Takımın sahibi

Futbol konusunda hep romantik olmaya daha da zoru hep romantik kalmaya gayret edenlerdenim. Takımın sahibinin semt ahalisi olduğu, kulübün elinin sürekli cebimizde olmadığı, para getiren kaynak değil gönül veren taraftar olduğumuz zamanlardaki gibi. Ama artık futbol artık büyük endüstri, milyonlarca liranın döndüğü devasa ekonomi. Artık tuttuğumuz takımlar CEO’lar tarafından yönetiliyor. Bizim takım diye gönül verdiğimize holding deniyor. Senin “Üç hece, sekiz harf sadece Beşiktaş” dediğin, aşk ile sonuna koca bir K eklediğin takımının sonuna “A.Ş.” ekleniyor. O yüzden sık sık düşünürüm takımın asıl sahibi kimdir diye. Interli Icardi olaylarının başından beri de aynı şeyi düşünüyorum.

Icardi bir deli oğlan, 23’ünde. Kendisi uzun yaşımındaki büyük tecrübelerini ve futbol yaşamını anlattığı biyografisini çıkardı. Kitapta anlattığı bir olaysa tribünlerle arasını epeyce bozdu. Inter’in 3 - 1 yenildiği Sassuolo maçında oyuncular tribünlere gidip formalarını attı. Forması taraftarlarca geri atılan Icardi önce şortunu çıkarıp tribüne attı ardından da laf dalaşı başladı. Interli oyuncular 15 dakika sonra çıkıp taraftarlardan özür diledi. Taraftarla yaşadığı olayı kitabında “Kaç paralık adamlarsınız? 50, 100, 200? Arjantin’den 100 tane gangaster tutup sizi öldürtürüm.” şeklinde anlatmasıyla ortalık karıştı. Tribün grubu CurvaNord “23 yaşında çocuksun. Otobiyografi yazıyorsun. Palyaçosun sen, akıllı ol. Biz Milan değiliz. Topla bavulunu ve s.... git.” dedi. Ayrıca yayınladıkları bildiride Icardi’nin kaptanlıktan alınmasını talep ettiler ve kitabın yaşanlarla dolu olduğunu söylediler. Aslına bakarsanız belki de tribünün ağır abilerinin kendisine “kurulması” iki yıl önceye dayanıyordu. Birlikte forma giydiği takım arkadaşının karısıyla yakınlaşıp ilişki yaşamış sonra da evlenmişti. Bununla da kalmamış takım arkadaşının küçük oğlunu Inter tesislerine götürüp fotoğraflarını çekmiş, gol attığında hem kendi eski takımı hem de yeni karısının eski kocasının takımı olan Sampdoria tribünlerine tahrik edici hareketlerde bulunmuştu.

CurvaNord ile arasındaki olaya çok ciddiye almasa da kitapta çıkan “Arjantin’den bir kamyon adam yığarım” tarzındaki açıklamasından sonra evinin önüne asılan “Biz buradayız, arkadaşların nerede?” pankartı olayların ne kadar ciddi olduğunun kanıtıydı. Sonunda delikanlı Icardi çıktı ve kitapta olayların abartıldığını, çok üzgün olduğunu, bir sonraki baskıda bu kısımların çıkartılması için elinden geleni yapacağını açıkladı. Kulüp futbolcuya ceza vereceğini açıklasa da trübünler Icardi’nin kaptanlığı elinden alınmadan rahat etmeyecek gibi. Çünkü takımın sahibi biziz ve bize yanlış yapanın takımda yeri yok diyor.

Takımın tek bir taraftar grubuna ait olmayacağını hep söyledim. Hatta bırakın ait olmayı tamamen özdeşleşmesine dahi karşıyım. Takımı için emek veren, boğaz patlatan herkesindir takım. Her şeyini verenin; zamanından, parasından ayıranındır. Her ne kadar biz hancı futbolcular yolcu gibi gözükse de onların da gönül vermesini isteriz bizim kadar. Gerard, Maldini, Totti gibi olmasalar da en azından karşımızda değil yanımıza olsunlar isteriz.