleyen binlerce insan güzel haberler bekliyor.

www.independent.co.uk’tan çeviren Yusuf Tuna Koç