Uzun zamandır katılmak istediğim bir festivale geldim bu hafta. Bozcaada Caz Festivali bu yıl üçüncü kez gerçekleştiriliyor. Daha önceki yıllarda çok istesem de gelememiştim. Bu hafta ilginç bir son dakika manevrasıyla karar verip yola çıktık. Aynı hafta sonu İstanbul’da da ciddi etkinlikler vardı. İki mekâna yayılmış bir One Love ve Manowar. İlk dinlediğim metal grubu […]

Tadı damağımızda kaldı

Uzun zamandır katılmak istediğim bir festivale geldim bu hafta. Bozcaada Caz Festivali bu yıl üçüncü kez gerçekleştiriliyor. Daha önceki yıllarda çok istesem de gelememiştim. Bu hafta ilginç bir son dakika manevrasıyla karar verip yola çıktık. Aynı hafta sonu İstanbul’da da ciddi etkinlikler vardı. İki mekâna yayılmış bir One Love ve Manowar. İlk dinlediğim metal grubu Manowar’dı. İlk zehri o attı bünyeye. Sözlerini okudukça, konserlerdeki hal ve tavırlarıyla zamanında giydikleri kürklü donlarını gördükçe hala gülüyorum. Grupla ilgili merak ettiğim bir durum var son zamanlarda. Acaba grup gerçekten kendi kendini bilerek mi bu kadar karikatürize ediyor? Heavy metal yer yer karikatürize bir format bunu kabul ediyorum. Sadece Manowar bu konuda gayet uç nokta. Konsere geri geliyorum. Bunların hiçbirini gerçekleştiremedim çünkü deniz ve caz ağır bastı.

Manowar’ı dört kez izledim, One Love’ın da kadrosu beni o kadar etkilemedi ne yalan söyleyeyim ama şehrin önemli festivallerinden birinin dönmüş olması her şekilde mutlu ediyor elbette. Kendine Has ve Volkswagen’in katkılarıyla gerçekleştirilen Bozcaada Caz Festivali hakkında uzun bir izlenim yazısı yazacağım önümüzdeki hafta ama şimdi önceki akşam gider gitmez izlediğimiz Bobby Rausch ve Birsen Tezer konserlerinden bahsedeyim biraz.

Bobby Rausch’u ilk kez sahnede gördüm ve sanırım adam, benim gibi ilk kez izleyen herkesi hayran etti kendine. Müthiş bir uyum vardı sahnede. Konserin sonlarına doğru en öne doğru gittik ki ağzımız açık bir biçimde Birsen Tezer izleyelim. Gerçekten de öyle oldu. Sesi, memleketin tartışmasız en iyilerinden biri. Sahnede takındığı tavır gerçekten heyecan verici. Hem böyle güçlü ve etkili ses hem de kadınsı havasını inanılmaz etkileyici buluyorum. Yüz kez izlesem sıkılmam çünkü her seferinde yeni bir yolculuğa çıkartmayı başarıyor Birsen Tezer.

Festivalin biletlerinin haftalar önceden bittiğini söyleniyor. İlk gece gördüğüm iki konserde de ciddi bir kalabalık vardı. Detaylı izlenimimi söylediğim gibi haftaya yazacağım.

Diss savaşları

Geçen haftalarda hiphop’un temellerinde diss olduğunu yazmıştım. Üstünden çok geçmeden Norm Ender ‘Mekanın Sahibi’ adlı şarkısında Ceg, Ezhel ve Ben Fero’ya diss attı. Araya Pozitif’ten Elif Cemal’i de sıkıştırmış. Üstüne hiç vakit kaybetmeden Ezhel’den diss geldi: ‘Lolo’. Ender’in sözlerini biraz tutarsız bulduğumu söylemeliyim, ayrıca diss parçalarını çok sevsem de sanırım cinsel organ boyutu üzerinden yazılan “şöyle şırdan böyle mandingo” muhabbetlerini komik buluyorum. Ama Ender’de bu durum ‘Eksik Etek’ten beri vardı. Ezhel’in diss sözlerini daha kaliteli bulduğumu söylemeliyim. Yine de iki şarkının sözlerini incelemeden önce beklemeyi tercih ediyorum çünkü ortalık biraz kızışacak gibi duruyor. Yalnız tek merak ettiğim şey Ender’in Ezhel’den ya da başka birinden bu kadar hızlı tepki bekleyip beklemediği oldu. Norm Ender ‘Mekanın Sahibi’ni yayınlamasının üzerinden 24 saat geçmeden Ezhel ‘Lolo’yu YouTube’a yükledi. Boks maçı gibi düşünürsek Ezhel sağlam bir direk yumruktan kaçıp kroşeyi çıkarttı. Ender tweet mi atacak yoksa yeni bir diss mi yazacak merakla bekliyorum. Ya da son bir yılda Patron’un alevlendirdiği diss furyası yayılarak devam edecek. Bekleyip göreceğiz.