Google Play Store
App Store

Malatya, Tokat, Çanakkale, Edirne ve daha pek çok kentte vahşi madencilik doğayı ve ekolojiyi yok ediyor. Yerleşim yerlerinin dibine kadar gelen madenler halk sağlığını da bozuyor. Yaşam savunucuları pek çok ilde eylemler yapıyor. Vahşi madenlere karşı direnişler de sürerken, havanın, suyun kısacası doğanın tahribatı, toplum sağlığının da giderek bozulması endişeleri artırıyor.

Tahribata karşı halk var
Fotoğraflar: BirGün
Sibel Bahçetepe
Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.net

Pek çok kentte vahşi madencilik faaliyetleri doğayı katlediyor, halk sağlığı ciddi tehldit altında. AKP hükümeti döneminde talanın arttığına dikkat çeken yaşam savunucuları ve yurttaşlar, pek çok noktada direnişte. Cengiz Holding’in Çanakkale Bayramiç’te Kazdağları’ndaki orman kıyımına karşı 47 gündür mücedele sürerken, Malatya’nın Pütürge ilçesinde devam eden maden faaliyetlerinin sınırlarının genişlemesi bölgede tedirginliği artırıyor. Tokat Günçalı köyü ve çevresinde yapılmak istenen maden ocağı projesine karşı da hukuki mücadele sürerken, madenin iptali için açılan davanın 30 Aralık’ta görüleceğini belirten halk, destek çağrısı yaptı.

COĞRAFYA DELİK DEŞİK

Yurdun pek çok noktasında vahşi madencilik faaliyetleri hız kesmeden sürüyor. Yaşam yerlerinin hemen yanıbaşında yapılan faaliyetler, kamyonlarla molozların taşınması, hem toz ve kirliliğe hem de gürültüye yol açıyor. Ormanlar katlediliyor, hava ve su kirletiliyor, tarım alanları hızla yok ediliyor. Antalya, Çanakkale, Edirne, Tokat, Eskişehir ve dahası... Her bir kentten, her gün yeni maden sahalarının açılmasının gündeme gelmesi doğa katliamını da gözler önüne seriyor. Malatya’daki maden sahalarına karşı yaşam savunucuları, maden sahalarının yerleşim yerlerine kadar geldiğine dikkat çekerek bir açıklama yaptı. Pütürge Çevre Platformu Sözcüsü Avukat Ramazan Derin, özellikle Taşmış, Gündüz, Örnekköy, Belen ve Kayadere mahallelerinde yoğunlaşan madencilik faaliyetlerinin, bölgenin doğal yapısını ve halkın yaşam alanlarını tehdit ettiğini söyledi.

Madan sahaları nedeniyle nefes bile alamadıklarını söyleyen Derin ‘’Özelikle Taşmıs, Gündüz Örnekköy ve Belen mahalleleri ile Pütürge merkezi bu durumdan fazlası ile etkilenmekte’’ dedi. Kayadere Mahallesi’nde son dört aydır devam eden altın madeni sondaj çalışmaları sırasında siyanür kullanımının tespit edildiğini söyleyen Derin, "Koca bir coğrafya delik deşik edilmiş durumda’’ diye konuştu. 39 atıl durumda maden sahasının, ağır metaller içeren malzemelerin ilkel ve vahşi yöntemlerle çıkarıldığı bir merkez haline geldiğini vurgulayan Derin, bu durumun endemik bitki türlerinden yaban hayatına kadar tüm ekosistemi tehlikeye soktuğuna dikkat çekti. Derin, Pütürge’yi Malatya merkeze bağlayan yolların, maden taşımacılığı nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini ve bölgedeki otlakların, kaynak sularının ve tarım arazilerinin ciddi şekilde zarar gördüğünü, taşınan madenlerin yol açtığı toz bulutlarının hem çevre hem de insan sağlığı için yüksek riskler içerdiğini kaydetti.

