Taksim Dayanışması, dördüncü duruşması görülecek Gezi davasına ilişkin yaptığı açıklamada, Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısını yaptı.

Taksim Dayanışması'ndan 'Gezi davası' açıklaması: Osman Kavala serbest bırakılmalı

Yargıtay ve İstinaf mahkemelerinin bozma kararları sonrasında birleştirilen Gezi davasının dördüncü duruşması bugün görülecek.

52 kişinin yargılandığı dava öncesinde Taksim Dayanışması, yazılı açıklama yaptı.

Gerçeklerin çarpıtılmasına izin verilmeyeceği belirtilen açıklamada, "Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in ve Berkin’in düşlerinin kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü haklıyız! Gezi Hep Haklı!" denildi.

Açıklamada, "Kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli" denildi, "Somut hiçbir delil olmadığı halde 1574 gündür siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala serbest bırakılmalıdır!"çağrısı yapıldı.

Taksim Dayanışması'nın açıklaması şöyle:

"Ülkemizin toplum, kent ve demokrasi tarihinin en parlak, en onurlu sayfalarından biri olan Gezi Direnişi, Anayasal bir zeminde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki kez tescil edilmesine rağmen, hukuka ve gerçeğe aykırı, tümüyle mesnetsiz iddialarla, üçüncü kez yargılanmak isteniyor. Toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilmek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılmak isteniyor.

Dokuz yıl, üç dava, onlarca duruşma boyunca söylediğimizi yeniden tekrarlıyor, yıllardır süren hukuksuzluk ve gerçekliği çarpıtma ısrarına inat tekrar söylüyoruz: Gezi’yi kirletemezsiniz! Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştüremezsiniz! Gezi Direnişi’ni bir kez daha yargı marifetiyle karalama çabanız boşunadır! Gerçekleri çarpıtmanıza izin vermeyeceğiz! Sipariş senaryolarınızla, milyonlarca insanın, demokratik hak ve talepleri için, parklarda, meydanlarda, sokaklarda; özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz!

Bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umudunu kirletmenize izin vermeyeceğiz! Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in ve Berkin’in düşlerinin kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü haklıyız! Gezi Hep Haklı!

Dokuz yıldır içine sürüklendiğimiz karanlığı, emekçilerin, kadınların, lgbti’ların, öğrencilerin zorlaşan hayat şartlarını, yaşam alanlarında var olmak için karşı karşıya oldukları şiddet sarmalını ve ellerinden alınan gelecek umutlarını görüyor, bu karanlığa karşı ısrarla özgürlük, demokrasi ve insanca yaşamı savunmaya devam ediyoruz.

Çünkü biliyoruz ki: Gezi’de yaşam alanlarımızı, kentsel hafızamızı savunurken ne kadar haklıysak, bugün barınma hakkını savunurken o kadar haklıyız! Gezide özgürlükleri savunurken ne kadar haklıysak, bugün Enes Kara’nın yaşama sevincini ve geleceğini çalan tarikat ve cemaat zorbalıklarının karanlığı karşısında aydınlığı savunurken o kadar haklıyız! Gezi’de meslek ilkelerini ve bilimsel doğruları savunurken ne kadar haklıysak, bugün akıl dışı yönetimsel kararlarla afetlere mahkûm edilen kentlerimiz için liyakati savunmakta o kadar haklıyız. Gezi’ye faiz lobisi diyenlerin yüzüne gerçekleri haykırırken ne kadar haklıysak, bugün yaşadığımız ekonomik çöküşün sorumlusu iktidarınızdır derken de o kadar haklıyız.

Ama bugün, tüm dünyada kabul gören bu haklılığa rağmen, Taksim Dayanışması’ndan kent, demokrasi ve hukuk emekçisi arkadaşlarımız Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da aralarında yer aldığı itham edilenlerin şahsında, ülkemizin 80 kentinde Gezi’ye katılarak anayasal haklarını kullanan, demokrasiye güç vermiş milyonlarca yurttaşımız bir kez daha haksızca yargılanmak isteniyor. 2017 yılından bu yana, somut hiçbir delil olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklere sahip çıkan Gezi Direnişi’nin siyah ve beyazı olan çArşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz! Çünkü haklıyız: Dayanışma, paylaşma, emek, yargılanamaz!

