Erdoğan-Biden görüşmesine günler kala dış politika hareketli. Saray’ın ABD ve Rusya arasında kurmaya çalıştığı denge politikası çözülüyor. Erdoğan, dümeni Beyaz Saray’a kırdıkça Kremlin ile çatlak derinleşiyor.

Tahterevalli siyaseti iflas etti

Mehmet Emin Kurnaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın 14 Haziran'da Brüksel'deki NATO Zirvesi kapsamında yapmayı planladığı ikili görüşme öncesi hareketlilik sürüyor. Görüşmenin iki ülke için de bir fırsat olduğunu savunan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, "İki liderin, Doğu Akdeniz, Suriye, İran, Dağlık Karabağ gibi bölgesel konularda geniş ve kapsamlı bir ajandaları olacak" diye konuştu. Öte yandan ABD’ye verilen yakınlaşma mesajları Rusya ile ilişkilerin seyrini de değiştiriyor. Biden yönetimine yakınlaşma çabasını artıran Saray’ın dış politikada denge kurma şansı giderek azalıyor. Bölgedeki Rusya ittifakının karşılığı olan S-400 krizi henüz çözülmemişken Ukrayna’ya SİHA satışı da Rusya’nın Türkiye’ye yönelik politikasında gerilime sebep oluyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz hafta gerçekleşen Yunanistan ziyaretinde S-400’lere yönelik açıklamaları, ABD basınında görüşme öncesi sıcak mesaj olarak yorumlanmış, Rus kurulum uzmanlarının ülkelerine gönderildiği yönünde haberler yapılmıştı. İddiaları kesin dille yalanlayan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise "Uzmanlarımız görevlerini tamamlayarak planlı bir şekilde dönüyor" dedi. Bir yanda Beyaz Saray’ın CAATSA (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) yaptırımları masada dururken terazinin diğer ucu Washington’a eğildikçe Moskova da elindeki kozları masaya sürüyor. Rusya’nın Türkiye uçuşlarını 21 Haziran’a uzatması gerginliğin bir yansıması olarak yorumlanıyor. Türkiye, Rusya’nın tarım ithalatında birinci sıradayken Rusya Ekonomi Bakanı Maxim Reshetnikov’un ithalata yönelik kısıtlama çağrısı da Türkiye’nin tarımsal ihracatını olumsuz etkileyecek.

BİRÇOK SIKINTI VAR

Moskova-Ankara hattında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Rusya Uzmanı Aydın Sezer, seyahat erteleme kararının Kırım konusundaki gelişmelerle ilgili olduğuna dikkat çekti. Türkiye ile Rusya arasında son işbirliği zirvesinin 29-30 Aralık'ta yapıldığına dikkat çeken Sezer, “Haziran ayının ortasına geldik zirve hâlâ gerçekleşmedi. Bu bile başlı başına çeşitli sıkıntılar olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın Türkiye ile özellikle Ukrayna krizi, Zelenski ziyareti, Kırım’ın ilhak meselesi konularında Türkiye’nin tavrı gibi ciddi sıkıntılar olduğunu hatırlatan Sezer, “Rusya’nın Türkiye’ye yönelik İdlib’e yönelik beklentileri hâlâ sürüyor. Türkiye’nin Polonya’ya İHA satışı da gündeme geldi. Rusya ile stratejik ilişki kurma arifesinde yapılacak olaylar değil bunlar. Dağlık Karabağ meselesinden sonra Azerbaycan koridorunun açılması için fizibilite yapılması gerekiyordu, Rusya bunu askıya aldı. Rusya doğrudan sert tepki veriyor. Zelenski görüşmesi günü uçuş yasağı dedikodu olarak başladı ve gerçekleşti” diye konuştu.

İKİ ARADA BİR DEREDE

Rusya’nın S-400’lerin İncirlik’e götürülmesi ve benzeri şekilde ABD kontrolüne girmesi ihtimalinden rahatsız olduğuna değinen Sezer sözlerini şöyle sürdürdü: “Karadeniz’de NATO kontrolünün artması, Gürcistan’ın NATO üyeliğinde Türkiye’nin tavrı da ayrıca Rusya’yı rahatsız ediyor. Türkiye’nin fabrika ayarlarına dönüp NATO ülkesi gibi davranmaya başlarsa Rusya enerji konusunda da endişelenmeye başlıyor. S-400’ten öte enerji anlaşmaları, Akkuyu gibi bir projenin maddi getirisi çok daha yüksek. Türk Akım’ın ticari anlaması yok hala Rusya’nın en çok baskı yaptığı konulardan biri. Çok ciddi ekonomik gelir projeleri bunlar. Türkiye ABD’ye yaklaştıkça Rusya’dan uzaklaşmak gerektiğinin farkında olduğu için iki arada bir derede kalmış durumda.”

***

Gündemde Suriye ve Libya var

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ve Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, Moskova'da bir araya gelerek Suriye ve Libya'daki durumu ele aldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre dün Bogdanov ve Önal, Suriye'deki durumu konuştukları bölümde bu ülkenin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne bağlılıklarını teyit etti. Taraflar, Suriye'de ateşkesin sağlanmasına ve ülke topraklarındaki uluslararası radikal örgütlenmelerle mücadele edilmesine yönelik Rus-Türk mutabakatlarının gidişatından memnuniyet duyduklarını belirtti.