Türkiye Kupası’ndaki olaylı derbinin ardından Fikret Orman’ın gündeme getirdiği, bir dönem Süt Kupası adıyla oynanan İngiltere Lig Kupası’nın tarihine genel bir bakış

Sütün kupası...

Ziraat Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe Beşiktaş’ı eleyerek çeyrek finale yükselirken, sahada yaşananlar uzun süre futbol gündemini meşgul edecek gibi gözüküyor. Derbinin faturası merak ediledursun, Fikret Orman’ın maçtan sonra organizasyon için kullandığı tabiri biraz irdelemeli. Teşbihte hata olmadığından, bu hafta müsaadenizle biraz Süt Kupası...

Benim çocukluğumun olmazsa olmazıydı Süt Kupası. Rahmetli babamın ifadesiyle ikinci mevki kupaydı; ama çok tatlıydı. Bu satırların Liverpool meftunu yazarı için bir unutulmazdı. Gazetelerde haberlerini okurduk, televizyonda finallerini izlerdik.

Sonradan adını duymaz olmuştuk...

Aslında her şey İngiltere’de 1960’da başlamıştı. Önceleri Federasyon Kupası’nda erken havlu atan takımların yarışacağı bir turnuva düşünülüyordu. O tarihlerde Ada’da seyirci sayısı düşmüş; futbolseverleri tribüne çekecek fikirler görüşülüyordu. Ligin yönetimiyle federasyon ayrıydı; ufaktan da papazdı.

Ligin kurulmasından çok daha önce 1872’de demir alan Federasyon Kupası, dünyanın en köklü futbol organizasyonuydu.

Ucunda Wembley’de sahne alıp, Kraliçe’nin elini sıkmak vardı. Onunla yarışmak imkânsızdı.

50’lerin sonunda birçok büyük kulüp stadyumlarına aydınlatma getirmiş; akşamları da maç oynanabilir hale gelmişti. İşte tam bu ahval ve şerait içinde yeni organizasyon başlamıştı. Daha önce pek futbola sahne olmayan hafta içi akşamları böylece şenlenmişti. Organizasyon başta yerden yere vuruluyordu. Avrupa Kupaları’nın emekleme günlerinde bu karşılaşmalar özellikle angarya olarak görülüyordu. Bazı güçlü takımlar turnuvaya katılmamıştı bile.

sutun-kupasi-242761-1.
Kupa tarihinin en golcü ismi Liverpool efsanesi Ian Rush.

İki ayaklı ilk finalin sonunda Aston Villa 1961’de tarihin ilk Lig Kupası şampiyonu olarak taçlanmış; o günün parasıyla 750 sterlini de kasaya koymuştu. Ertesi sene Norwich, 1963’te de Birmingham mutlu sona ulaşmıştı. Daha önce hiç büyük bir zafere imza atmamış küçükler arka arkaya zafere ulaşıyordu. Bir şekilde büyüklerin ilgisini artırmak gerekiyordu.

Ligin özerk yönetimi, “çocuğunun” geleceğini federasyon ve UEFA ile tartışıyordu. O zamanki adıyla Fuar Şehirleri Kupası’nı boykot edebileceklerinin iması, Avrupa futbolunun patronuna fazla gelmişti. Pazarlıklar sonucunda basit bir formül ortaya çıkmıştı: Birinci Lig takımı olması şartıyla organizasyonun şampiyonu Fuar Şehirleri Kupası’na katılabilecekti. Bu anlaşma gereği Muzaffer ekiplerden QPR 1967’de, Swindon Town ise 1969’da bir bardak su içmek zorunda kalmışlardı.

Bir süs daha getiriliyor; finalin tek maç üzerinden Wembley’de oynanması kararlaştırılıyordu. Uzatmalarda galip çıkmazsa, mücadele başka bir sahada tekrarlanıyordu. 1977’de şampiyon ancak üçüncü randevunun sonunda belli olmuş; Everton’ı deviren Aston Villa tarih yazmıştı. Sadece onlar mı? Futbolun mabedindeki ilk Lig Kupası randevusunu QPR kazanmıştı.

Londra ekibi o tarihte üçüncü kümede mücadele ediyordu.

1970’lerin başında nokta konmuş; katılım zorunlu hale gelmişti. 1971’de ikinci mevki kupayı kaldıran Tottenham, ertesi yıl Yaşlı Kıta’da taçlanmıştı. Artık o organizasyonun adı UEFA Kupası’ydı...

1981-82 sezonunda ilk defa turnuvaya sponsor gelmişti. 1933’te süt ve süt ürünleri üreticilerini desteklemek amacıyla kurulan Milk Marketing Board (Süt Pazarlama Kurulu) futbola merak sarınca olaylar gelişmişti. 1993’e kadar bugünün İngiltere Bisiklet Turu’na da 35 yıl kol kanat germişler, ertesi yıl kepenk indirmişlerdi. Süt yarışları bisikletin, Süt Kupası da futbolun bir unutulmazıydı.

Her ne kadar Süt Kupası son olarak 1986’da oynandıysa da isim hafızalara kazınmıştı. Sonradan gelen sponsorlar organizasyona adlarını verseler de sanki ilk sponsorun adı markalaşmıştı.

Yeri gelmişken anımsatmalı, Lig Kupası tarihinin en başarılı takımı Liverpool. 12 final oynayan Kırmızılar bunların sekizinde zafere ulaşmıştı. Onların unutulmaz bıyıklı golcüsü Ian Rush’ın özgeçmişinde beş şampiyonluk, 49 da gol yazıyor; bu iki istatistik de bugün rekor diye anılıyor. Aynı sayfalarda en genç kaptan olarak karşımıza çıkan Barry Venison’ı Galatasaraylılar pek de iyi hatırlamıyor.

Bir zamanlar hor görülen Lig Kupası yıllardır kimi takımlar için Avrupa’ya çıkış kapısı. Son şampiyonlara bakarsanız, Swansea’yi saymayın, Manchester City, Chelsea, Liverpool gibi devler karşınıza çıkıyor.

Başkanı bilmem de Süt Kupası bana çocukluğumu hatırlatıyor. TRT’nin tek kanallığı olduğu günlerde dedemlerin evinde renkli televizyonda izlediğim bir final bölük pörçük aklımda duruyor. Tabii ister istemez, elime yıllarca tutuşturulan bardaklar düşüyor.
Bu arada söylemiş miydim; süte alerjim olduğunu...