Susturma hamleleri devam ediyor
Baskıcı uygulamalara bir yenisi daha eklendi. Etki ajanlığı ve seferberlik düzenlemesinin ardından emekli askeri personellere konuşma yasağı getiriliyor. Emekli Korgeneral Ertürk, “Susturma operasyonlarının bir parçası” dedi.

AKP iktidarının yumuşama söylemlerinin gölgesinde hayata geçirmeye çalıştığı düzenlemelerle muhalefeti dizayn etme çabası sürüyor. 9’uncu Yargı Paketinde yer alan Yetki Ajanlığı maddesi ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bağlanan seferberlik yasasının ardından TBMM’ye yeni bir yasa teklifi getirdi. Teklife göre izin almadan askeri bilgileri paylaşan ve askeri konularda yorum yapan emekli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personellerine 3 yıla kadar hapis cezası istendi. Buna göre Askeri Ceza Kanunu'na eklenecek madde ile düzenlemeye aykırı hareket edenlere 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Teklifte, görev sırasında kendisinin veya başka askeri personelin kimliğini paylaşanlar ile askeri birliklerin durumları hakkında sosyal medyada görüntü yayınlanmasına da yasak getirildi.
AKP milletvekilleri imzasıyla sunulan 60 maddelik kanun teklifinde, emekli olan askeri personellerin izinsiz olarak televizyon kanallarında kendi alanlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmaları halinde de hapis cezası isteniyor.
Ayrıca teklifte, askeri personelin sosyal medya paylaşımlarına da düzenleme getirilmesi istendi. Teklifteki maddeye göre, TSK personeli kendisinin veya başka askeri personelinin görüntülerini paylaşamayacak, birlikler hakkında bilgi veremeyecek.
Çıkarılması planlanan yasayı değerlendiren Emekli Korgeneral Türker Ertürk, “Otoriter rejimlerde halkın refahı ve geleceğinin ne olacağı önemli değildir. Bu düzenlemenin kendisi de otoriter rejimin aldatmacalarından birisidir” dedi.
“Zaten güvenlik politikaları diyerek, beka söylemleri ile halkı bu zamana kadar kandırdılar” diyen Ertürk şöyle konuştu: “Meclis’e sunmaya hazırlandıkları düzenlemenin asıl amacı da zaten bir elin parmağını geçmeyecek kadar var olan emekli askeri personellerin iktidardan yana konuşmaması.
Yani sorun iktidarın önünü açmaya çalışanlar değil. Algı operasyonlarına ihtiyaçları var. Halka bir yalan bombardımanı gerçekleştiriyorlar. Dolayısıyla iktidarın algı operasyonunu bozabilecek kim varsa susturma operasyonu yapıyorlar. Halkın önüne koydukları İHA’ları ve SİHA’ların yanlış bilgilerinin anlatılmasını da istemiyorlar”

Emekli Korgeneral
MUHALEFETİN NE YAPACAĞI ÇOK ÖNEMLİ
Muhalefetin çok daha dikkatli olması gerektiğini belirten Ertürk, ‘yumuşama söylemlerine kanılmamalı’ dedi.
Şu ifadelere yer verdi: “Anayasa’nın 25. Maddesi açık. İfade özgürlüğünün kimse önüne geçemez, kimse ifadelerinden dolayı suçlanamaz. Kabul edilir olmayan bu oylamada da asıl iş muhalefete düşüyor. Anormallikleri, normalleştirme çabasıyla karşı devrim süreci yürüten, Anayasa’yı takmayan iktidar, sertleşmeyi sürdürüyor ve sertleşmekten başka çaresi de yok. Etki ajanlığı düzenlemesi, ve seferberlik yönergesinin ardından gelen bu düzenleme hamlesi de bunun sonuçlarından birisidir.
Halkın öfkesini dizginleyemeyecek olan iktidar, insanları asgari ücrete mahkûm ederken öngörülemez bir otoriterlik bizleri bekleyecektir. Bu konu da ise muhalefetin ne yapacağı özellikle CHP’nin ne yapacağı önümüzdeki süreç için önemli.”
SIKIŞAN REJİM OTORİTERLEŞİYOR
Son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendiren TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca da gündemdeki yumuşama tartışmalarına değindi. İktidarın yumuşama söylemlerinin samimi olmadığını dile getiren Karaca, tüm bunların çözümünde demokrasiyi tekrar inşa etmenin hukuk devletine tekrar dönmenin olmazsa olmaz olacağını aktardı.
Karaca şu ifadelere yer verdi: Kutuplaşmayı, ayrışmayı sona erdirmek, toplumun gerçek sorunlarını ve gündemlerini konuşacak bir iklimi, hayatı yaratabilmemiz gerekli. Ancak İktidar böyle bir normalleşmeye gerçekten samimice yaklaşıyor mu? İki örnek vereceğim; Geçtiğimiz gün çıkan seferberlik ilan yetkisine ilişkin yönetmelik çıktı. Yine dokuzuncu yargı paketinde etki ajanlığı diye bir düzenleme hayata geçirmeye kalkıyorlar. Peki bunlar nedir? Otoriter rejimlerde bilinçli bir tercihle yoksullaştırdıkları halkın daha çok biat etmelerini sağlamak için gerçekleştirdiği baskıcı düzenlemelerdir.
Yarın bir emekli mitingi gerçekleştireceğiz. Seferberlik düzenlemesine göre mesela tek bir kişi çıkıp şöyle diyebilir; ülkenin her yerinden Ankara’ya gelecekler bu bir kalkışmadır. Pahalılığa karşı, ülkede laikliğin kaldırılmasına, eğitimin gericileşmesine karşı, emeklilerin, gençlerin, kadınların, işçilerin hak taleplerine karşı yapacağı eylemler etkinlikler gösteri ve yürüyüşler de ayaklanma olarak nitelendirilebilir mi? Evet, o nedenle bu seferberlik düzenlemesi yönetmeliğinin, çok tehlikeli olduğunu açıkça ifade etmek isterim.
1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyen yurttaşlara yapılan operasyonlara değinen Karaca, şöyle devam etti: Peki, toplantı ve gösteri yürüyüşü hak mıdır? 1 Mayıs tutsakları bir suç işlemiş midir? Ortada bir suç var aslında ama bu suçu işleyenler cezaevindeki o 1 Mayıs tutsakları değil. Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararına rağmen emek ve dayanışma günü için Taksim’e gitmek isteyenlere orantısız güç kullandıranlarda asıl suçlulardır. Bu iktidar ne zaman sıkışsa korku iklimi yaratarak ‘topluma aman diyerek’ kendi etrafında konsolide etmenin yolunu tercih ediyor.