Túpac Katari’nin Kehaneti: Evo Morales kesinlikle ‘milyonlarca’ geri dönecek

Abel Prıeto

Aymara’nın lideri Túpac Katari, İspanya’nın sömürgeci güçleriyle savaşmak için yaklaşık 40.000 kişilik bir ordu kurdu. 1781 yılında La Paz şehrini kuşattı. Aynı yılın kasım ayında, bazı taraftarlarının ihanetine uğradı ve İspanyollar tarafından ele geçirildi.

Bir yargıç tarafından, Túpac Amaru II için uygulanan barbar yöntemle aynı şekilde “parçalanmaya” mahkûm edildi. Yani dört at tarafından, dört kısma parçalanacak şekilde kol ve bacaklarından çekilecekti. Bu karar acımasızca uygulandı da.

Gerçek antolojik karar ise şuydu: “Ne kral ne de devlet, bu veya herhangi bir Túpac Amaru veya Túpac Katari’nin tohumundan veya ırkından fayda göremez. Çünkü bu lanetli isim, yerliler arasında çok fazla kargaşalığa neden olur ve aksi takdirde de ebedi bir mayalanma kalır.”

Bugün, sonuç itibariyle Devlet Başkanı Evo Morales’e karşı bir darbe oldu. Amerikamız için çok acı bir gün. Evo’nun seçim zaferini görmezden gelmek ve ülkeyi istikrarsızlaştırmak için yapılan plan, emperyalizmin desteğiyle seçimlerden çok önce başladı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Amerikan Devletleri Teşkilatı (OAS) Seçim Gözlem Komisyonu`nu darbecilerle ortaklığından dolayı tebrik etti zaten. Hükümet yetkililerine, yüksek seçim mahkemesi üyelerine, Sosyalizme Doğru Hareket (MAS) destekçilerine, yerli ve popüler hareketlerin liderlerine, sosyal veya etnik olarak “şüpheli” görülen sıradan kadın ve erkeklere zulmedilirken, faşizm Bolivya’daki “zaferini” şimdiden kutluyor.

Paradoksal olarak, en meşhur darbecilerden biri nefret, ırkçılık ve şiddet çağrısı yapmak için, kendini bir Mesih olarak sunuyor, İncil’i ve Hıristiyanlık ile Bakire’nin figürlerini kullanıyor. Bu yeni de değil aslında. Faşist-mesihçi Bolsonaro’nun [Brezilya’da parlamento darbesiyle işbaşına gelen sağcı devlet başkanı] seçim kampanyası da gerici dini kiliselerden belirleyici destek aldı.

Başka bir paradoks: Oligarşinin, Evo’nun sosyal politikalarından yararlanan katilleri, holiganları ve paramiliterleri var. Bir kez daha, medya ve popülist söylemlerle aldatılmış olan “fakir sağ”ın (bu durumda, “ultra sağ”) üzücü halini görüyoruz. Evo’ya minnettar olması gereken insanlar kükreyen birer küçük Hitler oldular.

Hugo Chavez, 200 yıldan daha uzun bir süre önce ölüme mahkûm edildiğinde Túpac Katari’ye (çeşitli varyantlarda) atfedilen kehaneti memnuniyetle tekrarladı: “Beni öldürebilirsin, ama milyonlarca geri döneceğim.” Bu, Katari’nin yeryüzünde iz bırakmayacağını uman hâkime dolaylı bir cevabıydı.

Katari gibi bir Aymara olan Evo, her açıdan asil tutumu, ahlaki düşüncesi, insanlara cömert bağlılığı ve çalışmalarının olağanüstü sonuçlarıyla Bolivya’da, Amerikamızda ve bu dünyanın değerli insanları arasında “sürekli bir mayalanma sürecini” bırakıyor ve kalıcılaşıyor. Ve kesinlikle “milyon kere” geri dönecek.

Amerika21.de’den çeviren Can Koç