Geçen hafta Kipatlı Günler programının çekimleri için Eskişehir Anadolu Lisesi Küçük Prens Kitap Müzesi’ndeydim. Okulun eğitimcilerinin öğrencilerle hazırladığı ‘ÇINARALTI’ edebiyat dergisinin Küçük Prens özel sayısını inceleme fırsatı buldum.

Yazılar unvan, yaş, sınıf ya da şube belirtmeksizin yalnızca yazar adlarıyla yer alıyordu. Bunun yazı yazmaya ilgi duyanları, dili utangaçken zihni çağlayanları, tecrübesizlik etiketinden bunalmışları, gençleri ve çocukları yüreklendiren bir tavır olduğunu düşündüm. Dergi, okura önyargıdan uzak bağımsız bir okuma keyfi sunuyordu. Öğretmenlerinizle bir edebiyat dergisi çıkarıyorsunuz, yayın kurulunda görev alıyorsunuz, yazıyor, inceliyor, araştırıyor, röportajlar hazırlıyorsunuz. Yürüyeceğiniz yolu hiyerarşi değil deneyim ve şeffaflık belirliyor. Etkilendim. Okuldan keyifli hatıralar eşliğinde ayrıldım.

taci-olan-da-muhtac-948195-1.

Sorgulayan akıl ve yüreklendiren dilden uzak otoriter ortamları düşündüm. Adaletsizliğin ortasında, gündemin yorgunluğunda, çocuklarımla tarih boyu değişmeyen fakat değişmesini ümit ettiğimiz şeyleri konuşarak Adımlar Kitap’a uğradık. Etkileyici bir resimli kitapla yolumuz kesişti. Soyluluğa ve hakimiyet anlayışına farklı giysiler biçen, ‘BEN’i silkeleyen, içimizdeki ve dışımızdaki monarşiye usulca kafa tutan 21 ‘kısacık’ öyküden oluşan o kitaptan bahsetmek istiyorum bugün.

taci-olan-da-muhtac-948194-1.
Resimleyen: Wolf Erlbruch

Kral ile Deniz’in yazarı Avusturya Çocuk ve Gençlik Kitapları Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazanmış bir edebiyatçı. Kitabın arka kapağında “her birimizin içinde minik bir kral saklıdır” ifadesi dikkat çekiyor. Bir kralın, krallığında olan bitenler karşısında büründüğü hallerin ipuçlarını taşıyan arka kapak yazısı öyküleri okumak için istek uyandırıyor. Otoriteye ve mutlak güce yönelen övgü ya da yergi edebiyatta sıklıkla karşımıza çıkar. Kitap ‘BEN’i tanımak, ‘BEN’i anlamak, duyguları bastırmak, varoluş meşguliyetine dalmak, aczi gizlemek, heyecanı dizginlemek gibi pek çok davranışı yorumlama fırsatı sunuyor. Kral ilk öyküde kendisini denize tanıtıyor. Deniz yalnızca fışırdıyor. “Biliyorum” diyor kral ve kralın bildiğini düşündüğü şeyin izini sürmeye başlıyoruz. Güneşte kürkünü ısıtan kedinin de bir kralı var, kediden işittikleri karşısında gömleğini çıkarıp gövdesini güneşe bırakan kişinin de… Işığın yarattığı illüzyonla bir tacın gölgesine uzanıyor, unvanların yarattığı illüzyonları düşünüyoruz. Bir kral vasıflarının ne denli farkındadır? Masum sevinçleri güçsüzlük sayar mı? Çevresine dikkat kesilip ötekinin donanımına hayranlık duyar mı? Hayranlığını yansıtacakken yüzüne duygusuz bir maske indiren tutum ona hangi geçmişten mirastır? Tahtı ile tacı arasında sıkışan kralın gözlerini nasıl bir gelecek tasavvuru kamaştırır?

taci-olan-da-muhtac-948196-1.

Resimleyen: Wolf Erlbruch

Özgün öykülerin zarif anlamları sayfadan sayfaya uzanıyor ve güçlü bir örüntü oluşturuyor. Kralın yüzünü öfkeden alev topuna döndüren kim? Kuşları, çocukları ve rüzgârı tacında barındıran canlının kraldan bir farkı var mı? Krala sınırlarını hatırlatan iç sesi mi yoksa bir sincabın telaşı mı? Her yeni öyküyle soruları değişen kral cevapların farkında mı? Yazar, sıkıntının ve arayışın üstüne serpiştirdiği umar ve umutla tatlı bir ritim tutturmuş. Okurunu, an geliyor kabul, an geliyor itiraz ile buluşturuyor. Kralın konuştuğu ‘trompet’, ‘hayalet’ ve ‘bulut’, madde, mana ve doğa kimin emrinde? Galiba hepsi uyanışta, kendi öz bilincinde. Emirlerin ağa dolandığı, bir arının kanat çırparak kendi kraliyetini kutladığı, sanatın ele avuca sığmadığı satırlardan geçiyoruz. Gece sorumluluğu paylaştırıyor, uyku masumiyeti ortaya çıkarıp tüm canlıları eşitliyor. Öyküler tuza, yıldıza, bağımsızlığını yitirmiş akla, kaleme ve kelama dokunuyor. “Nasılsın?” diye soran krala ‘KİTAP’ın verdiği cevap her şeyi özetliyor. Denizin kıyısında başlayan hikâye aynı kıyıda son buluyor. Kralın geride bıraktığı şey ne? Nereye varabilir ruhuna tam oturmayan kraliyet giysisiyle? Kitabın resimleme tekniği ayrı güzel. Çizeri profesör unvanlı bir illüstratör. Hans Christian Andersen Ödülü gibi prestijli ödüllerin de sahibi. Tacın muhtaçlığını bir solukta okutan kitap yeniden ve yeniden okuma isteği uyandırıyor.

taci-olan-da-muhtac-948197-1.
KRAL İLE DENİZ
Hippo Kitap
Yazan: Heinz Janisch
Resimleyen: Wolf Erlbruch
Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu
Editör: Sevengül Sönmez

Kralların tamamı geçiciyse de krallığa soyunanlar hiç de az değil. En acıklı hikâyeler onların hikâyeleri olabilir. Yağmur konuşur, deniz susar, bir çağ biter, bir çağ başlar. İnsan yaşar, insan yazar. Yazdığı tarih ‘paslı taçlar’ tarihidir.