Ülkemizin toplum, kent ve demokrasi tarihinin en parlak, en onurlu sayfalarından biri olan Gezi Direnişi, Anayasal bir zeminde gerçekleştiği yargı kararlarıyla iki kez tescil edilmesine rağmen, hukuka ve gerçeğe aykırı, tümüyle mesnetsiz iddialarla, üçüncü kez yargılanmak isteniyor. Toplumsal muhalefetin en temel hak ve talepleri suç unsuru gibi gösterilmek, barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliği ısrarla çarpıtılmak isteniyor.

Dokuz yıl, üç dava, onlarca duruşma boyunca söylediğimizi yeniden tekrarlıyor, yıllardır süren hukuksuzluk ve gerçekliği çarpıtma ısrarına inat tekrar söylüyoruz: Gezi’yi kirletemezsiniz! Gezi Direnişi’ni suçla, terörle, darbeyle, kalkışmayla anılan bir eyleme dönüştüremezsiniz! Gezi Direnişi’ni bir kez daha yargı marifetiyle karalama çabanız boşunadır! Gerçekleri çarpıtmanıza izin vermeyeceğiz! Sipariş senaryolarınızla, milyonlarca insanın, demokratik hak ve talepleri için, parklarda, meydanlarda, sokaklarda; özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz!

Bu ülkenin eşitlik, özgürlük ve adalet umudunu kirletmenize izin vermeyeceğiz! Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Ali İsmail’in, Ahmet’in ve Berkin’in düşlerinin kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü haklıyız! Gezi Hep Haklı!

Dokuz yıldır içine sürüklendiğimiz karanlığı, emekçilerin, kadınların, lgbti’ların, öğrencilerin zorlaşan hayat şartlarını, yaşam alanlarında var olmak için karşı karşıya oldukları şiddet sarmalını ve ellerinden alınan gelecek umutlarını görüyor, bu karanlığa karşı ısrarla özgürlük, demokrasi ve insanca yaşamı savunmaya devam ediyoruz.

Çünkü biliyoruz ki: Gezi’de yaşam alanlarımızı, kentsel hafızamızı savunurken ne kadar haklıysak, bugün barınma hakkını savunurken o kadar haklıyız! Gezide özgürlükleri savunurken ne kadar haklıysak, bugün Enes Kara’nın yaşama sevincini ve geleceğini çalan tarikat ve cemaat zorbalıklarının karanlığı karşısında aydınlığı savunurken o kadar haklıyız! Gezi’de meslek ilkelerini ve bilimsel doğruları savunurken ne kadar haklıysak, bugün akıl dışı yönetimsel kararlarla afetlere mahkûm edilen kentlerimiz için liyakati savunmakta o kadar haklıyız. Gezi’ye faiz lobisi diyenlerin yüzüne gerçekleri haykırırken ne kadar haklıysak, bugün yaşadığımız ekonomik çöküşün sorumlusu iktidarınızdır derken de o kadar haklıyız.

Ama bugün, tüm dünyada kabul gören bu haklılığa rağmen, Taksim Dayanışması’ndan kent, demokrasi ve hukuk emekçisi arkadaşlarımız Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da aralarında yer aldığı itham edilenlerin şahsında, ülkemizin 80 kentinde Gezi’ye katılarak anayasal haklarını kullanan, demokrasiye güç vermiş milyonlarca yurttaşımız bir kez daha haksızca yargılanmak isteniyor. 2017 yılından bu yana, somut hiçbir delil olmadığı halde siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklere sahip çıkan Gezi Direnişi’nin siyah ve beyazı olan çArşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz! Çünkü haklıyız: Dayanışma, paylaşma, emek, yargılanamaz!

Bu akıl ve hukuk dışı dava derhal geri çekilmeli, kurgu ithamlarla yargılanmak istenen arkadaşlarımız hakkındaki iddialar düşürülmeli, somut hiçbir delil olmadığı halde 1574 gündür siyasi bir tutsak olarak tutukluluğu devam eden Mehmet Osman Kavala serbest bırakılmalıdır!

Biliyor ve inanıyoruz ki: GEZİ Hep Haklı! GEZİ Umuttur, Umut Yargılanamaz!"