Yasaklar bitmek bilmiyor. Hepimiz sahneye çıktığımızda ve sosyal medya hesaplarımızda bir cümleyle de olsa bu “Müzik yasaklarına ve festivallerin keyfi olarak iptaline karşıyız” diyemezsek, sıra bize de gelecek.

Susarsak sıra bize de gelecek
Fotoğraf: DepoPhotos

Zaman zaman genç arkadaşlarımla yaptığım sohbetlerde Türkiye’de iyi bir şeyler yapmanın zorluğunu anlatırken hep bir takım yasaklamalar, baskılar, zorlamalarla karşılaşacaklarını ama umutlarını kırmamaları gerektiğini anlatırım.

Bu boşlukları siz doldurun. Hep … rağmen mücadele ediyoruz birtakım güzelliklere imza atabilmek için. Kimse sırtınızı sıvazlamıyor, kimse teşvik etmiyor tam tersi devletin hâkim görüşü başta olmak üzere tüm tabular, örf ve adetler, soyut gerekçeler karşımıza bir duvar örüyor.

7 senedir yapılan Zeytinli Rock Festivali yine sudan sebeplerle iptal edildi. Festivali düzenleyen Milyon Fest yöneticileri son ana kadar hukuksal yolları denediler ama ne yazık ki bağımsız bir yargıdan söz edemeyeceğimiz için son çabaları da sonuç vermedi.

Önce son gelişmelerle ilgili festival organizasyonunun yaptığı açıklamayı okuyalım sonra üzerine konuşmaya, yazmaya devam edelim. “Bilindiği üzere Zeytinli Rock Festivali’ne dair Burhaniye Kaymakamlığı’nın kararına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma kararı alınması için başvurmuştuk. Balıkesir 2. İdare Mahkemesi pazartesi sabahı Kaymakamlık makamından savunmasını istemiş ve 2 gün içerisinde ara kararı açıklayacağını tebliğ etmişti. Mahkeme bugün mesai saatlerinin sonuna doğru aldığı kararda, Kaymakamlık makamının savunma ve delillerini sunmak için ek süre talep etmesi üzerine oy birliğiyle cevap süresinin 5 dün daha uzatıldığını belirtmiştir.

Bu sebeple Zeytinli Rock Festivali’nin 17-21 Ağustos tarihleri arasında yapılması ihtimali kalmamıştır. Zeytinli Rock Festivali bu sene 22-25 Eylül tarihleri arasında yapılacaktır. Festivalin detayları İdare Mahkemesi’nin vereceği karardan sonra açıklanacaktır. Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.”

İĞNEYİ KENDİMİZE BATIRALIM

Gördüğünüz gibi mahkeme heyeti kaymakamlığın ek süre talebini kabul ederek zaten 21 Ağustos’ta sona erecek festivalin başlayamadan bitmesini hem de oy birliğiyle kabul etmiş. Vay be hinlik mi desem şark kurnazlığı mı bilemedim ama bu kararla -birçok kararda olduğu gibi- adaletin sarsılmaz terazisi sarsılmış, denge yine iktidardan yana bozulmuştur. Konuşacak çok şey var. Ama önce müzik sektörünün genel durumuna bakıp iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım.

Pandeminin çok öncesinde ülkenin kriz dönemlerinde maçlar, diziler, reklamlar, sinemalar, tiyatrolar devam ederken sadece müzik yasaklanırken sesimizi güçlü bir şekilde çıkarabilseydik acaba bugünlere gelinir miydi? Birçoğumuz bir konser daha fazla yapabilmek için susmayıp, gerek yerel yönetimlere gerek iktidara sesimizi çıkarabilseydik böyle olur muydu? Melek Mosso’nun Isparta Gül Festivali’ndeki konser yasağına karşı çıkıp aynı festivalde yer alan ama sahneye çıkmayan Funda Arar ve Derya Uluğ gibi davranabilseydik bugün bunları konuşur muyduk?

Başkalarının daha küçük ölçekli festivalleri yasaklanırken ülkenin önemli festival organizatörleri bunu görmezden gelmeyip sesini çıkarsaydı bu olur muydu? Bu yılan gün gelecek hepimizi sokacak demiştim. Soktu da… Çok yıllar önce, lise yıllarında izlediğim ‘Carrar Ananın Silahları’ oyununda çok sevdiğim bir şarkı vardı. Sonrasında bu şarkının bir sözü, haksızlıklara karşı ses çıkarmayanlara karşı kullanılan bir slogana dönüştü.

Geçen gün bir genç bakanlığın konserinde sahneye atlayıp nasıl “Konya uyuma” diye cümleye başlayıp bireysel bir korsan eylem yaptıysa bizlerin de artık sesimizi duyurmanın zamanı geldi de geçiyor. Ayrıca bizim korsan eylem yapmamıza da gerek yok. Hepimiz sahneye çıktığımızda -ama neresi olursa olsun- ve de sosyal medya hesaplarımızda bir cümleyle de olsa bu müzik yasaklarına ve konserlerin, festivallerin keyfi olarak iptaline karşıyız diyemezsek, yani bunu bile yapamazsak sıra bize de gelecek.