Tagar Çayı’nı yok etmeyin
Dersim’in Çemişgezek ilçesinde Tagar Çayı üzerinde bulunan HES projesi tarihi bölgeyi tehdit ediyor. ÇED süreci bitmeden kapasite artırımı çalışmaları yapıldığını belirten yurttaşlar, hukuksuzluğa karşı çağrı yaptı.
Kayhan Ayhan
kayhanayhan@birgun.netDersim’de doğal yaşam güzellikleri, hidroelektrik santralları (HES) ve maden projelerinin tehdidi altında. Kentte bulunan akarsulardan olan Tagar Çayı da HES projesi ile yok edilmek isteniyor.
Er İdare Turizm İnşaat tarafından işletilen Çemişgezek HES’in kapasite artışı için 4 Haziran’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruldu. ÇED dosyasındaki teknik bilgilerde yaklaşık 17 kat güç artışı olacağı belirtildi. Ancak yurttaşlar, projeye ilişkin ÇED süreci bitmemesine karşın çalışmalara başlandığını aktardı.
TARİHİ KÖPRÜ TEHLİKEDE
Çemişgezek Çevre Platformu üyeleri Tagar Çayı üzerinde yaklaşık üç aydır eşi görülmemiş korkunç bir çevre felaketi yaşandığını vurgulayarak açıklama yaptı.
Açıklamada, "Çemişgezek’de 1961’de işletmeye alınmış küçük ölçekli bir HES vardı. Bu HES, 2000’li yılllarda özelleştirilene kadar kamuya aitti. Bu projenin işletme hakkını önce Boydaklar satın aldı, sonrasında ise kayyuma devir olan HES, Erzincan İl Özel İdaresi İştiraki Er İdare Turizm İnşaat A.Ş’ye geçti. Bu HES çok değerli bir turizm alanının tam ortasında yer almaktadır. HES binası, ülkemizde Mostar Köprüsü’ne eş gösterilen, bu coğrafyadaki önemli Osmanlı dönemi eserlerinden olan,1807 yılında tamamlanmış tarihi Yusuf Ziya Paşa Köprüsü’ne bitişik konumda. En büyük kaygımız, tesis edilecek yükleme havuzu ve HES binasının köprüye vereceği muhtemel zarardır. Savcılığa suç duyurularında bulunduk bugüne kadar hiçbir iş ve işlem yapılmadı. Bizler projeden vazgeçilmesini ve vadimizin korumaya alınmasını istiyoruz” ifadeleri yer aldı.
YABAN HAYATI ETKİLENECEK
Avukat Barış Yıldırım Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderdiği dilekçede bölgedeki yaban hayatına dikkat çekerek, "Belirtmek gerekir ki, inşaat çalışmalarının başlatıldığı proje sahası ülkemizin tarafı bulunduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi’ne göre kesin koruma altında bulunan Yaban Keçisi ile Su Samuru’nun yoğun habitatı durumunda olup; proje sahasında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarımı Koruma Kanunu hükümlerine göre koruma altında bulunan tescilli tarihi yapılar bulunmaktadır. İnşaat faaliyetlerinin derhal durdurulmasını talep ederim" diye belirtti.
SAVAŞ HUKUKU
Munzur Koruma Kurulu adına konuşan Hasan Şen de, "Dersim’de yapılmak istenen Baraj ve HES projelerine karşı bugüne kadar demokratik ve hukuksal mücadelede önemli kazanımlar elde edildi, son 2 yıldır mücadelenin önünü kesebilmek için AKP ve sermaye işbirliği çeşitli yasal düzenleme ve değişiklikler yapmaya çalışıyor. Aslen bir savaş hukuku niteliğinde olan uygulamalar ile HES’ler başta olmak üzere bu gibi projeler için ‘cebri kamulaştırma’ kararları ve yöre halkının onayını almaksızın giriştiği bu faaliyetleri kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.