Taşmış Köyü’ne bağlı Çermik Mezrası’nda, Şiro Çayı’na yalnızca 10 metre mesafede yer alan sulak tarım arazilerinin ortasında açıkta maden stoklama ve yükleme işlemlerinin yapıldığı kaydeden Derin "Bu faaliyetler bölge sınırlarını aşarak ulusal ve uluslararası bir çevre felaketi haline geldi. Ekokırım suçu işleniyor" diyerek ilgili kurumlara yapılan başvurular ve mahkeme kararlarına rağmen herhangi bir yaptırım uygulanmadığını anlattı. Derin, şöyle devam etti: “Çevreye verilen zararların önlenmesi, bireysel ve kurumsal bir sorumluluktur. İhmali durumda cezai yaptırımlar uygulanması gerekmektedir. Bölgede yaşanan çevre tahribatına karşı hukuki ve toplumsal mücadelemiz sürecek.’’

TOPRAKLAR SATILIYOR

Tokat Günçalı köyü ve çevresinde yapılmak istenen maden ocağı projesine karşı köylülerin direnişi de sürüyor. HLC Kıymetli Madenler ve Yatırım A.Ş.,tarafından 14 Mayıs 2023’te, seçim sabahı ekipman ve sondaj makineleri ile Günçalı Köyü’nde maden sahası için kazı işleminin başlaması sonrası başlayan direniş, Alevi yurttaşlar için kutsal sayılan Çal Baba ziyaretinin de bulunduğu alanı da kapsaması sonrası daha da genişledi, Halk, köy giriş ve çıkışına güvenlik kameraları kurdu ve iki bekçi tutarak nöbete başladı. Mücadeleyi hukuki zemine de taşıyan halk projenin iptali için dava açtı. Dava 30 Aralık’ta Tokat İdare Mahkemesi’ne saat 14.00’te görülecek. Dava öncesi direnişlerini büyüten ve eylemsellik süreci başlatan halk, kamuoyundan destek beklediklerini söyledi. Avukat İsmail Hakkı Atal, "AKP’nin vahşi madenciliği doğa, kutsal alan, inanç merkezi, orman tanımaksızın; tapındıkları kapitalizm tanrısının sahte değeri para için vatanın her karış toprağına saldırıyor. AKP’li hakimler bu davayı reddederlerse, bir dava daha açarız. Bitmedi bu kavga, bitmeyecek’’ dedi.

∗∗

DANIŞTAY NEYİ BEKLİYOR?

AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding’in Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekirler köyünde hayata geçirmek istediği Halilağa Bakır Madeni projesine karşı yurttaşların ve doğa savunucularının direnişinde 47 gün geride kaldı. Kazdağları Ekoloji Platformu özetle şunları kaydetti: ‘’Kazdağları’nda 1 milyon ağacımız gitti. Kesimciler artık Hacıbekirler köy sınırına dayandı. Köylünün ağaçları gitti, suyu, toprağı, havası da gidecek. Danıştay 167 gündür karar vermek için bekliyor! 5200 dönüm ormanlık alan ormansızlaştırıldıktan sonra mı kararını açıklayacak? Bu haklı isyanı duymayan kamasın, Kazdağlarının eteklerinde bir kişinin rantı için 19 bin futbol sahası büyüklüğünde bir coğrafya paramparça edildi! Adalet ne zaman işleyecek soruyoruz?’’

∗∗

YAŞAMIN ORTASINA MADEN

Antalya’da da orman arazilerine yapılan maden ocaklarına her gün bir yenisi daha ekleniyor. Aksu ilçesi Karaöz Mahallesi’nde Belediye’ye ait sahada açılmak istenen maden ocağının yerleşim yerlerine yakın olması tepkileri büyütmüştü. BirGün’ün de geçen günlerde gündeme getirdiği projenin yerleşim yerine yakınlığı dikkat çekmişti. En yakın yerleşim yeri 86 metre mesafedeki Karaöz Mahallesi olduğunu belirten halk “Maden ocağı projesi için düşündükleri alan köyümüzün dibinde. Suyumuz etkilenecek. Köyümüz toz toprak dolacak, ağaçlarımız kuruyacak, bitki örtümüz zarar görecek" demişti.