Tahliye edilen Kozağaçlı 24 saat geçmeden tekrar tutuklandı

Haber Merkezi
Yaklaşık sekiz yılın ardından önceki gün (16 Nisan Çarşamba) tahliye edilen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı, yeniden tutuklandı. Kozağaçlı, böylelikle 24 saat geçmeden Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne gönderildi.
Kozağaçlı dün yaklaşık 13.30 sıralarında gözaltına alındı. Ardından da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
ÇHD Onursal Başkanı Kozağaçlı hakkındaki karara tepki gösteren meslektaşları da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne geldi.
Karara tepki gösteren avukatlar, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde "Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz" sloganı attı. Adliyedeki işlemlerin ardından Kozağaçlı yeniden tutuklanarak Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne gönderildi.
BAŞSAVCILIK İTİRAZ ETTİ
Kozağaçlı hakkındaki Bakırköy İnfaz Hâkimliği’nin koşullu salıverilmesi kararına Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edildi.
Aynı hâkimlik, itirazı kabul ederek koşullu salıverilme talebinin kabulü kararını kaldırdı ve salıverilme talebinin reddi yönünde karar verdi.
Kozağaçlı adliyeye getirildikten sonra müddetname hazırlanarak hapishaneye gönderildi.
Kozağaçlı’nın gözaltına alınmasının ardından ÇHD’den açıklama yapıldı.
Açıklamada "Pespaye kararlarınızı tanımıyoruz" denildi.
ÇHD’nin X hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi.
"Avukat Selçuk Kozağaçlı yeniden tutuklanarak Silivri Hapishanesine gönderildi. Devrimci avukatlar onurumuzdur! Pespaye kararlarınızı tanımıyoruz. Tüm arkadaşlarımızı alacağız, biz kazanacağız! "
TBMM Genel Kurulu’nda AYM’nin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna dair kararının okunmasının yankıları sürüyor.
TİP Hatay Milletvekili seçilen ancak Anayasa Mahkemesi kararına rağmen engellenen tutuklu Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay, “3 senedir oğlum içeride. Bunun hesabını kim verecek bize? Ben bunları söylerken utanıyorum, onlar utanmıyor” dedi.
Şükran Atalay, herkesin kanunlara uyma çağrısını yaparak şunları söyledi:
“Can, ‘İnsanlar onuruyla ekmeğini kazanırken ölmesin. Çocuklar tarikat yurtlarında yanmasın. Öğrenciler bilimsel, parasız, laik eğitim alsın’ demişti. Bunlar kötü talepler değil. Can kendi için bir şey istemedi. Kendi için adalet gerekmeden insanlar için adalet istedi. O bir vatansever. O memleketini terk edip gitmedi. Ben bir anne olarak ‘Git oğlum, değmez’ dedim; ‘Anneciğim bir suçum yok ve ben ülkemi çok seviyorum’ dedi. Gitmedi. İyi bir evlat yetiştirmeye çalıştık. Çamur atmaya çalışsalar da o çamur tutmuyor. Kimse inanmıyor. AK Partilisi de MHP’lisi de inanmıyor.”